Şişmanlar
İbnülemin'in sohbetlerine devam eden Taha Toros, 1 Mart 1949 tarihinde üstadın naklettiği, Ahmet Vefik Paşa'ya dair olan şu fıkrayı not alır. Okuyalım:
Ahmet Vefik Paşa Bursa'da vali iken, odasına giren ve elinde bir arzuhal bulunan çok şişman bir adamı azarlayıp odasından kovmuştu. O sırada valinin yanında bulunan Şeyh Fazlı Efendi: "A canım, biçareyi kırdınız, perişan ettiniz" demesi üzerine, Paşa, "Sen bilmezsin şişmanlar ne hınzır olur, kendimden biliyorum" cevabını vermiş.
Kırksekiz saat evvel
Ahmet Vefik Paşa'nın Bursa Valisi bulunduğu sıralarda, yaşlı bir kadın yorgun argın odasına girer: "Paşam bir saatim vardı. Onu kaybettim. Aramadık yer bırakmadım. Senin bir gözlüğün varmış, o gözlüğü taktığın zaman kimsenin görmediğini görürmüşsün. Şu gözlüğünü tak da bizim saati sevabına buluver."der. Paşa, gizlice çarşıya adam gönderir. Bir saat aldırır. Köylü kadına verirken, "Kayıpları buldururum. Ama zamanında haber vermek şartıyla. Al şu saati, başka kaybın olursa kırksekiz saat önce bildir" diye ikaz eder.
Türk ve Müslüman
Türkleri ve İslam dinini küçük düşürmeyi amaçlayan bir piyesin oynanacağını duyan Paris elçimiz Ahmet Vefik Paşa, bu oyunu engelleyemeyince o gece tiyatro salonuna gider. Oyun başlamadan önce 3. Napolyon'un locasına girer, oyunun durdurulmasını imparatordan tekrar rica eder. Olumsuz cevap alınca perde açılır açılmaz locadan atlar, sahneye çıkar ve seyircilere hitaben haykırır: "Ben sahici bir Türk ve Müslümanım. Düzmeceleri bırakın da yerine beni seyredin." Bunun üzerine salon karışır ve oyun oynanmaz.
Edebiyatımızın Güleryüzü/ Mehmet Nuri YARDIM
İbnülemin'in sohbetlerine devam eden Taha Toros, 1 Mart 1949 tarihinde üstadın naklettiği, Ahmet Vefik Paşa'ya dair olan şu fıkrayı not alır. Okuyalım:
Ahmet Vefik Paşa Bursa'da vali iken, odasına giren ve elinde bir arzuhal bulunan çok şişman bir adamı azarlayıp odasından kovmuştu. O sırada valinin yanında bulunan Şeyh Fazlı Efendi: "A canım, biçareyi kırdınız, perişan ettiniz" demesi üzerine, Paşa, "Sen bilmezsin şişmanlar ne hınzır olur, kendimden biliyorum" cevabını vermiş.
Kırksekiz saat evvel
Ahmet Vefik Paşa'nın Bursa Valisi bulunduğu sıralarda, yaşlı bir kadın yorgun argın odasına girer: "Paşam bir saatim vardı. Onu kaybettim. Aramadık yer bırakmadım. Senin bir gözlüğün varmış, o gözlüğü taktığın zaman kimsenin görmediğini görürmüşsün. Şu gözlüğünü tak da bizim saati sevabına buluver."der. Paşa, gizlice çarşıya adam gönderir. Bir saat aldırır. Köylü kadına verirken, "Kayıpları buldururum. Ama zamanında haber vermek şartıyla. Al şu saati, başka kaybın olursa kırksekiz saat önce bildir" diye ikaz eder.
Türk ve Müslüman
Türkleri ve İslam dinini küçük düşürmeyi amaçlayan bir piyesin oynanacağını duyan Paris elçimiz Ahmet Vefik Paşa, bu oyunu engelleyemeyince o gece tiyatro salonuna gider. Oyun başlamadan önce 3. Napolyon'un locasına girer, oyunun durdurulmasını imparatordan tekrar rica eder. Olumsuz cevap alınca perde açılır açılmaz locadan atlar, sahneye çıkar ve seyircilere hitaben haykırır: "Ben sahici bir Türk ve Müslümanım. Düzmeceleri bırakın da yerine beni seyredin." Bunun üzerine salon karışır ve oyun oynanmaz.
Edebiyatımızın Güleryüzü/ Mehmet Nuri YARDIM
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.