Dinlerarası Diyalog meselesini eleştiren yazılarımızdan rahatsız olan bazı diyalogcu arkadaşlar kendilerince cevap yetiştirme gayretlerine girmişler. Bizim; 'önceleri Mekke Medine diyenler şimdi Vatikan, Washington demeye başladılar' tarzındaki eleştirimize karşılık 'bu listeye yüz doksan ülke daha' eklememiz gerektiğine işaret etmişler.Biz de diyoruz ki; yüz doksan değil dünyadaki ülke sayısının tamamını listeye ekleyelim ve siz de diyalog adına bunların tamamını Diyelim ki diyalog demiş yola çıkmışsınız heybenizde de:"Papa 6. Paul cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog İçin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle, bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazı yardımlarımızı sunmak için size geldik" şeklinde çok acayip, çok ucube bir armağanınız var. Bu gidişinizin kime ne faydası olur?Gittiğiniz ülkeye karşılaştığınız insanlara kendi sahip olduğunuz değerlerden, doğrulardan bahsetmiyorsunuz, aksine onların misyonunun bir parçası olduğunuzu ilan ediyorsunuz. Bununla da kalmayıp o misyonun gerçekleşmesi için her şeyinizle hizmete hazır olduğunuzu beyan ediyorsunuz. Bununla da kalmayıp o misyonun gerçekleşmesini candan ve gönülden arzu ettiğinizi ifade ediyorsunuz. Yani siz Türkiye'den yola çıkıyorsunuz, güya Türk milleti adına yola çıkıyorsunuz fakat dünyayı dolaşırken attığınız her adım, heybenizde taşıdığınız her evrak bu milletin ve bu ülkenin aleyhine. Yani siz buradan ayrılır ayrılmaz karşı tarafın arabasına binip onların şarkılarını, türkülerini söylemeye başlamışsınız. Siz bu vaziyette tüm dünyayı dolaşsanız ne anlam ifade eder? Sadece ve sadece siz, Vatikan'a, Washington'a gidiyorum ve tebliğ yapıyorum diye kendinizi ve çevrenizi kandırmış olursunuz.Diyelim ki diyalog demiş yola çıkmışsınız, hatta yolculuğun sonunda gidip bir çiftliğe de postunuzu sermişsiniz. Pensilvanya'dan gurbet edebiyatına dair önemli örnekler vermeye başlamışsınız. Dünyanın dört bir yanına da, Amerika'nın dünya liderliğini anlatan, AB'nin faziletlerini anlatan elçiler yollamışsınız, okullar açtırmışsınız. Yola çıkarken söyledikleriniz, heybenizde taşıdıklarınız, halen söylemeye devam ettikleriniz sizin kim adına, ne adına yola çıktığınızı göstermiyor mu? Dünya turuna niçin çıktığınızı bütün bunlar ele vermiyor mu zannediyorsunuz? Kim adına ve ne için dünyayı turladığınız hiç umurumuzda değil ama İslam'a hizmet için oralardayız diyerek insanımızı kandırmanıza karşı çıkıyor ve milletimizi uyarmaya çalışıyoruz.Zerre miktar aklı, iz'anı ve insafı olan herkes bilir ki; İslam diye bir derdi olan vatan diye, millet diye bir sevdası olan hiçbir kimse gidip de papalık konseyi misyonunun bir parçası olduğunu ikrar ve ilan edemez. Dünyayı Hıristiyanlaştırmak için kurulmuş bulunan bir şer odağına yardımlar sunamaz ve o misyonun gerçekleşmesini arzu edemez.Diyelim ki diyalog demiş yola çıkmışsınız, heybenize bir kez daha göz atalım mı:"İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur" diyorsunuz, "bunda suçlu Müslümanlardır" diyosunuz, bu yanlış anlaşılmayı en aza indirmek için papa cenaplarından yardım talep ediyorsunuz, İslam coğrafyasındaki ve Anadolu'daki önemli mekanları beraber gezmeyi papaya teklif ediyorsunuz, "Harran'da üç dinin öğretileceği bir üniversite kuralım" teklifini papaya takdim ediyorsunuz.Söyler misiniz canım kardeşim; bunların hangisi İslam adına, Türk milletli adına, cennet vatan adına atılmış adımlardır? Tam aksine aziz milletimizi ve cennet vatanımızı haçlılara, siyonistlere pazarlamanın adıdır ve adımlarıdır.Fener Rum Patriği'nin; sırtınızı sıvazlayıp "bol mahsul bekliyoruz" diyerek Vatikan'a yolladığı doksan sekiz yılından beri sizin sayenizde bol bol mahsul topluyorlar. Amerikası, İsrail'i, Vatikan'ı Anadolu üzerinden ve Müslüman Türk milletli üzerinden kendileri adına yüklerini tutup heybelerini doldurdular. Sizler ise papalık konseyi misyonunun tahakkuku için milletten topladığınız yardımları onlara sunmaya devam ediyorsunuz. Su taşıdığınız değirmen cascavlak ortada iken, bu konularda hangi yüzle konuşuyorsunuz anlamak mümkün değil.Papalık konseyi buna da bir formül bulmuştur herhalde.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024