logo
25 NİSAN 2024

Ehl-i Beyt’in “seçilmişlik” farkı

02.03.2012 00:00:00
200’ü aşkın eseri bulunan Ehl-i Sünnet dünyasının büyük tarihçisi ve muhaddis İmam Makrizî, “Yüce Allah, sizi her türlü fenalıktan (ricsten) uzak tutmak ve sizi tertemiz yapmak ister ey Ehl-i Beyt!” (Ahzab Suresi, 33) ayet-i kerimesinde geçen “rics /pislik” kelimesinin şirk ve nifak başta olmak üzere her türlü manevi kir ve günahı ifade ettiğini anlatır (Bkz. Makrizî, Fazl’u Ehl’il Beyt, s. 2, Beyrut, 1972).

Kıyamete değin feyzin kaynağı
Yüce Allah, Muhammed Mustafa’sının Ehl-i Beyt’ini, her türlü illet ve günahlardan koruyup tertemiz kıldığını, yanısıra onları her türlü rahmet ve bereket ile de donatıp nimetlendirdiğini beyan buyurmaktadır (Makrizî, age, s. 3 vd).
Bu, ilahî bir seçilmişlik, ilahî bir lütuftur. Rasulullah’ın (sav) Ehl-i Beyt’i dışında böyle bir ilahî lütfa mazhar olan yoktur. Bu bakımdan Ehl-i Beyt, diğer sahabe-i kiramdan farklıdır.
Risalet nurunun sahibi Hz. Peygamber(sav) ilmin şehri, velayet nurunun sahibi Hz. Ali ise onun kapısıdır.
Hz. Ali’nin “velayetin şahı, velayet nurunun sahibi olması” bu seçilmişliğin izharıdır; ki kıyamete kadar mü’minlere, her türlü feyz ve muhabbet bu velayet kapısından, Hz. Ali ve onun mübarek soyundan gelecektir (Bkz. İmam Rabbanî, Mektubat, 531. Mektup)

Âl-i Âbâ şaşmaz ölçüdür
Bu seçilmişlik, bu ilahî temizliğe mazhar olma ve farklılık, onları, Rasulullah’ın beyanıyla “ümmete verilen ve kendilerine yapıştıklarında asla sapıtmayacakları iki ağır emanetten biri” kılmıştır; malum olduğu üzere o emanetin biri Kur’an-ı Kerim, diğeri Ehl-i Beyt’tir. Rasulullah’a tabi olanlar, o’nun Havz-ı Kevser’ini başına varıncaya değin, bu iki emanet, birbirinden ayrılmaz, daima hakk ve hidayet rehberi olurlar (Müslim, Sahih, Fedâilu’s-Sahâbe, 36, 6175; Tirmizî, Menâkıb, 32 (No:3788); Nesâî, Sünen-i Kübrâ, Menâkıb, 9; Ahmed, Müsned, III, 17; V, 182; Tabarânî, el-Mu’cemu’l-Kebir, V, 154 (No:4922, 4923).
Dünkü makalemde aktardığım hadis-i şerifler ve Mübahale ayetinde emir buyurulduğu üzere Rasulullah’ın Necranlı “Hıristiyanlarla lanetleşme”ye sadece “Âl-i âbâ”sını, yani Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i yanına alarak gitmesi, Ahzab Suresi 33. ayette zikredilen Ehl-i Beyt’in kimler olduğunu beyan etmesi bakımından temel ölçülerdir.
Bu ayet-i kerime nazil olduktan itibaren 7-8 ay boyunca Rasulullah, sabah namazlarında Hz. Fatıma anamızın (ranha) hane-i saadetlerinin kapısına gelerek, “Haydi namaza ey Ehl-i Beyt, Yüce Allah sizi her türlü kötülükten uzak tutmak ve tertemiz yapmak ister” diye nida eder, onları namaza kaldırırdı(Tirmizi, Sünen, h. n. 3135; Ahmet b. Hanbel, Müsned, h. no: 132231, 13529; Suyutî, Dürr’ul- Mensur, c.5, s.199).

Ehl-i Beyt sevgisinde iman ve nifak çizgisi
İmam Makrizî, her Müslümana, Ahzab suresi 33. ayetteki “Ehl-i Beyt’in tertemiz kılındığını ve her türlü fenalıklardan uzak tutulduğunu” tasdik edip  Ehl-i Beyt’ten sadır olan her şeyin Allah tarafından bağışlandığına inanması vaciptir, der, bu “nas”lar ilahî naslardır, ilahî ölçülerdir. Onların şerefinden hoşnutsuzluk Müslümana yakışmaz (Bkz. Makrizî, Fazl’u Ehl-il Beyt, s. 40).
İbn Abbas’ın naklettiğine göre, Ehl-i Beyt’i sevmeyi emreden Şura Suresi 23. ayet nazil olduğunda, sahabeden bazıları “Yâ Resûlallah! Sevmemiz vacip olan bu yakınlarınız kimlerdir?” diye sordular. Efendimiz (sav), “Ali, Fâtıma ve onların çocukları Hasan ile Hüseyin” buyurdu (Taberânî, el-Kebîr, No: 2641; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, IX, 168)
Ehl-i Beyt’i sevenlere dair Rasulullah’ın duası, onlara sırt çevirip buğz edenlere de bedduası vakidir. Nitekim Rasulullah’ın mübarek zevcesi Ümmü Seleme annemizin naklettiğine göre, Resûlullah (sav) Hz. Ali, Hz. Fâtıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’le yemek yedi. Yemekten sonra, onları üzerindeki elbise ile sardı ve “Allahım! Bunlara düşman olana sen de düşman ol; bunları seveni sen de sev!” diye duâ etti (Ebû Ya’lâ, Müsned, No: 6951; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, IX, 166-167).
Resûlullah (sav) Efendimiz, Hz. Ali’ye hitaben, “Yâ Ali, seni ancak mümin olanlar sever; sana ancak münafıklar buğz eder” buyurmuştur (Müslim, Sahih, İman, 131; Tirmizî, Sünen, Menâkıb, 20; Nesâî, Sünen, İman, 19).

Sevgide Rasullullah’ın asası ve Ehl-i Beyt’i
Ehl-i Beyt sevgisi bağlamında İmam Azam Ebu Hanife ile hakkında “Ondan daha fakih birini görmedim” dediği hocası Cafer-i Sadık arasındaki geçen şu olay manidardır. Bir gün İmam Azâm (ra), hocası İmam Cafer es-Sadık hazretlerinden ilim ve hadis dinlemeye gelir. Hocası elinde bir asa ile çıkagelir. İmam Azam (rah), “Ey Rasûlullah’ın evlâdı, siz henüz asaya ihtiyaç duyacak bir yaşta değilsiniz” der.
Cafer es-Sâdık (ra), “Evet dediğin gibidir, fakat bu elimdeki asa Hz. Rasûlullah’ın asasıdır; onu bereket için yanımda taşıyorum” cevabını verir. Bunun üzerine İmam Azam, hemen ileri atılıp bastona sarılır ve “Ey Rasûlullah’ın evlâdı, müsaade buyurun, onu öpeyim” der.
Hikmet deryasının büyük imamı Cafer es-Sâdık (ra) bir an kolunu açar ve İmam Azam’a göstererek “Vallahi sen bilirsin ki bu ten, Hz. Peygamber’in soyundan bir tendir ve şu gördüğün kıllar da onun kılındandır. Onu öpmüyorsun da asayı öpmek istiyorsun, öyle mi!” buyurur. Bununla, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in zürriyetinin Hz. Peygamber’in (s.a.v) bir parçası olduklarını hatırlatır. Ebu Hanife o mübarek eli ve kolu öper. Artuk ona tabi olur; çünkü sevgi, tabi olmayı gerektirir (Bkz. Muhammed Besyûnî, es-Seyyide Fâtımatu’z-Zehrâ, s. 37. Beyrut, 1990).

Kıyamete kadar sürecek bir sevgi
Şüphesiz Ehl-i Beyt sevgisi, sadece Asr-ı saadetle sınırlı değildir. Rasulullah’ın mübarek yolundan ve soyundan kıyamete değin gelecek olan Ehl-i beyt evlatlarını da sevmek, Rasulullah’a ve Ehl-i Beyt’ine olan sevgi ve sadakatin ifadesidir. Ki, ahir zamanda Hz. Fatıma’nın soyundan geleceği haber verilen Hz. Mehdi’yi sevmek ve ona tabi olmak, imanda sadakattir, vaciptir. Bu bakımdan Rasulullah’ın şu tembihi çok önemli bir ikazdır:
“Mehdî, benim sulbümden; Fâtıma’nın evlâtlarından gelecek birisidir” (Ebû Dâvud, Sünen, Kitâbu’l- Mehdî, 6; İbn Mâce, Sünen, Fiten, 34).
“Âhir zamanda Ehl-i Beytimden gelecek ve müminleri toplayacak olan kimseye yardım etmek, davetine uymak her mümine vaciptir ” (Ebû Dâvud, Sünen, Kitâbu’l-Mehdî, 12; Ali Nasıf, et-Tâc, V, 344).
“Ehl-i Beytim yeryüzündekiler için bir emniyettir. Onlar gidince, yeryüzündekilerin sonu gelir; kıyamet kopar.” (Taberânî, el-Mu’cemu’s-Sağîr, no: 318, el-Evsat, IV, 204).
Hak ile batılın birbirine karıştırıldığı, gayr-ı Müslimlerin kucağına sığınmış ve Papalık’tan akıl alarak ümmet-i Muhammed’i Hıristiyanların rıhtımına taşımaya çalışan Deccallerin ortalıkta ve ekranlarda Mehdi diye cirit attığı bir ahir zaman sürecinden geçiyoruz. Böylesi fitne sürecinde, kaleme aldığı Ehl-i Beyt külliyatıyla bizlere ve tüm mü’minlere Ehl-i Beyt’i tanıtarak imanlı gönüllere birlik ve Tevhid mayası çalan, böylece istikamet üzere olmamıza rehber olan Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza bir kez daha şükranlarımı sunuyor, bu konuları ele almaya devam edeceğimizin altını çiziyorum.

 
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.