Dünkü "Gül'den Hariri aşkına harakiri" başlıklı yazımı, niye yalan söyleyeyim, Gül'ün söz konusu Suriye üzerine yapılan değerlendirmeleri okuduktan sonra yazmadım. Siz ona his kable'l vuku deyip geçin.Meğer Gül Beşar'a; "ABD kafasına koydu burayı işgal edecek, hatta sınırlarında, bu niyet doğrultusunda fiili durum bile var. Yani Suriye'li ve ABD'li askerler çatışma halinde. ABD insan haklarına çok saygılı, Ebu Gureyp Hapishanesi işkence yaygılı, Guantanemo üssü ya görünürse diye çok kaygılı bir ülke demiş. Felluce'de leke yapmasın diye Fosforun beyazını kullanacak kadar da leke karşı bir ülke" demiş.Hatta, dün yazmıştım, beyaz fosfor bombası elbisede zerre leke bırakmadan insanın derisini yakıyor diye.Dünyada böyle bir ülke var mı?Şöyle düzelteyim, dünyada bu vahşeti yapacak bir başka mahluk var mı?En vahşi hayvan bile avını nizam intizam içinde parçalayıp yer. Fazla eziyet çekmesin diye de öncelikle boğar, canının çıktığına tam kani olunca da afiyetle yer.Gül Beşar'a; "Biz Saddam'ı da uyarmıştık ama bizi dinlemedi" demeyi de ihmal etmemiş.ABD Savunma Bakanı'nın; "Bizim Irak işgali hususunda çekincelerimiz vardı, AKP bizi cesaretlendirdi" sözleri çok konuşulmuştu işgalin başladığı yıllarda.Bu sözden anlaşılan şu olmaz mı o zaman? "Saddam'a direnmeden ülkeni teslim et dedik ama o dinlemedi. Bir sürü insanın canına sebep oldu."Demek ki aynı sözler bu kez Beşar'a söylendi Gül tarafından. Gel fazla diretme,Sonunu m...k etme.Dinle bak dostunu,At İngiliz kayınpedere postunu. Et teslim ülkeni,Fazla üzme yengeni.Nasıl olsa baban çok adam öldürmüştü.Batılı dostlarını zevkten çok güldürmüştü.Suriye'yi nüfusun % 10'unu teşkil eden bir sülale yönetti bir kaç on yıldır.Müslümanlara kan kusturarak hem de.Sülalenin görevi bitmiş, emekliliği gelmiş anlaşılan.Irak'ta olduğu gibi.Allah sonumuzu hayretsin."Men dakka dukka" diye bir deyim var. Türkçe'si "çalma kapımı çalarlar kapını" şeklindedir.Peki bugün Gül'ün Irak ve Suriye konusunda üstlendiği görevi yarın Türkiye'ye sıra gelince kim üstlenecek?Yarın kim gelip de bize, "fazla inat etmenize gerek yok, adamlar kafalarına koymuş, sessiz sedasız teslim edin, bu iş de tatlıyla bitsin" diyecek?Allah o günleri göstermesin.Amin.Ama dualar da belli şartlardan sonra tutar.Irak konusunda yeterince vebal taşıyanlar bu veballerine bir de Suriye'yi mi eklemek istiyor?Hz. Peygamber'in (as) Muaz b. Cebel'e (ra) söylediği şu söz ile noktalayalım: "Ya Muaz! Mazlumun âhından sakın. Çünkü onun âhının anında Allah'a ulaşmasında bir engel yoktur."Eğer Irak'ta yüz binlerle ifade edilen masum, maktul ve on binlerle ifade edilen tecavüze uğramış masume varsa bu vahşetten yüzde yüz sorumlu olanların bir kısmı da bizdedir.Öylesine bir hikayeOkumak zorunda değilsiniz.Hem bu çağa da pek uygun düşmüyor.Okursanız da kimseye söylemeyin.Sonra ayıplanırsınız; Bu çağda bu kafa diye.Hz.Ali'nin ağabeyi Cafer b. Ebu Talib'in oğlu Abdullah, sıcak bir günde, bir kabilenin hurmalığına inmişti. Abdullah burada dinlenirken, hurmalıkta çalışan köleye, yemek vakti üç parça ekmek geldiğini gördü. Adam ekmeklerden birini ağzına götürmek üzereydi ki, birden önünde açlığı her halinden belli bir köpek belirdi. Köle elindeki ekmeği köpeğin önüne attı. Köpek ekmeği derhal yedi. Köle ekmeğin ikinci parçasını da attı. Köpek bunu da bir kerede sildi süpürdü.Köle bunun üzerine üçüncü parçayı da köpeğe verdi. Kalkıp, yeniden işine dönmek üzereydi ki, olup biteni uzaktan seyreden Abdullah yaklaşıp sordu: - "Ey köle, bugünkü yiyeceğin ne kadardı?" Köle sıkılarak cevap verdi: - "İşte bu üç parça ekmek."- "O halde neden kendine hiç ayırmadın?" - "Baktım ki, hayvan çok aç. O halde bırakmak istemedim."- "Peki sen ne yiyeceksin şimdi?"- "Oruç tutacağım."Bunun üzerine, Abdullah b. Cafer, köleden sahibini, evinin nerede olduğunu sordu. Sonra da gidip adamdan bu hurmalığı içindeki köleyle birlikte satın aldı.Sonra döndü, köleye bu tarlayı ve onu sahibinden satın aldığını söyledi ve ekledi:- "Seni azad ediyorum. Bu hurmalığı da sana hediye ediyorum." Cömertliğiyle meşhur Abdullah b. Cafer, kendisinden daha cömert birini tanıyıp tanımadığı sorulduğunda, bu olayı anlatır ve:- "Ama o köpeğe topu topu üç parça ekmek vermiş; sense ona koskoca bir hurmalığı ve hürriyetini vermişsin" dediklerinde, şu karşılığı verirdi:- "Ama o elindeki herşeyi verdi; ben ise elimdekinin bir kısmını..."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024