Edebine Maşaallah!

"Silah korkaklarda, para cimrilerde, rey cahillerde olursa düzen bozulur."(Hz. Ebubekir)"... yeni bir tarihi yolculuğa çıkıyoruz. ... Gazi Mustafa Kemal, İstiklal Savaşı'nın ilk adımını attı. 95 yıl sonra o adım kadar önemli olan adımı Yeni Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı seçimini biz Samsun'dan başlatıyoruz. 95 yıl önceki gibi Samsun'dan 'Bismillah' deyip kutlu yolculuğu Samsun'dan başlatıyoruz.""CHP, MHP'yi de yanına aldı. Bazı zavallı figürleri yanına aldılar. CHP, MHP... statükoya bekçi seçmenin derdindeler. ... Kusura bakmasınlar ... Cumhurun başı olacaksın yan gelip yatacaksın. Böyle şey olur mu? Durmak yok yola devam.""... Sizlerle yine beraber olacağız, Başbakanlıktaki gibi Cumhurbaşkanlığında da böyle olacak. Bakanlarla bürokratlarla bir arada olup ülkemize hizmetle geçireceğiz."Yukarıdaki cümleler; halkı küfrederek, tokatlayarak, danışmanına tekmeleterek, kredilerle beslediği yandaşlarına; "Milletin a...na koyacağız!" dedirterek, TOMA'larla, gaz bombalarıyla, coplarla, tazyikli foseptik sularıyla ezip hakaretler ederek girdiği bütün seçimleri kazanmanın verdiği cesaretle pervasızlaşan ve sandıktan "Tek Adam"lığa hazırlanan, bir saygısızın, Kasımpaşalı bir külhanın, edep dışı sözleri!Samsun'da; hem milletle dalga geçiyor, hem de hakaret üstüne hakaret ediyor! Adına Demokrasi yetmezmiş gibi İleri Demokrasi denilen; sayısal Meclis Çoğunluğu'nu bütün insan haklarının, bütün ahlâki kuralların, bütün vicdâni sorumlulukların üzerine çıkaran; vahşi ormanlardaki gibi zayıfa asla yaşama hakkı tanımayan bir sistemsizliğin, başımıza getirdiği belânın fotoğrafı bu!Üslûbumu sert bulan Gönüldaşlarım!45 yıl omuz omuza durduğum Ülküdaşlarım!45 yıl bu lümpenler yüzünden hasım olarak yaşadığım Devrimci Gardaşlarım! Yağcılık olsun diye; "Koca Başbakan'a karşı üslûbunuz ..." diye uyaran Dolma Kalemler!Türk Milleti'nin, "Devlet-i Ebed-Müddet" teamülü gereği Türk Devleti'nin bekası uğrunda doğru-yanlış mücadelelerle bir ömür geçirdiğimiz "Yetmez ama Evet"çi Arkadaşlarım! Susacak mısınız? Kendini kaybetmiş bir megalomanın bu hakaretlerini duymazdan gelip yine bana; "Üslûbun sert" mi diyeceksiniz?Partiler Yasası'na, Anayasa'ya ve Hukuk'a göre AKP'den hiç bir farkı olmayan, demokratik yoldan seçimle iş-başına gelip ülke yönetimine talip siyasi partilerin Genel Başkanlarına; "Zavallı figürler" diyebilecek kadar saygıdan uzaklaşan birine, alkış vurmamı beklemezsiniz herhalde değil mi?Ki; "Zavallı figür" dediği o partilerden biri, takipçisi olmakla övündüğü Demokrat Parti!Yönetiminde hepimizin tanıdığımız, hatta yakın arkadaşlarımızın olduğu; -ondan da geçtim- oy veren milyonlarca kişinin partilerinin Genel Başkanlarına; "Zavallı figür" diye hakaret edebilecek kadar, edepten nasipsiz bir zavallı!"BOP Eş Başkanı olarak bizim de bölgede görevlerimiz var" sözü kadar figüranlığı ispat eden bir söylem duyan var mı Allah aşkına? Türk Klasiği KUTADGU BİLİG'de Yusuf Has Hâcib; "Beğin, çok seçkin olması lazımdır; özü sözü doğru ve tabiâtı güzide olmalıdır. Bilgili, akıllı, halka davranışı iyi, cömert, gözü tok ve gönlü zengin olmalıdır. Her türlü iyiliğe el uzatmalı; hayâ sahibi, yumuşak huylu ve asil tabiatlı olmalıdır. ... Zalim adam uzun müddet beğliğe sahip olamaz; zalimin zulmüne halk uzun müdet dayanamaz. Zalim uzun müddet hükmedemez. Zulüm yanan kor bir ateştir, yaklaşanı yakar; kanun sudur, akarsa nimet yetişir. .. En kötüsü beyin adının yalancıya çıkmasıdır" diye bir beğin nasıl olması gerektiğini anlatır.Millî karakterin aradığı Cumhurbaşkanı yani Beğ ile Yürütmenin Başı'nın, yakından uzaktan bir benzerliği var mı Allah aşkına?Biz; AKP'ye yeniden bir genel başkan mı seçeceğiz ki zaten Yürütmenin başı, AKP'nin alternatifsiz, istediği bakanı istediği anda; "Kulağından tutup kapının önüne" koyacak kadar demokrat(!) bir genel başkan!Biz Devlet Baba adına; tek başına da olsa en marjinal bir kişinin haklarını, cezaevinde de olsa en ağır ceza ile tecyiz olunmuş bir mahkûmun can emniyetini, sokaklarda yatan kimsesizlerin, yetimlerin, garip-gurabanın, hangi dinden olursa olsun bütün vatandaşların, vesikalı hayat kadınlarının, hangi partili olursa olsun bütün seçmenlerin insan haklarını koruyacak, partiler üstü bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz!Cumhuriyet tarihinde ilk defa sağlanan bir millî mutabakata; hiç ama hiç kimsenin böylesine saygısızca saldırmaya hakkı yoktur! Olmamalıdır! Bu davranışın adı, en kibar söylemle şizofren psikopatlıktır!Allah korusun bu şizofren seçim kazanırsa -en azından- benim bu ülkede rahat yaşama hakkım kalır mı? Beni buna kim inandırabilir? Her karışı için, her karışındaki her çakılı için, her Kürt'ünün saçının her teli için defalarca ölmeye razı olan ben ve benim gibi kişilerin; bu megalomanın "Tek Adam"lığı döneminde bu ülkede yaşama hakkımız kalır mı?İttifak sağlayan beş partinin mensubu herkese; neyle muhatap olduğumuzu, önemle hatırlatırım!Yağcılıkta, yalakalıkta sınır tanımayan, zavallı "Go..nün gılıyııx!" diye böğüren makarnacıların, "Karımın koynunda görsem kıskanmam" diyen entellerin, "Allah'ın bütün vasıflarını üstünde toplamış lider" diyen saray soytarılarının, iradesiz mankurtların elinden Devleti ve Milleti kurtarmak için son şansımız!"Demokrasi gereken durakta inilecek bir tramvaydır" diyen megalomanı, "Son Durak"ta tramvayı ile birlikte müzeye kaldıracak kadar bir ve birlik olmak zorundayız farkında mısınız? "KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ!" Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...