logo
25 NİSAN 2024

Ermeniler Türkleri arkadan hançerledi

11.06.2001 00:00:00
Prof.Dr. Haydar Baş, Tandoğan Meydanı'nı dolduran yüzbinlere hitaben yaptığı veciz konuşmasında, son bir yıldır Batılı ülkelerin parlamentolarında peşpeşe gündeme getirilen 'sözde Ermeni soykırım' meselesine değindi. Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Sene 1071. Dedemiz Sultan Alparslan, kefeni ile Cuma namazını kılıyor. "Ölürsem beni bunlarla defnedin" diyor. Bu büyük insan, Romen Diyojen'in 200 bin kişilik kuvvetini yok ediyor. Anadolu'nun kapıları açılıyor. Anadolu'ya izzet, iffet, haysiyet, merhamet, şefkat, adalet, fazilet hülasa insanlığın bütün değerleri hakim olmaya başlıyor. İşte tam bu dönemde bu büyük nimeti gören Ermeni vatandaşlarımızı Romalıların safından ayrılarak Türk milletinin safına geçiyor. Asırlar boyu bir arada yaşıyoruz. Öyle ki et ve kemik gibi oluyoruz. Onlardan hariciye bakanı, milletvekilleri, müsteşarlar, müşavirler, uzmanlar devletin kademelerinde yer aldılar. Taltif edildiler. Taa ki 1789 Fransız İhtilaline kadar. O tarihten itibaren Batı dünyası bu kardeşlerimizin beyinlerini kaşımaya başladılar. İsviçre'de örgütlenmeye başladılar. Hınçak ve Taşnak teşkilatlarını kurdurdular. Bu teşkilatlar bilhassa Ermeni kardeşlerimizin olduğu Doğu Anadolu bölgesinde birçok cinayetler işlediler. Çoluk çocuk demeden mahvettiler. 1920 senesinde Amerikan Kongresine, 69 tane uzman rapor verdi. Uzmanların bu raporu şöyle: Doğu Anadolu bölgesinde Ermeniler tam bir milyon adet Türk katlettiler. Aynı rapora göre Kozan'da beş fırında insanlarımızı yaktılar. Ruslar'ın kuyudatına göre 500 bin insan Ermeniler tarafından katledildi. Durum bu olmasına rağmen Fransa, Ermeni soykırımı iddiasını meclisine getirerek hukuki bir müeyyide olsun diye bir resmi karar çıkartıyor. Bu karara göre biz Ermeni kardeşlerimizi katletmişiz. Ben Trabzonluyum. 1914-1915'te Ruslar, Doğu Anadolu ve Karadeniz'e çıktıkları zaman Ermenileri yanına alarak kışkırtıyorlar. Karadeniz'den 170 bin insan Samsun, Bolu, Kastamonu'ya hicret ediyor. Yine o bölgeden Maraş, Adana'ya 50 bin insan hicret ediyor. Diyarbakır'a ve Ankara'ya 150 bin insan hicret ediyor. Toplam 750 bin insan Türk vatandaşı vatanını terketmek mecburiyetinde kalıyor. Vatanını terkedenler arasında benim de ecdadım var. Termeliler bizi çok iyi tanırlar. Ceddimizin bir kısmı hala orada. Hicret eden bu 700 bin insanın % 80'i hastalık ve yol şartlarıyla hayatını kaybediyor. % 20'si ayakta durabiliyor. Buna bir de kendi bölgesinde ölen 1 milyon insanı ilave ederseniz, 1,5 milyon gibi büyük bir rakamın Ermeniler tarafından helak edildiğini görüyorsunuz. Vaziyet bu olmasına rağmen Fransa'nın aldığı bu meclis kararına ne demek lazımdır? Şimdi ABD ve AB'nin desteklerini arkasına alarak bu kardeşlerimiz hadlerini aşmaya başladılar. Askeri hazırlıklar içerisine girdiler. S 300 füzelerini ülkelerine yerleştirdiler. Yunanistan'la, Rusya ile işbirliği yaptılar. Kıbrıs Rum kesimi ile işbirliği halindeler. Güya bize harp ilan edecekler havasını veriyorlar. Bizde bir söz vardır. Gelecekleri varsa görecekleri de vardır." Batının tavrı değişmedi "1095 yılında, Batı dünyası bir Haçlı ittifakı oluşturarak tam 200 yıl Müslümanlara karşı mücadele vermişlerdir. 40 yıllık Yani, ne zaman Kani oldu da sen buna elini kolunu sallayarak teslim oluyorsun? Aynı ittifak bugün AB meselesinde de açık bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Farkında iseniz ellerinin tersiyle bizi her an itmektedirler. Onun için biz Batı değil kendi şartlarımızda yeni bir dünyanın projesini hayatımıza geçirmemiz gerekiyor. Bütün bunların olması için et ve kemik gibi bir bünye olmamız lazımdır. Biz, kardeş bir milletiz. Dargın, küskün olarak birbirimize buğzetmemiz bize asla yakışmaz. Vatanımıza, bayrağımıza, sancağımıza, herşeyimize sımsıkı sarılmamız lazımdır. Bir bünyede nasıl baş, el, ayak var ise hepimiz o bünyede, o milletin bünyesinde el, ayak, baş olmak suretiyle bütünlüğümüzü vücuda getireceğiz. Her birimiz birbirimizi birbirimizde göreceğiz. Ben senin için, sen benim için hayatını yaşayacaksın."

"Yeni bir anlayış şart"

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Asya ile Avrupa'yı birbirine bağlayan öyle bir köprü ki, sahip olduğu şartlar, imkanlar ve de temsil ettiği medeniyet bakımından bütün dünyanın gözü buranın üzerindedir. Siz öyle bir değere sahipsiniz ki, Arif Nihat'ın dediği gibi, "Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın / Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın. Hala ne diye oyunda oynaştasın / Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın."

Biz böyle bir milletiz. Onun için bu gözler bu coğrafya üzerinde bu milletin çok ciddi bir hariciye politikası olmasını istemezler. Onun için Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, şu andan itibaren vakit geçirmeden hariciye politikasını ele alması lazımdır. Bu büyük milletin başka devletlerin kuyruğu, uydusu olmaması lazımdır. Bizim kanımızdan, bizim canımızdan, bizim imanımızdan olan koskocaman bir Türk dünyası var. Niçin bunu görmüyoruz? Ve yine bizim akaidimizi paylaşan bir Ortadoğu var. Bütün bunları birbirine bağlayacak bir düğüm noktasıyız. İşte bunu içine alan, kendi özüne mahsus bir hariciye politikası kimliği oluşturmamız lazımdır. O zaman göreceksiniz ki Batı dediğimiz dünya sizin önünüzde selam durmaya başlayacaktır. Ama bu halimizle size itibar etmesi, adam yerine koyması hiç ama hiç mümkün değildir. Batı, "Eğer sen benden olmak istiyorsan, benim bayrağım senin bayrağın olacak. Benim askerim senin askerin olacak. Benim param senin paran olacak" diyor. Buna siz razı mısınız?

Onun için de iktisadi, hukuki, siyasi çember altına alarak bütün imkanlardan bizi mahrum etmeye çalışan Batının hile ve desisesine ferasetle yaklaşmamız gerekiyor. İktisadi bağımsızlığımızı da sonuna kadar yaşamamız ve de ilan etmemiz gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1938'den sonra iktisadi bağımsızlığını global ekonomik değerlere endeksleyerek hayatını devam ettirmeye başlamıştır. 1923-1938 yılları arası merhum Atatürk'ün milli ekonomiyi hayata geçirdiği dönemdir. Bu dönem Batılılar sanayi inkılabını hayata geçirmiş, bütün hatlarıyla dünyanın üzerine yürümeye başlamıştı. Bize de o günlerde telkin ettikleri şuydu: "Sakın sanayi ile meşgul olmayın. Siz tarım ülkesisiniz. Zirai topraklarınız çok geniş, Verimli bir memlekete sahipsiniz. Ekin, biçin, yetiştirin, Biz, sizden ektiğinizi, biçtiğiniz alalım. Siz de bizden ürettiğimiz mamulleri alın" demişlerdi. Ama merhum Atatürk, bunların hiçbirine razı olmadı. Kayseri'de bir uçak fabrikası kurdu. Belçika'ya uçak ihraç ettik. Gaz maskesi fabrikamız vardı. Dünyanın aklına gelmediği için bu konuda üretim yapmamıştı. Fakat Türk'ün mahareti o günün şartlarında bu fabrikayı yapmış, 2. Dünya Savaşında dünyaya gaz maskelerini ihrac eden tek ülke olmuştuk. O anlayış devam etse idi bugün Türkiye'nin atom bombası olmayacak mıydı? Hidrojen bombası olmayacak mıydı? Dünyanın kutbu Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmayacak mıydı? O halde nedir bu halimiz? Kendinden korkan, kendinden kaçan, kendini bilmeyen, kendini tanımayan insan bu milleti asla idare edemez."
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!

Anzakların 'Şafak Ayini'nde Atatürk'ün mektubu okundu

Çanakkale Kara Savaşları'nın 109. yıl dönümü anma törenleri çerçevesinde Tarihi Gelibolu Yarımadası'ndaki Anzak Koyu'nda geleneksel 'Şafak Ayini' yapıldı.
25.04.2024 07:10:00 / Güncelleme: 25.04.2024 07:15:19
İhlas Haber Ajansı
Anzakların 'Şafak Ayini'nde Atatürk'ün mektubu okundu
Anzakların 'Şafak Ayini'nde Atatürk'ün mektubu okundu
Her yıl 24- 25 Nisan tarihleri aralığında atalarını anmak için gelen Avustralyalı ve Yeni Zelandalı binlerce kişinin uyku tulumlarıyla katıldığı 'Şafak Ayini'nde tören düzenlendi.



Sabaha karşı 05.30'da başlayan Şafak Ayini, Yeni Zelanda Savunma Kuvvetleri ile Avustralya Savunma Kuvvetlerinin konuşmasıyla devam etti.

Daha sonra Shell Green Mezarlığı'nı anlatan bir video ile Şeref videosu izletildi.



Ardından Karanga (toplanma çağrısı) yapıldı.

Yeni Zelanda, Avustralya adına konuşmalar gerçekleştirildi. Türk Silahlı Kuvvetleri adına Yarbay Fatih Kurtgöz , Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektubu hem Türkçe hem de İngilizce okudu.



Tören, Türkiye ve diğer devletlerin çelenk sunumuyla devam etti. Borozan çalınması ve saygı duruşunda bulunulurken, Türkiye, Avustralya ve Yeni Zelanda Ulusal Marşları okundu. 

Atatürk'ün Anzak annelere mektubu

"Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yanyana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır."

Uzmanlar yeni dolandırıcılık tehditlerine karşı uyarıyor

Teknolojinin getirdiği kolaylıkların yanı sıra, dolandırıcılık gibi tehditler de arttı. Uzmanlar, bu yeni dolandırıcılık yöntemlerine karşı uyanık olmanın ve bilgi sahibi olmanın önemini vurguluyor
24.04.2024 15:30:00
Fahri Fatih Özcan
Uzmanlar yeni dolandırıcılık tehditlerine karşı uyarıyor
Uzmanlar yeni dolandırıcılık tehditlerine karşı uyarıyor
Teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte, dolandırıcılık yöntemleri de evrim geçiriyor. Uzmanlar, 2024 yılında özellikle dikkat edilmesi gereken yeni dolandırıcılık senaryolarına ve bu tehditlere karşı alınması gereken önlemlere dair uyarılarda bulunuyor.


Yeni dolandırıcılık yöntemleri


1. Büyükanne ve Büyükbaba Dolandırıcılığı: Dolandırıcılar, kişisel ilişkileri hedef alarak ve değer verdikleri biri gibi davranarak insanların duygularıyla oynamakta. Teknolojinin yardımıyla ses kayıtlarını taklit ederek yaşlı bireyleri acil durumda olan bir aile üyesiymiş gibi kandırabilir.

2. Yapay Zeka ile Deepfake Dolandırıcılığı: Yapay zeka araçları, dolandırıcıların gerçeğe çok yakın sahte görüntüler ve videolar oluşturmasına olanak tanıyor. Bu yöntemle, kullanıcılar sahte kişilikler veya olaylarla kandırılabiliyor.

3. Spear Phishing ve Tapjacking: E-posta veya sosyal medya hesaplarını hedef alan bu saldırılar, kullanıcıları istenmeyen tıklamalar yapmaya veya zararlı web sitelerine yönlendirmeye çalışıyor.

4. Quishing: Sahte QR kodlar kullanarak kullanıcıları zararlı web sitelerine yönlendirme yöntemi. Bu kodlar, gerçek gibi görünen ancak kötü amaçlı yazılımlar içeren sitelere bağlantı sağlayabilir.


Uzmanların önerileri


FINRA Yatırımcı Eğitim Vakfı'na göre, insanlar belirli bir dolandırıcılık yöntemi hakkında bilgi sahibi olduklarında, onunla etkileşime girme olasılıkları yüzde 80 daha düşük.

Uzmanlar, özellikle internet üzerinden yapılan işlemlerde dikkatli olunması gerektiğini vurguluyor. Kullanıcıların, tanımadıkları kişilerden gelen taleplere karşı tetikte olmaları ve kişisel bilgilerini paylaşmamaları önem taşıyor.

Uzmanlar ayrıca dolandırıcılık meydana geldiğinde bunu resmi makamlara bildirmenin önemini vurguluyor.

Teknolojinin getirdiği kolaylıkların yanı sıra, dolandırıcılık gibi tehditler de arttı. Uzmanlar, bu yeni dolandırıcılık yöntemlerine karşı uyanık olmanın ve bilgi sahibi olmanın önemini vurguluyor. Tüketicilerin, kendilerini korumak için sürekli olarak güncel bilgilerle donanmış olmaları ve şüpheli durumlarda resmi makamlara başvurmaları gerekiyor.

Meteorolojinin renkli kodları ne anlama geliyor?

Meteoroloji, doğanın diliyle konuşur ve bu dili anlamak için renkli uyarı kodlarından yararlanır. Türkiye'de Meteoroloji Genel Müdürlüğü, hava durumu tahminlerinde ve uyarılarda dört farklı renk kodu kullanır: yeşil, sarı, turuncu ve kırmızı. Her bir renk, doğanın bize gönderdiği mesajların şiddetini ve önemini ifade eder
24.04.2024 13:05:00 / Güncelleme: 24.04.2024 13:08:29
Ahmet Haydar Tarhanlı
Meteorolojinin renkli kodları ne anlama geliyor?
Meteorolojinin renkli kodları ne anlama geliyor?
Yeşil (Tehlike Yok): Yeşil kod, hava durumunun sakin olduğunu ve herhangi bir tehlike beklemediğimizi gösterir. Bu renk, günlük yaşantımızı etkileyecek meteorolojik bir hadisenin olmadığını belirtir ve huzurlu bir gün geçirebileceğimizin işaretidir.

Sarı (Az Tehlikeli): Sarı kod, dikkatli olmamız gerektiğini söyler. Hava durumu olağanın dışında olmasa da, bazı faaliyetler için potansiyel riskler taşıyabilir. Bu uyarı, özellikle açık havada yapılacak etkinliklerde daha tedbirli olmamız gerektiğini hatırlatır.

Turuncu (Tehlikeli): Turuncu kod, tehlikenin arttığını ve olası hasarlar için hazırlıklı olmamız gerektiğini bildirir. Bu renk, nadiren gerçekleşen ve can veya mal kaybına yol açabilecek meteorolojik olayların beklendiğini ifade eder.

Kırmızı (Çok Tehlikeli): Kırmızı kod, en ciddi uyarıdır ve çok tehlikeli durumları simgeler. Bu renk, hayatı tehdit edebilecek, geniş alanlarda büyük hasarlara neden olabilecek son derece kuvvetli meteorolojik hadiselerin beklendiğini gösterir. Kırmızı kod gördüğümüzde, güncel meteorolojik koşulları sıkça takip etmeli ve gerekli tüm önlemleri almalıyız.

Bu renk kodları, doğanın bize sunduğu ipuçlarını çözmemize ve kendimizi olası tehlikelere karşı korumamıza yardımcı olur. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün bu renkli uyarı sistemi, "Haberdar olun, hazırlıksız yakalanmayın" sloganıyla bizlere doğru bilgiyi zamanında sunar ve güvenliğimizi sağlamak için önemli bir araçtır.

Yargıtay Başkanlığı seçiminde 21. turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin 21. turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı

24.04.2024 12:27:00 / Güncelleme: 24.04.2024 12:31:28
AA
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 21. turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 21. turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi 24 Mart itibarıyla doldu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay üyeleri 25 Mart Pazartesi sandık başına gitti.

Seçimin ilk 20 turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması nedeniyle bugün 21. tur oylaması yapıldı.

Oylama sonucu Mehmet Akarca 100, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez 96, 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk ise 112 oy aldı. Seçime katılım 324 olarak kayıtlara geçerken, 2 boş oy kullanıldı, 14 oy da geçersiz sayıldı.

Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 22. tur oylamayla devam edilecek.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor. 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.