Doğruyu bulup doğruda buluşmak

"Ahir zamanda ümmet, ihtilaf üzerinde ittifak edecektir. ... Hak ve hakikat üzerinde tek bir grup gidecektir. Onun için ihtilaf ederek bir arada olanlarla değil hidayet yolu üzerinde gidip hakkı bulan o bir grubu bulmak şart." Prof. Dr. Haydar BAŞYıllardır gizli mahfillerde yol arkadaşlığı etmiş, on iki yıldır Hükumet nimetlerini paylaşmış, müstahdemlikten müsteşarlığa kadar bütün kadroları bölüşmüş, "Cemaat bizden ne istedi de vermedik?" diye yapılanlar Başbakan ağzından itiraf edilmiş, Hizmet Grubu A.Ş. ile Hükümetin-Yürütmenin Başı Başbakan tarafından "Paralel Yapı" diye hedef tahtasına oturtulmuş hayali bir gurupla sanki kavga var!Düne kadar "Dokunan yanar" tarifli bu gruba, şimdi dokunmayan yanar oldu!Güç paylaşım kavgasının ilk başladığı günden beri, "İki zalimin kavgasında taraf tutan zulme ortaktır" diye düşünce ve tavrımı açıklamıştım.Düz mantıkla hangi grubun galip gelmesini istediğimi de... Elbette bu kavgadan Hükümet'in galip çıkmasını isterim. Çünkü Hükumeti yaptıklarından, yapmadıklarından sorumlu tutarak sorgulamanın, yargılamanın, cezalandırma veya ödüllendirmenin yolu belli. Önümüze seçim sandığı geldiğinde Hükumeti, cezalandırmak veya ödüllendirmek mümkün ama diğerine ne yapabiliriz? Bilen var mı?Nerede ararsanız var olan ama hiç bir yerde olmayan, hayali bir gruptan bahsediyoruz! Yıllarca; "Devletin kılcal damarlarına sirâyet edinceye kadar gerekirse on milyon lira harcayın, bir lira kazanmayın! Hâkim satın alın, savcı satın alın" fetvâsıyla hep güçlüden, iktidardan yana olmuş eyyâmcı, takîyyeci, diyalogcu, ittifakçı, yanar-döner bir gruptan bahsediyoruz!12 Eylül Referandumu'nda; "Gerekirse ölüleri mezardan çıkarıp oy kullandırın" diye Hükümet'e destek veren bir gruptan bahsediyoruz!Eski Milletvekili Emin Şirin'in anlattığı; tekzip edilmeyen ama unutturulan bir olay var. Onu da hatırlatayım ki konuya rahat girebilelim.Hep güçten-güçlüden, iktidardan yana olmasıyla tanınan, meşhûr dolma kalemlerden Nazlı Ilıcak'la evliyken, bir Pensilvanya ziyareti yapılır. Ilıcak, Hizmet Grubu A.Ş.'nin Ceosu'na; "Hocam! Siyaset ve basın üzerindeki bu askeri vesayet ne zaman bitecek?" diye sorar. "Hilmi Özkök Genelkurmay Başkanı olduğu zaman" diye kehânetvâri cevap alınır. Bunu, Emin Şirin anlatır. Bütün basın arşivlerinde mevcut.Ama gariptir, bu son Hükümet-Cemaat kavgasında bile bu diyalog, hiç gündeme gelmedi, getirilmedi!"Beraber yürüdük biz bu yollarda" uygulamasıyla hâlâ devam eden gizli bir ittifak yok mu? "İnlerine gireceğiz!" kükremesinden başka bir şey var mı?Bağışlayın! Şu ân, ben de cambaza bakıyor gibi görünebilirim ama cambaza bakanların dikkatlerini dağıtabilmek için başka yolum yok!Hizmet Grubu A.Ş.'nin yıllardır en fazla kullandıkları bir hadis var; "Birlikte rahmet, ayrılıkta ise azap vardır!" Bu hadisi mihenk edinerek; Müslümanın Hıristiyanla birliği var, ittifakı var, diyalogu var!Bu hadisi mihenk edinerek Müslümanın Yahudi ile birliği var, ittifakı var, diyaloğu var! Yahudi ve Hıristiyan'ın birbiri ile birliğini, ittifakını, diyaloğunu ise zaten Kur'an'dan biliyoruz.Dinler Arası Diyalog ve Medeniyetler Arası İttifak söylemleri gündeme geldiği günden beridir de sadece bir kişi, bu davranış ve uygulamaların din-dışı olduğunu söyledi durdu!Prof. Dr. Haydar BAŞ'tan başka bu tehlikeye işaret eden bir siyasetçi bilen var mı?Türkiye Diyanet Vakfı'nın yayınladığı Kur'an-ı Kerim ve Açıklamalı Meâli'nde; "Dinlerini parça parça edip gruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiç bir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah'a kalmıştır" (En'âm-159) âyetini açıklarken; "Resulullah (s.a.a.) şöyle buyurdu: ... Benim ümmetim de yetmiş üç gruba ayrılacaktır, birinden başka hepsi cehennemdedir. 'O kurtuluşa eren gurup kimdir ya Resulallah?' sorusuna cevaben, 'Onlar Benim ve ashâbımın gittiği yoldan gidenlerdir' dedi" diye bir dip not var.Aynı konu, Haydar Hoca'ya sorulduğunda; "... Onlar Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in sünnet-i seniyyesi üzerine Ehl-i Beyt'in gittiği yoldan giderler ve bundan zerre kadar taviz vermezler. Peygamber (a.s.)'dan zerre kadar taviz vermezler. Kim ki Peygamberden zerre nispetinde taviz verdi, o yetmiş üç fırkanın yetmiş ikisine dahil oldu! Sonra şu da bir ölçü olabilir; (kişi) ümmeti şöyle bir şeye tâbi tutsun; âhir zamanda ümmet ihtilaf üzerinde ittifak edecektir, hak ve hakikat üzerinde değil! Hak ve hakikat üzerinde tek bir gurup gidecek. Onun için ihtilâf ederek bir arada olanlarla değil hidayet yolu üzerinde gidip hakkı bulan o bir gurubu bulması şarttır. Bulsun diyorum..." diye cevaplıyorlar. Bize de; -düz mantıkla- doğruyu bulup, doğruda ittifak etmek ve karar kılmak kalıyor..."OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...