Diyalogçuların maskesi bir kez daha düşürüldü.
Barış, kardeşlik, hoşgörü gibi masum kelimelerin arkasına gizlenmiş sinsi plan bir kez daha deşifre edildi.
Dinlerarası diyalog safsatasına, tuzağına yıllar önce ilk dikkati çeken isim olan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Hayfar Baş yine tarihi bir tespitte bulundu.
Haftasonu Antalya'da düzenlenen 6. Uluslarası Ehl-i Beyt Sempozyumu’nda konuşan Haydar Baş oynanan oyunun bizim sandığımızdan çok daha büyük olduğunu ortaya koydu.
Bu oyun öyle bir oyun ki, Türk-İslam medeniyetinden son bin yılın intikamını almayı amaçlıyor.
Bakın Prof.Dr. Haydar Baş, Abdal Musa hazretlerinin manevi huzurunda düzenlenen sempozyumda özetle neler söylüyor
"Ahmed Yesevi Hazretleri, Hacı Bektâş-ı Veli'yi Anadolu'ya gönderdi. Anadolu'da o zamanlar 35-36 etnik grup vardı. Bunların tamamına yakını Müslüman oldu. Hacı Bektâş-ı Veli kilise açmadı, cami açtı! Yahudisi, Ermenisi, Keldanisi o zamanlar 'Biz Türk'üz' dediler. Sosyoloji uzmanları mutlaka o dönemi iyi araştırmalıdır. Tarih böyle bir devrime şahit olmamıştır. Hacı Bektâş-ı Veli, Abdal Musa... Bunlar Türklüğün temellerini atmıştır. Türkler bir tek kişinin burnunu kanatmadı. Soykırım iddiaları 'Bu Türkler Yahudileri, Ermenileri, Keldanileri Müslüman - Türk yaptı' diye çıkarılmaktadır. Vatikan bunun formülünü buldu: Dinlerarası Diyalog... Türkiye'den kelli felli adamlar buldular. Bu yöntemle insanları İslam'dan koparıp yeniden onlara ben Rumum, Ermeniyim, Keldaniyim dedirtmek istiyorlar."
Evet... Haydar Baş Dinlerarası Diyalog (Medeniyetler İttifakı) çalışmalarının gerçek amacını böyle deşifre ediyor, maskeleri böyle düşürüyor.
Okyanus ötesine demirlemiş hocaefendi kılıklı tiplerin boynundaki haçı böyle açık ediyor.
Meğer Ehl-i Beyt aşıklarını kafir ilan eden, yüce Allah'ın Kur’an-ı Kerim'de ebedi cehennemlik ilan ettiği Yahudi ve Hıristiyanlar için de "cennetlik" diyen diyalogçuların maksadı Türk-İslam medeniyetinden intikam almakmış.
Plan bin yıllık bir rövanş alma planıymış!
Hedef önce dini bütünlüğümüz ardından da milli bütünlüğümüzmüş!
Böyle büyük bir oyun ancak Ehl-i Beyt nefesiyle bozulurdu, şimdi Prof. Dr. Haydar Baş tarihi vazifeyi yerine getiriyor.
Dinlerarası Diyalog nedir?
Özellikle son 15 yılda islam dünyasında uygulamaya konulan dinlerarası
diyalog Vatikan kaynaklı bir proje.
Bu proje 28 Ekim 1965’te Papa 6. Paul’un onayıyla “Papalığın 3. bin yıl hedefi” olarak ilan edilmişti.
Vatikan’dan 1991 yılında açıklanan Redemptoris Mission adlı genelgede
“Dinlerarası Diyalog, kilisenin bütün insanları kiliseye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır... Bu misyon aslında Mesih’i ve İncil’i bilmeyenlere ve diğer dinlere mensup olanlara yöneliktir” denilmektedir.
Öteyandan Dinlerarası Diyalog ABD'nin İslam dünyasını kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmesi için geliştirdiği Büyük Ortadoğu Projesi’nin de en önemli argümanlarından biri durumunda.
Ilımlı İslam ve Medeniyetler İttifakı adıyla da sahneye konan Dinlerarası Diyalog projesiyle, yüce
Allah'ın Kur’an-ı Kerim'de tek hak din ilan ettiği İslam, tahrif edilmiş dinlerle aynı kefeye konuyor.
Bu süreçte bunların tuzağına düşen binlerce müslüman maalesef din değiştirmiştir.
Barış, kardeşlik, hoşgörü gibi masum kelimelerin arkasına gizlenmiş sinsi plan bir kez daha deşifre edildi.
Dinlerarası diyalog safsatasına, tuzağına yıllar önce ilk dikkati çeken isim olan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Hayfar Baş yine tarihi bir tespitte bulundu.
Haftasonu Antalya'da düzenlenen 6. Uluslarası Ehl-i Beyt Sempozyumu’nda konuşan Haydar Baş oynanan oyunun bizim sandığımızdan çok daha büyük olduğunu ortaya koydu.
Bu oyun öyle bir oyun ki, Türk-İslam medeniyetinden son bin yılın intikamını almayı amaçlıyor.
Bakın Prof.Dr. Haydar Baş, Abdal Musa hazretlerinin manevi huzurunda düzenlenen sempozyumda özetle neler söylüyor
"Ahmed Yesevi Hazretleri, Hacı Bektâş-ı Veli'yi Anadolu'ya gönderdi. Anadolu'da o zamanlar 35-36 etnik grup vardı. Bunların tamamına yakını Müslüman oldu. Hacı Bektâş-ı Veli kilise açmadı, cami açtı! Yahudisi, Ermenisi, Keldanisi o zamanlar 'Biz Türk'üz' dediler. Sosyoloji uzmanları mutlaka o dönemi iyi araştırmalıdır. Tarih böyle bir devrime şahit olmamıştır. Hacı Bektâş-ı Veli, Abdal Musa... Bunlar Türklüğün temellerini atmıştır. Türkler bir tek kişinin burnunu kanatmadı. Soykırım iddiaları 'Bu Türkler Yahudileri, Ermenileri, Keldanileri Müslüman - Türk yaptı' diye çıkarılmaktadır. Vatikan bunun formülünü buldu: Dinlerarası Diyalog... Türkiye'den kelli felli adamlar buldular. Bu yöntemle insanları İslam'dan koparıp yeniden onlara ben Rumum, Ermeniyim, Keldaniyim dedirtmek istiyorlar."
Evet... Haydar Baş Dinlerarası Diyalog (Medeniyetler İttifakı) çalışmalarının gerçek amacını böyle deşifre ediyor, maskeleri böyle düşürüyor.
Okyanus ötesine demirlemiş hocaefendi kılıklı tiplerin boynundaki haçı böyle açık ediyor.
Meğer Ehl-i Beyt aşıklarını kafir ilan eden, yüce Allah'ın Kur’an-ı Kerim'de ebedi cehennemlik ilan ettiği Yahudi ve Hıristiyanlar için de "cennetlik" diyen diyalogçuların maksadı Türk-İslam medeniyetinden intikam almakmış.
Plan bin yıllık bir rövanş alma planıymış!
Hedef önce dini bütünlüğümüz ardından da milli bütünlüğümüzmüş!
Böyle büyük bir oyun ancak Ehl-i Beyt nefesiyle bozulurdu, şimdi Prof. Dr. Haydar Baş tarihi vazifeyi yerine getiriyor.
Dinlerarası Diyalog nedir?
Özellikle son 15 yılda islam dünyasında uygulamaya konulan dinlerarası
diyalog Vatikan kaynaklı bir proje.
Bu proje 28 Ekim 1965’te Papa 6. Paul’un onayıyla “Papalığın 3. bin yıl hedefi” olarak ilan edilmişti.
Vatikan’dan 1991 yılında açıklanan Redemptoris Mission adlı genelgede
“Dinlerarası Diyalog, kilisenin bütün insanları kiliseye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır... Bu misyon aslında Mesih’i ve İncil’i bilmeyenlere ve diğer dinlere mensup olanlara yöneliktir” denilmektedir.
Öteyandan Dinlerarası Diyalog ABD'nin İslam dünyasını kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmesi için geliştirdiği Büyük Ortadoğu Projesi’nin de en önemli argümanlarından biri durumunda.
Ilımlı İslam ve Medeniyetler İttifakı adıyla da sahneye konan Dinlerarası Diyalog projesiyle, yüce
Allah'ın Kur’an-ı Kerim'de tek hak din ilan ettiği İslam, tahrif edilmiş dinlerle aynı kefeye konuyor.
Bu süreçte bunların tuzağına düşen binlerce müslüman maalesef din değiştirmiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Teröriste kravat taktırınca! / 01.03.2025
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024