Bir eylemin suç sayılması için üç koşul aranır; 1- Objektif (maddi) koşul: Eylem2- Sübjektif (manevi) koşul: Eylem ile eylemde bulunan arasındaki psikolojik bağ3- Yasal koşul: Suç ve cezasının yasada yer almış olmasıManevi koşula niyet de diyebiliriz ve bunun dereceleri vardır; kasıt, savsaklama (ihmal), önlem almama (tedbirsizlik), ehliyetsizlik, meslek ve sanatta acemilik gibi.Cinayeti örnek alırsak; kasten öldürme, ihmal sonucu ölüme neden olma, önlem almama sonucu ölüme sebebiyet durumları karşımıza çıkar. Bir de kan davalarında olduğu gibi tasarlayarak (taammüden) öldürme vardır.Ceza hukukumuza yeni giren ve Yargıtay kararlarında yerleşmeye başlayan "olası (muhtemel) kasıt" da önemlidir. Mesela kişi, öldürmeyi tasarladığı hasmını sokak ortasında, kalabalık arasında kurşun yağmuruna tutarsa, hedef aldığı kişi yanında başkalarına da mermi isabet edebilir, ölümler olabilir. Bunun sonucunda hasmını öldüren kişi kasten adam öldürmeden ya da taammüden adam öldürmeden hüküm giyerken, kendilerine mermi isabet eden kişilere bir husumet ve kastı olmadığından sadece ölüme sebebiyetten yargılanabilir. Olası kasıt açısından değerlendirdiğimizde ise, ortada kaza kurşunuyla ölenlere yönelik kasıt yoksa da, hasmına kurşun sıkan kişinin etraftakilerin de zarar görebileceğini hesaplaması gerekir ve o nedenle de olası kasıtlı hareket ettiği varsayılır. Tıpkı düğünlerde havaya ateş edilmesi sonucu ölenlerin durumu gibi. "Maganda kurşunuyla ölen?" şeklindeki haberlere aşinayız. Şimdi havaya sıkanı, ölüme sebebiyetten mi yoksa olası kasıtla adam öldürmekten mi yargılayacağız? Yargıtay, bu tür olaylarda "olası kasıt" durumunu değerlendirmektedir.Güvenlik önlemleri alınmamış işyerlerindeki iş kazaları sonucu binlerce çalışan ölüp gitmektedir. İşyeri cinayetleri de diyebileceğimiz bu durumlarda işvereni, olası kasıtla adam öldürme nedeniyle sorgulama ve kovuşturma mümkündür. Örnek mi, işte Soma'da ölen yüzlerce maden işçimiz.Suruç katliamı bağıra bağıra gelmedi mi. Reyhanlı dahil önceki vahşet olaylarının hiç mi ihbarı alınmadı.Suriye'deki rejimi devirmek uğruna şer odaklarına kucak açan AKP iktidarı bugün ektiklerini biçmektedir. Bu sonuçları öngörmesi gereken siyasal iktidar, yaşanan katliamın sorumlusudur. Uluslararası sorumluluğu bir yana, ceza hukukumuz açısından bu iktidar, olası kasıtla ölen insanlarımızın sorumlusudur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023