AKP'nin 19 yılı: Gri liste… Neyin nesidir bu liste? Kim hazırlar? Karapara aklamasını ve terörün finansmanını izlemek ve önlemek için kurulmuş olan FATF (Financial Action Task Force), şüpheli ülkelerin listesini hazırlar. İşte bunun adı "Gri Liste" dir. Listede Yemen, Güney Sudan, Suriye, Fas, Arnavutluk, Zimbabwe, Barbados, Cayman Adaları, Filipinler gibi onlarca ülke var. Nihayet AKP hükûmetinin "becerisi" ile biz de bu listeye dahil olduk. Üstelik FATF kuruluşunun bağlı olduğu OECD'nin de üyesiyiz iyi mi? Kendim ettim kendim buldum hesabı…
İtibardan tasarruf edilmez diye diye itibarsızlığın dibine vurduk. Yani, Türkiye karaparayla mücadelede yaya kalmış. Oysa karapara aklama, terörün finansmanı ve nükleer silahların yayılmasının önlenmesi konusunda sözler vermişiz FATF'a. Hani nerde verdiğin sözler diyerek Gri'ye uğurladılar bizi. Neyse beterin beteri var; kara listeye de alınabilirdik.
Devletler türlü çeşit…Tekli devletler (üniter), çoklu devletler (federasyon, konfederasyon) gibi. Bir başka pencereden baktığımızda demokratik olanlar, totaliter görüntü verenler diye de ayırabiliriz.
Peki yağma Hasan'ın böreği servis ediliyorsa mesela… Ne ad bulacağız? Benim aklıma bir şey geliyor ama, sözüm meclisten dışarı: Yağmacı devlet ya da, devletin yağmaya katılması.
"Yağmacı devlet" lerin kalkınma gibi temel bir hedefi yoktur. Yağmacı bir devlette esas olan, yöneticilerin kendi ya da yakınlarının "ceplerini" doldurmaktır. Dolayısıyla, yağmacı devleti, yatırımlarda kullanılabilecek ve böylece kamunun ortak kullanımına sunularak iktisadi ve toplumsal dönüşüme yol açabilecek çok büyük miktarlardaki kaynağa bir şekilde el koyan ve bu oluşumu engelleyen devlet olarak tanımlamak mümkündür. Yağmacı devlet, kalkınmacı devletin aksine, kamusal çıkarları önde tutan bürokratlar tarafından değil, kendi çıkarları için çalışan kadrolar tarafından yönetilmektedir.
Yağmacı devletlerde, olası yatırımlar, genelde, "adam kayırmacılığa" göre yapılmaktadır. Yapılan görkemli planlara rağmen, politika hedefleri olarak ifade edilenler, genellikle, kişisel çıkarların ve rejimin seçim desteği için önemli olan güçlü grupların peşinde koşma ya da onlarla işbirliği halinde gerçekleştirilecek eylemlerden ibarettir. Bu şekilde, hükûmetlerin elindeki imkanlar, hem yağmacı yöneticiler hem de onları destekleyen kişi ya da gruplar için beslenme havuzlarına dönüştürülmüştür.
Yağmacı yöneticilerin her zaman yanlarında kendileriyle birlikte hareket eden destekleyici bir çıkar koalisyonu olmuştur. Dolayısıyla, yağmacı yönetim tek bir liderden ibaret olmayabilir. Kimi zaman asker, polis ve sivil bürokrasinin kilit noktalarında yer alan kişilerin desteği ve aktif işbirliğinden meydana gelen "yağma koalisyonu"ndan oluşur.
Yağmacı yönetimde sistem, özünde, her üsttekinin altındakinden "hediye" ve para almasına dayanan, böylece ekonominin "damlama etkisiyle" yukarıdan aşağıya doğru giden yağmalanmasını gösteren bir sistemdir. Bir başka deyişle, yağmacı yönetimler, yolsuzluğun yukarıdan aşağıya doğru aktığı ve böylece alttakilerin üsttekileri takip ettiği rejimlerdir.
Başlığa dönersek, dibe vuran itibar ve ekonomiden çıkış yolu, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli (MEM)'dir. Hem milli hem de kalkınmacı bir rejimdir… Anlayanlara!
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023