Ekmek Tüketiminde Küresel İsraf Çemberi Büyüyor
Yüksek ekmek tüketiminin gölgesinde ciddi bir atık sorunu da büyüyor. Türkiye’de günlük 4,3 milyon ekmek çöpe atılırken, bu durum yıllık bazda düşünüldüğünde milyonlarca ton gıdanın raf ömrünü doldurduktan sonra imha edildiğini gösteriyor
31.07.2025 14:14:00
Ahmet Turan Yiğit
Ahmet Turan Yiğit





Yüksek ekmek tüketiminin gölgesinde ciddi bir atık sorunu da büyüyor. Türkiye'de günlük 4,3 milyon ekmek çöpe atılırken, bu durum yıllık bazda düşünüldüğünde milyonlarca ton gıdanın raf ömrünü doldurduktan sonra imha edildiğini gösteriyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün verilerine göre, dünya çapında üretilen gıdanın yaklaşık üçte biri israf ediliyor ve bu da 1,3 milyar tonluk dev bir kütleye karşılık geliyor. İsraf zincirinin halkasında ekmek, kolay bozulabilirliğiyle ilk sıralarda yer alıyor; gönüllü kuruluşların raporları, tüketicilerin evde fazladan satın aldığı taze somunları taze kalma süresi içinde tüketemediğini ortaya koyuyor.
Atılan her somun, hem üretim hem de dağıtım aşamalarında harcanan su, enerji ve emek kaynaklarının da boşa gitmesi anlamını taşıyor. Soğuk zincir lojistiğinden fırın teslimatına dek uzanan karmaşık tedarik hattı, gıda kaybı hiyerarşisini oluşturuyor. Bu noktada devreye giren topluluk destekli tarım modelleri ve ekmek paylaşım noktaları, hem israflı miktarı azaltıyor hem de ekonomik açıdan dar gelirlileri destekliyor.
Sürdürülebilir bir ekmek tüketim kültürü, yalnızca sofradaki ekmeğin miktarıyla değil israfı engelleyici adımlarla da ölçülebilir. Dijital platformlar aracılığıyla tüketiciler, evdeki ekmek stokunu gerçek zamanlı takip ederek ihtiyaç fazlasını komşularıyla eşya değişimi mantığıyla takas edebiliyor. Böylece hem toplumsal dayanışma güçleniyor hem de yıllık tonlarca gıda kaybının önüne geçilebiliyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün verilerine göre, dünya çapında üretilen gıdanın yaklaşık üçte biri israf ediliyor ve bu da 1,3 milyar tonluk dev bir kütleye karşılık geliyor. İsraf zincirinin halkasında ekmek, kolay bozulabilirliğiyle ilk sıralarda yer alıyor; gönüllü kuruluşların raporları, tüketicilerin evde fazladan satın aldığı taze somunları taze kalma süresi içinde tüketemediğini ortaya koyuyor.
Atılan her somun, hem üretim hem de dağıtım aşamalarında harcanan su, enerji ve emek kaynaklarının da boşa gitmesi anlamını taşıyor. Soğuk zincir lojistiğinden fırın teslimatına dek uzanan karmaşık tedarik hattı, gıda kaybı hiyerarşisini oluşturuyor. Bu noktada devreye giren topluluk destekli tarım modelleri ve ekmek paylaşım noktaları, hem israflı miktarı azaltıyor hem de ekonomik açıdan dar gelirlileri destekliyor.
Sürdürülebilir bir ekmek tüketim kültürü, yalnızca sofradaki ekmeğin miktarıyla değil israfı engelleyici adımlarla da ölçülebilir. Dijital platformlar aracılığıyla tüketiciler, evdeki ekmek stokunu gerçek zamanlı takip ederek ihtiyaç fazlasını komşularıyla eşya değişimi mantığıyla takas edebiliyor. Böylece hem toplumsal dayanışma güçleniyor hem de yıllık tonlarca gıda kaybının önüne geçilebiliyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.