Bir İmam-Hatipli havadan kuş kapsa, bu ülkede ne olabilir? İlk akla gelenlerden biri Başbakanlık'tır.
Bir sonrası da Cumhurbaşkanlığı olsun.
Şu anda ülkemizde İmam-Hatipli bir başbakan var.
O'na bu ünvanı uygun görenler, işler iyi giderse yarın onu Cumhurun başına getirebilirler.
Kabinedeki İmam-Hatipli sayısını bilmiyorum.
Kendileri olmasa da en yakınlarından başlayarak, İmam-Hatipli olmaya yabancı olduklarını sanmam.
Meclis'te kaç İmam-Hatipli vekil var? Azımsanmayacak sayıdadır kanaatimce.
Bütün bunlar laiklik için bir tehdit ve tehlike değil. Cumhurbaşkanı'ndan sonraki makamın sahibinin eşi başörtülü. Başbakanın eşi de başörtülü.
Bazı şom ağızlıların iddia ettiği doğru ise, şu ana kadar mason ve dönme olmayanların asla ve kat'a oturamadıkları Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten Gül'ün de eşi başörtülü.
Kabinedeki bakanların da bir kısmının başı örtülü, vekillerin de çoğunun eşleri başörtülü?
Bunlar da laiklik için bir tehlike oluşturmuyor.
Kıbrıs'ı son anda Rumlar sayesinde kaybetmekten kurtardık. Bu da laiklik için bir tehdit ve tehlike oluşturmuyor.
Güneydoğu tarafımızda, burnumuzun dibinde kurulmaması için 35 bin evladımızı feda etmemize rağmen "nur topu(!)" gibi bir Kürdistan kuruldu.
Ki, eğer hesaplarda bir açı sapması olmazsa, ilerisi için bizi hayli zorlayacak.
Bu da laikliğe aykırı değil.
Ege, "Kıbrıs olmadı ama Ege size feda olsun" anlayışıyla Yunan'a, altın tepsiyle sunulmaya çalışılıyor.
Bu da laiklik için tehlike değil.
Karadeniz'de yoğun bir Pontus faaliyeti sürüp gider. Bu da lakilik için bir tehlike değil.
Ülkede, millî bütünlüğümüzü tehdit eden misyonerlik faaliyetleri tavan yaptı. Bu da laiklik için bir tehlike değil. On binlerce gencimiz önce Hıristiyan yapılıyor, sonra da; şimdi bu toprakların asıl sahibinin kimler olduğu seansına geçelim denip, bu toprakların asıl sahipleri Rumlardır, Ermenilerdir?deniyor. Bu da laikliğe aygırı olmuyor.
İçlerinde tuhaf tuhaf Türkiye haritaları bulunan beş milyon İncil'in ülkemizde dağıtılmış olması da laikliği ihlal etmiyor.
Gelelim İmam-Hatiplerin haline...
Kimi öğretmenler sayesinde, bu okullar kuruluş gayelerinin süratle dışına çıkartılıyor.
İbadet yapma oranı son derece düşmüş.
"Dinlearası Diyalog" sürecinden yeterince nasiplendirildi bu okullar.
Kısaca, girişinde yazan "imam-hatip" kavramlarından, bir noktadan ters istikamete doğru giden gibi, gittikçe uzaklaşıyor.
Hükümet katsayı masalıyla milleti oyalaya dursun.
Milli Eğitim Bakanı; "Korkacak bir şey yok, biz bu okullara sözel bölüm statüsü veriyoruz, hukuk, siyasal ve benzeri okullara girmeleri ve laikliği yıkmaları mümkün değil" diyor. Bütün bunları alt alta koyup topladığınız zaman karşınızda devekuşu kabare misali bir tiyatro çıkıyor.
Cumhuriyet tarihi boyunca askerin bu boyutta uyum içinde çalıştığı kaç hükümet bilirsiniz?
Askeri lojmanlarından AKP'ye çıkan oy oranı hakkında bilginiz var mı? Ben çok merak ediyorum şahsen.
Söylenenler, baştan sona doğru olsa bile, bu konunun laikliğin ihlaliyle,
Uzaktan-yakından,
Sağdan-soldan,
Aşağıdan-yukarıdan,
Usûl-furu,
Aba-u ecdat,
Ümmehat-i ceddatla hiçbir ilgi ve alakası yoktur, bu da ayrı bir konu.
Bir üniversitede dönen dolaplar hakkında bana gelen e-mailleri okusanız beni daha iyi anlardınız.
Ülkenin en büyük ve saygın üniversitesinde, Türkiye aleyhinde çalışan, Rum-Yunan ideallerine hizmet eden ve hiç kimsenin kılına dokunamadığı "çok özel" şahıslardan bahsediliyor o emaillerde.
Kısaca dört yandan kuşatılmış Türkiye, İtalyan provası ile yeni yeni tiyatral faaliyetlere hazırlanıyor.
Kim demiş Türk insanı tiyatroya gitmez diye?
Gitmeye ne gerek var, ayağınıza gelince hizmet. Sarınca sizi hezimet.
Demleyin çayınızı,
Artırın sayınızı,
Kollayın dayınız,
Besleyin ayınızı,
Alacaksınız payınızı.
Bir sonrası da Cumhurbaşkanlığı olsun.
Şu anda ülkemizde İmam-Hatipli bir başbakan var.
O'na bu ünvanı uygun görenler, işler iyi giderse yarın onu Cumhurun başına getirebilirler.
Kabinedeki İmam-Hatipli sayısını bilmiyorum.
Kendileri olmasa da en yakınlarından başlayarak, İmam-Hatipli olmaya yabancı olduklarını sanmam.
Meclis'te kaç İmam-Hatipli vekil var? Azımsanmayacak sayıdadır kanaatimce.
Bütün bunlar laiklik için bir tehdit ve tehlike değil. Cumhurbaşkanı'ndan sonraki makamın sahibinin eşi başörtülü. Başbakanın eşi de başörtülü.
Bazı şom ağızlıların iddia ettiği doğru ise, şu ana kadar mason ve dönme olmayanların asla ve kat'a oturamadıkları Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten Gül'ün de eşi başörtülü.
Kabinedeki bakanların da bir kısmının başı örtülü, vekillerin de çoğunun eşleri başörtülü?
Bunlar da laiklik için bir tehlike oluşturmuyor.
Kıbrıs'ı son anda Rumlar sayesinde kaybetmekten kurtardık. Bu da laiklik için bir tehdit ve tehlike oluşturmuyor.
Güneydoğu tarafımızda, burnumuzun dibinde kurulmaması için 35 bin evladımızı feda etmemize rağmen "nur topu(!)" gibi bir Kürdistan kuruldu.
Ki, eğer hesaplarda bir açı sapması olmazsa, ilerisi için bizi hayli zorlayacak.
Bu da laikliğe aykırı değil.
Ege, "Kıbrıs olmadı ama Ege size feda olsun" anlayışıyla Yunan'a, altın tepsiyle sunulmaya çalışılıyor.
Bu da laiklik için tehlike değil.
Karadeniz'de yoğun bir Pontus faaliyeti sürüp gider. Bu da lakilik için bir tehlike değil.
Ülkede, millî bütünlüğümüzü tehdit eden misyonerlik faaliyetleri tavan yaptı. Bu da laiklik için bir tehlike değil. On binlerce gencimiz önce Hıristiyan yapılıyor, sonra da; şimdi bu toprakların asıl sahibinin kimler olduğu seansına geçelim denip, bu toprakların asıl sahipleri Rumlardır, Ermenilerdir?deniyor. Bu da laikliğe aygırı olmuyor.
İçlerinde tuhaf tuhaf Türkiye haritaları bulunan beş milyon İncil'in ülkemizde dağıtılmış olması da laikliği ihlal etmiyor.
Gelelim İmam-Hatiplerin haline...
Kimi öğretmenler sayesinde, bu okullar kuruluş gayelerinin süratle dışına çıkartılıyor.
İbadet yapma oranı son derece düşmüş.
"Dinlearası Diyalog" sürecinden yeterince nasiplendirildi bu okullar.
Kısaca, girişinde yazan "imam-hatip" kavramlarından, bir noktadan ters istikamete doğru giden gibi, gittikçe uzaklaşıyor.
Hükümet katsayı masalıyla milleti oyalaya dursun.
Milli Eğitim Bakanı; "Korkacak bir şey yok, biz bu okullara sözel bölüm statüsü veriyoruz, hukuk, siyasal ve benzeri okullara girmeleri ve laikliği yıkmaları mümkün değil" diyor. Bütün bunları alt alta koyup topladığınız zaman karşınızda devekuşu kabare misali bir tiyatro çıkıyor.
Cumhuriyet tarihi boyunca askerin bu boyutta uyum içinde çalıştığı kaç hükümet bilirsiniz?
Askeri lojmanlarından AKP'ye çıkan oy oranı hakkında bilginiz var mı? Ben çok merak ediyorum şahsen.
Söylenenler, baştan sona doğru olsa bile, bu konunun laikliğin ihlaliyle,
Uzaktan-yakından,
Sağdan-soldan,
Aşağıdan-yukarıdan,
Usûl-furu,
Aba-u ecdat,
Ümmehat-i ceddatla hiçbir ilgi ve alakası yoktur, bu da ayrı bir konu.
Bir üniversitede dönen dolaplar hakkında bana gelen e-mailleri okusanız beni daha iyi anlardınız.
Ülkenin en büyük ve saygın üniversitesinde, Türkiye aleyhinde çalışan, Rum-Yunan ideallerine hizmet eden ve hiç kimsenin kılına dokunamadığı "çok özel" şahıslardan bahsediliyor o emaillerde.
Kısaca dört yandan kuşatılmış Türkiye, İtalyan provası ile yeni yeni tiyatral faaliyetlere hazırlanıyor.
Kim demiş Türk insanı tiyatroya gitmez diye?
Gitmeye ne gerek var, ayağınıza gelince hizmet. Sarınca sizi hezimet.
Demleyin çayınızı,
Artırın sayınızı,
Kollayın dayınız,
Besleyin ayınızı,
Alacaksınız payınızı.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024