Devr-i saltan-ı Tayyiban

Sultan Birinci Uzun Tayyîb, tebdîl-i kıyâfet ahâliyi murakabe ederken kapalı mekânlarda sigara tüttüren, terbiyesizler görmüş!"Terbiyesiz herifler! Sultan geçerken sigara içiyorlar! Zabıtay-ı Tayyiban nerdedür?" deyü kükreyip tebdîl-i kıyâfetini fâş ederek kendini aşikâr etmiş!Halbuki öylesine bir tebdil-i kıyâfet ki; görülmesini engellemek için kendisinden dakikalar önce geçeceği yerlere gidip pusu atan, her türlü mütecâvizâne vak'âya ma'nî olmak içün seferber zabıtay-ı tayyîban bile Sultan'ı tanıyamazdı!Sultan Birinci Uzun Tayyîb'in, ahâli sağlığını önemsediğini unutmuş olan bazı "terbiyesizler", sigara dumanı ile Tayyîb Sultan'ın îmanına zarar vermişler!Sultan Birinci Uzun Tayyib, Allah'ın (c.c.); "Göklerde ve yerde olanları, Allah'ın bildiğini görmüyor musunuz? Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O'dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlak O, onlarla beraberdir. Sonra kıyamet günü onlara yaptıklarını haber verecektir. Doğrusu Allah, her şeyi bilendir" (Mücâdele-7) ikazına harfiyyen uyduğunun ve bu yüzden Alman, İngiliz ve ABD Hükümetleri tarafından izlenmesine, dinlenmesine ma'nî olmak için ahâliden toplanan ve kutsallaştırılan vergilerden katrilyonlara mal olan bir KAÇ-AK SARAY yaptırdığını bile fark edememişler!Bilmezler ki; özelden güzel yapılan KAÇ-AK SARAY da, eabdîl olunsun diye dünya sultanlarının saraylarını yutacak büyüklükte yapıldı! Bin odalı, bin beş yüz personelli mâ-şâ-Allah!Bilmezler ki; Sultan Birinci Uzun Tayyîb'e karşı sigara tüttüren terbiyesizler; havaya üfledikleri "et-tibgu" veya "ettebgu" veya "tedyîn" veya "duhan"adlı tütün 'ü, yasaklayan, Dördüncü Murâd 'ın irâdesini yok eden Atatürk Cumhuriyeti' ne de haddini bildir(!)mek adına; "Yeni Osmanlı" mefkûresi dâhilinde başlatılan "Yeni Türkiye"de, gizlice "duhan" tüttüren iki kişinin üçüncüsü, üç kişinin dördüncüsü, Hafîye-i Sultan Uzun Tayyîb' dir! Ve bu nâdan, nobran terbiyesizler, lâyıkıyla tecyîz olunacaktır!Bilmezler ki; 1605-1606 yıllarında kaçak yollarla başlayan tütün ekimi ve "tedyîn" kullanımı, 4. Murad zamanında yasaklanmıştı. Katip Çelebi, 4. Murad'ın "duhan" ile mücadelesini şöyle anlatır: "... Sonra Sultan Murad, kötülüklerin kapısını kapamak için kahvehaneleri kapattığı gibi, yangınlar çıktığı için tütüne de yasak getirmişti. Halk yasağı dinlemediğinden hünkar buyuruğuna aykırı gitmek suçundan içenleri cezalandırmak gerekti. Giderek kişi, yasak nesnenin üzerine daha çok düşer dediklerince içmeye hırs ve rağbet artıp bu suçtan nice âdem yokluk ülkesine gönderildi..." Devrin Cerrahlar Şeyhi'nin de büyük bir gayretle, Fatih Camii'nde vaaz ve nasihatler verdiğini, tütün aleyhindeki fetvâları cami duvarlarına astırdığını da Katip Çelebi'den öğreniyoruz! Devrin İleri demokratları'nın, Haçlı ile işbirlikçi gayretleriyle de parçalanıp Haçlı tarafından paylaşılan Osmanlı Devleti enkazından bir Türk Devleti çıkaran Muhteşem Türk Atatürk'ün, Devlet ve millet için kurduğu KİT'lerden satılmayan kalmadı hamd olsun!Dördüncü Murad'ın yerine tahta çıkan; 97. İslâm Halifesi ve 18. Osmanlı Padişahı Sultan İbrahim'i de biliyoruz! Cinci Hoca ve masalcı kadından duyup kıskandığı ve samurla kaplı bir saray yaptırmak için hazineyi tamtakır ettiğini de hatırlıyoruz!Deli İbrahim'in çılgınlıklarını, günümüzde "Çılgın Projeler" adıyla uygulayan, Çılgın İleri Demokrat bir Sultan var artık hamd olsun!Ya Rabbi! Bütün yandaşlarının, yalaka ve saray soytarılarının, hayır-hasenât için kullanılacak milyon-milyar dolarları ayakkabı kutularında muhafaza eyleyen memurların, elleri kirlenmesin diye para sayma makineleri ile sayıp devasa kasalarda saklayan Bakan ve Bakan Çocuklarının ömürlerinden kes ve Sultan Birinci Uzun Tayyib'in ömrüne ekle!Ya Rabbi! Sultan Birinci Uzun Tayyîb'e öyle bir ömür ver ki, it ile alâmete, kurd ile kıyâmete kalsın!Ya Rabbi! Yeni Türkiye'nin İleri Demokrat Sultanına öyle bir ömür ver ki; kınadıklarını harfiyyen yaşadığını ibret-i âlem diye bütün ahâli görsün!Çalab'ım! Ulu Tanrı'm! "Ol" deyince olduran Allah'ım! "Nûn! Yemîn olsun kaleme ve yazanların satır satır yazdıklarına" (Kalem-1) diye överek yazma yetkisi verdiğin kullarına da; Sultan Uzun Tayyîb'in; yaptıklarını-yaptırdıklarını; aldıklarını-aldırdıklarını, gasp ettiklerini-ettirdiklerini yazma cesâreti ver!"Haberiniz olsun ki; Biz bağ sahiplerini imtihan ettiğimiz gibi onları da imtihan ettik. O zaman onlar; 'Sabah olunca mutlaka devşireceğiz' diye yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı." (Kalem-17)"Sabaha kadar o bağ yanıp simsiyah olmuştu./ Derken sabaha yakın birbirlerine seslendiler: Haydin, kesip devşirecekseniz ürününüze erkence koşun, dediler./ Giderken birbirlerine gizlice; 'Sakın bugün aranıza bir yoksul sokulmasın!'/Yoksulları engellemeye güçleri yeter halde erkenden gittiler./ O bağı görünce; 'Herhalde biz yanlış yere geldik, yok biz mahrum bırakılmışız!' dediler./ Ortancaları; 'Ben size Allah'ı tesbîh etseydiniz!' dememiş miydim?' dedi./ 'Sübhansın ey Rabbimiz! Biz kesinlikle zalimlermişiz!' dediler./ Sonra döndüler birbirlerini kınamaya başladılar." (Kalem, 18-19-20-21-22-23-24-25-26-27-28-29-30).Ömrün uzundan da uzun olsun Sultan Birinci Uzun Tayyîb!Ben göremesem de hâlini görenler olsun! Göremeyenlere anlatacak erbâb-ı kalemler olsun!"Para cimride, silah korkakta, yetki câhilde olursa işler bozulur!" (Hz. Ebubekir)."OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm.Selâm, sevgi, duâ.