AKP'nin başlattığı "son başörtüsü tartışması" ve bu eksendeki ayrışma, Başbakan R. T. Erdoğan için "ciddi bir muhasebe" ve Ahmet Altan'ın deyimiyle "kendine gelme" lüzumu doğurdu.AKP, başörtüsü tartışmalarıyla "Ecnebi ve gayr-ı Müslim azınlıklara ait Vakıflar Yasası"nı örtüyor; ancak Erdoğan'ı bugüne kadar kışkışlayan "liberal aydın takımı"nın kendisinden uzaklaşmalarını örtmüyor? Bu bağlamda, başörtüsü gündemi, tam bir turnusol oldu.Liberal takım Erdoğan'a sırtını döndü. Erdoğan'ın yanında birkaç F tipi aydın müsveddesi kaldı.AKP'nin kuruluşundan bu yana Erdoğan'ın etrafında belki "kurşun asker" değil ama, etten duvar olmuşlardı bu liberal takım? Ahmet ve Mehmet Altan kardeşler bunlardandı.AKP hükümeti, AB'nin, ABD'nin, IMF ve Vatikan'ın talep ve projelerine bunların destek ve kışkışlarıyla teşne olmuş, icraatlara imza atmıştı.Bu "ecnebilerin talepleri"ni karşılamak ve "planlarına güya stratejik ortak" olmaktan, Türk milletinin en makul ve en hayati taleplerini karşılamaya zaman, fırsat ve "iktidar takatı" kalmamıştı? AKP sayesinde, ecnebiler, vatan topraklarını ve fizik-metafizik kaynaklarımızı hamuduyla götürürken; vatandaş, sadece biraz iş, biraz aş, biraz nefes almak istiyor. AKP, bunu dahi milletimize çok gördü, sağlamadı, sağlayamadı.Erken seçim zilleri çalmaya başlayınca "başörtüsü gündemi" açıldı. İşte bu gündem, turnusol oldu.Erdoğan'ın yanında etten duvar olan Altan kardeşler, hadi bize eyvallah diyen diğer liberal takım gibi, kurşun asker değiliz diyerek Bab-ı Sadaret'ten çekiliverdiler. Sadece bununla da kalmadılar. Ahmet Altan, Başbakan, kendini kaybetti mi; eğer öyleyse kendisine gelsin, diye çıkıştı. Mehmet Altan ise, Türkiye'de 12 milyon kişi günlük 1 dolarla yaşıyor; bölünmüş kampın orkestra şefinin arzusunda herkesi kurşun asker yapmaya çalışan garip bir ülke olduk, türünden çıkışla yan çiziverdi.Halbuki bugüne kadar Erdoğan, bu liberallerin ve küresel ağabeylerinin taleplerini karşılamak için can attı? Olan millete oldu, olan devlete oldu.5-6 yıllık icraat döneminde hep AB'den, ABD'den, IMF'den, Vatikan'dan yana? yani kısaca "kilise eksenli güç odakları"nın taleplerinden yana çalışan ve iş gören Erdoğan, erken seçim münasebetiyle bari bir de şu bizim camiye dalayım diye aklından geçirdi, başörtüsü gündemini açtı. Lakin ortada kalakaldı. Etrafındakiler çekiliverdiler. Erdoğan, kilise ile cami arasında bocalayan adam gibi duruyor; başı yine sanki "kilisecilerin taleplerini" karşılamaya doğru düşüyor. Baksanıza, başörtüsü konusunu beklemeye alırken, devletin kuruluş senedi olan Lozan'ı delik deşik eden Ecnebi ve Gayr-ı Müslim Vakıflara dair düzenlemeyi geçirmek için harıl harıl çabalıyor? Lakin kendi geleceğinin selameti adına, Erdoğan, şu neticeyi şimdiden görmelidir: Ne yaparsa yapsın, kimseye yaranamayacak? Başörtüsü meselesi gibi, millete ait ve halledilmesi çok basit bir işte dahi kendisini anında terk ettiler? Harici ve dahili ecnebilerin taleplerini karşılamada az-buçuk ıskalasın, ayağı sürtsün, yanında bir Allah kulunu bulamaz.En canlı örnek kapı komşumuzda zuhur etti; Saddam kimseye yaranabildi mi?!Millete ait çözümü basit bir başörtüsü meselesinde dahi etrafındakilerin çekiliverdiği Erdoğan, kendi adına, milletimiz ve medeniyetimiz adına, çok ciddi bir muhasebe yapmalıdır. Erdoğan, şu otokritiği yapmalı, samimiyetle şu muhasebeyi yapmalıdır:Bunların aklıyla, Türkiye'yi BOP'un stratejik ortakçısı yaptım, Irak'ın işgalinde tezkere rağmen 4500 Amerikan savaş uçağına sorti imkanı tanıdım; ne oldu?! Irak'ta milyonlarca Müslüman'ın anası ağlıyor. Barzani'ye Kürdistan devleti kurdurttular, aşiret çapulcusu şimdi bize hava satıyor.Bunların aklıyla ekonomiyi borca batırdım; ne oldu? Millet perişan, işsiz, aç ve yoksul? Cari açık fırladı, dış ticaret açığı rekor kırdı, üretim bitti. Bunların aklıyla vatan topraklarını ecnebiye satmanın yolunu açtım, devlet ve millet malı işletmeleri yabancılara verdim, şimdi de Lozan'ı delecek türden Vakıflar yasası çıkartıyorum; ne oldu, milletimiz ne fayda gördü?!Bunların aklıyla AB'ye uyum yasaları çıkardım, gurbetçilerimize dininiz, dilinizi, milliyetinizi koyun bir tarafa dedim; ne oldu?! Adamlar, AB'nin kapısının ardında dahi durmamıza rıza göstermiyorlar; Alman vatandaşlığına geçerek onlarla entegre olmuş gurbetçilerimizi bile diri diri yakıyorlar?Hepsini saymaya yerimiz yok; Erdoğan, ne yaptığını iyi bilir? Bütün bunları hesap etmeli Erdoğan.Hesap etmeli ve özümüz, milletimize, medeniyetimize dönmeli? Artık ecnebilerin ve azınlıkların taleplerini değil; Türk milletinin taleplerini nasıl karşılayacağının yollarını araştırmalı, Türk milletinin karnını nasıl doyuracağının yöntemlerini araştırmalı, bulmalı. Bulamıyorsa, bir bilene sormalı? Bu bağlamda dünya BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beye sorarken ve onun projeleriyle nefes alırken; Erdoğan, sormaktan utanmamalı? Erdoğan, bugüne kadar yaptıklarına son bir pişmanlık duymalı? Son pişmanlık fayda verir inşallah!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019