SADRAZAMLAR YAZARI
Dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakanı Adnan Menderes, bakanları Tevfik İleri ile Fuat Köprülü'nün de aralarında bulunduğu siyasilerle birlikte İstanbul Florya Deniz Köşkü'nde ikamet ederken İbnülemin'i görmek ister. Mahmut Kemal'i Köşke getirmesi için de İstanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay'a emir verir. Üstad önce reddeder sonra da valiyi kırmaz ve köşke gider. Bayar İbnülemin'in şaheseri "Son Sadrazamlar'ı" okuduğunu ve istifade ettiğini belirttikten sonra "Ancak hep Osmanlı sadrazamlarını anlatıyorsunuz. Acaba böyle bir eser daha yazmayı orada cumhuriyet dönemi ve devlet adamlarını dile getirmeyi düşünmüyor musunuz" diye sorar. Osmanlı sadrazamlararını tamamen yakından tanıdığını ve ondan sonra yazdığını anlatan üstad konuşmasını şu iğneleyici sözlerle tamamlar: "Eskiden sadrazamlık gibi yüksek bir makama çıkmak için belli bir merhale katedilirdi. Sadaret görevine getirilecek kimse önce ya valilik yapar yada nazırlık vazifesinde bulunur ya da başka devlet kademelerinden geçer, en sonunda milletin idaresine talib olurdu. Şimdi öylemi ne idüğü belirsiz bir herif aniden başvekil oluyor ya da reisi cumhur seçiliyor. Ondan sonra da alemi ulemayı ayağına çağırıyor."
O BİÇİM OKUMA
İbnülemin Mahmut Kemal'in musıki gecelerinden birine katılan bir ahbabı, yanında getirdiği bir gencin sesinin güzelliğini ballandırarak anlatır. Nihayet sırası gelen genç şarkısını okur. Musıki almamış terbiye edilmemiş bet bir ses... Delikanlı eksiğini bağırarak telafi etmeye çalışınca, meclisin ahengini de ses yordamıyla dağıtıyordu. Hazirun nezaketten dinlerken Mahmut Kemal gecenin misafirlerinden Kemani Reşat Bey'den bir taksim geçmesini rica eder. Hatırlı kişi, Mahmut Kemal Bey'e dönerek, "Daha okuyacak" diyerek gencin dinlenmesini taleb edince sabrı tükenen İbnülemin ağızını açıp gözünü yumar ve bağırır: "İki şarkı ile canımıza okudu! Daha neremize okuyacak?"
Edebiyatımızın Güleryüzü/ Mehmet Nuri YARDIM
Dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakanı Adnan Menderes, bakanları Tevfik İleri ile Fuat Köprülü'nün de aralarında bulunduğu siyasilerle birlikte İstanbul Florya Deniz Köşkü'nde ikamet ederken İbnülemin'i görmek ister. Mahmut Kemal'i Köşke getirmesi için de İstanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay'a emir verir. Üstad önce reddeder sonra da valiyi kırmaz ve köşke gider. Bayar İbnülemin'in şaheseri "Son Sadrazamlar'ı" okuduğunu ve istifade ettiğini belirttikten sonra "Ancak hep Osmanlı sadrazamlarını anlatıyorsunuz. Acaba böyle bir eser daha yazmayı orada cumhuriyet dönemi ve devlet adamlarını dile getirmeyi düşünmüyor musunuz" diye sorar. Osmanlı sadrazamlararını tamamen yakından tanıdığını ve ondan sonra yazdığını anlatan üstad konuşmasını şu iğneleyici sözlerle tamamlar: "Eskiden sadrazamlık gibi yüksek bir makama çıkmak için belli bir merhale katedilirdi. Sadaret görevine getirilecek kimse önce ya valilik yapar yada nazırlık vazifesinde bulunur ya da başka devlet kademelerinden geçer, en sonunda milletin idaresine talib olurdu. Şimdi öylemi ne idüğü belirsiz bir herif aniden başvekil oluyor ya da reisi cumhur seçiliyor. Ondan sonra da alemi ulemayı ayağına çağırıyor."
O BİÇİM OKUMA
İbnülemin Mahmut Kemal'in musıki gecelerinden birine katılan bir ahbabı, yanında getirdiği bir gencin sesinin güzelliğini ballandırarak anlatır. Nihayet sırası gelen genç şarkısını okur. Musıki almamış terbiye edilmemiş bet bir ses... Delikanlı eksiğini bağırarak telafi etmeye çalışınca, meclisin ahengini de ses yordamıyla dağıtıyordu. Hazirun nezaketten dinlerken Mahmut Kemal gecenin misafirlerinden Kemani Reşat Bey'den bir taksim geçmesini rica eder. Hatırlı kişi, Mahmut Kemal Bey'e dönerek, "Daha okuyacak" diyerek gencin dinlenmesini taleb edince sabrı tükenen İbnülemin ağızını açıp gözünü yumar ve bağırır: "İki şarkı ile canımıza okudu! Daha neremize okuyacak?"
Edebiyatımızın Güleryüzü/ Mehmet Nuri YARDIM