Nisan'ın tam ortasında ama kara kışın günlerini aratmayacak denli soğuk bir günün akşamında yatsı ezanları okunurken, ardımdan sallanan mini mini ellere mukabil el sallayarak Erzurum otogarına doğru yürüyorum. Elimdeki çantayı kapıp kaçırmak için türlü sesler çıkaran fırtına ile mücadelem, Ankara istikametine hareket halinde olan otobüse binmemle son buluyor.
Saat yirmi dört civarında Erzincan'dan Turan Aydoğdu da aramıza katılıyor ve yola revan oluyoruz. Sakaltutan geçidi ile Refahiye arasında zaman zaman yol o kadar kötüleşiyor ki otobüsümüz karınca hızı ile ilerliyor ve herhangi bir köy yolu ile karşılaştırdığımızda köy yolu bunun yanında asfalt kalıyor.
Ankara Kızılay'daki BTP Genel Merkezi'nde güzel yurdumuzun dört bir yanından gelen güzel insanlarla hasret gideriyoruz, şairin dizelerle çektiği fotoğraf sanki bu fotoğraf diyoruz:
"Güle damlar
Gül suyu güle damlar
Sohbeti hoş kendi hoş
Oturmuş gül adamlar."
BTP Genel Başkanı sayın Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in teşrifleri ile salona bambaşka bir hava hakim oluyor. Kürsüde konuşurken hep mütebessim, hep neşeli ama bir o kadar da özellikle Kıbrıs'ın yer aldığı cümleleri kurarken endişeli, üzgün olduğu dikkat çekiyor.
"Kıbrıs en haklı olduğumuz davadır" derken o kadar emin, o kadar kararlı, o kadar devlet adamı ciddiyeti hakim ki, muhataplarını umutla dolduruyor, adeta kanatlandırıyor ve aynı kararlılıkla, tane tane sürdürüyor konuşmasını:
"Kıbrıs Türkiye'nin en haklı davasıdır. Türkiye, Kıbrıs tarihi ve bu arka plan içinde o kadar haklı ve güçlüdür ki, adayı Rum'a yedirirse, savunabileceği başka bir davası kalmaz ve kalmayacaktır!
Türkiye hukuken haklıdır; çünkü harekat uluslararası hukuka ve 500 yıllık Türk hakimiyetine dayanmaktadır.
Fiilen haklıdır; çünkü 40 bin askeriyle bu haklılığı koruyacak ve kollayabilecek durumdadır. Bir daha böyle bir imkan herhalde ele geçirilemez.
Aziz Türk Milleti, tarihin yeniden yazıldığı şu günlerde ya Kıbrıs'ına tutunacak ve milletler sahnesinde şerefli yerini alacak, ya da tarihin tozlu rafına kalkacaktır.
Bu büyük tehlike ve anlayış içinde Bağımsız Türkiye Partisi bir görevi ifa ederek tüm sorumluları ve milletimizi Kıbrıs'ımızın bizim olarak, "vatan" olarak kalması için milli birlik ve beraberliğe, milli bir duruşa davet eder! Bu konuda üzerimize düşecek her vazifeyi ifa etmeye hazır olduğumuzu da bu vesile ile milletimize ve kamuoyumuza deklare ederiz."
BTP Genel Merkezi'nde saatler süren ve çok önemli kararlar alınan toplantının ardından "gül adamlar"la bir bir vedalaşarak İstanbul'a doğru yola çıkıyoruz. Cenap kardeşimizin kaptanlığında, Fevzi, Serkan ve Murat kardeşlerimizin hoş soruları ve sohbetleri eşliğinde Kartal'a kadar huzurlu bir yolculuk yapıyoruz. Arkadaşlarımızla vedalaşarak, BTP Güngören teşkilatından Metin, Cavit, Turgut, Hasan ve Ali Tay'ın bulundukları arabaya geçerek Kartal-Bağcılar hattını da böylece tamamlamış oluyoruz.
Yaklaşık altı ay evvel vedalaşıp ayrıldığımız İstanbul'la yağmurlu bir gecede tekrar selamlaşıyoruz.
Saat yirmi dört civarında Erzincan'dan Turan Aydoğdu da aramıza katılıyor ve yola revan oluyoruz. Sakaltutan geçidi ile Refahiye arasında zaman zaman yol o kadar kötüleşiyor ki otobüsümüz karınca hızı ile ilerliyor ve herhangi bir köy yolu ile karşılaştırdığımızda köy yolu bunun yanında asfalt kalıyor.
Ankara Kızılay'daki BTP Genel Merkezi'nde güzel yurdumuzun dört bir yanından gelen güzel insanlarla hasret gideriyoruz, şairin dizelerle çektiği fotoğraf sanki bu fotoğraf diyoruz:
"Güle damlar
Gül suyu güle damlar
Sohbeti hoş kendi hoş
Oturmuş gül adamlar."
BTP Genel Başkanı sayın Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in teşrifleri ile salona bambaşka bir hava hakim oluyor. Kürsüde konuşurken hep mütebessim, hep neşeli ama bir o kadar da özellikle Kıbrıs'ın yer aldığı cümleleri kurarken endişeli, üzgün olduğu dikkat çekiyor.
"Kıbrıs en haklı olduğumuz davadır" derken o kadar emin, o kadar kararlı, o kadar devlet adamı ciddiyeti hakim ki, muhataplarını umutla dolduruyor, adeta kanatlandırıyor ve aynı kararlılıkla, tane tane sürdürüyor konuşmasını:
"Kıbrıs Türkiye'nin en haklı davasıdır. Türkiye, Kıbrıs tarihi ve bu arka plan içinde o kadar haklı ve güçlüdür ki, adayı Rum'a yedirirse, savunabileceği başka bir davası kalmaz ve kalmayacaktır!
Türkiye hukuken haklıdır; çünkü harekat uluslararası hukuka ve 500 yıllık Türk hakimiyetine dayanmaktadır.
Fiilen haklıdır; çünkü 40 bin askeriyle bu haklılığı koruyacak ve kollayabilecek durumdadır. Bir daha böyle bir imkan herhalde ele geçirilemez.
Aziz Türk Milleti, tarihin yeniden yazıldığı şu günlerde ya Kıbrıs'ına tutunacak ve milletler sahnesinde şerefli yerini alacak, ya da tarihin tozlu rafına kalkacaktır.
Bu büyük tehlike ve anlayış içinde Bağımsız Türkiye Partisi bir görevi ifa ederek tüm sorumluları ve milletimizi Kıbrıs'ımızın bizim olarak, "vatan" olarak kalması için milli birlik ve beraberliğe, milli bir duruşa davet eder! Bu konuda üzerimize düşecek her vazifeyi ifa etmeye hazır olduğumuzu da bu vesile ile milletimize ve kamuoyumuza deklare ederiz."
BTP Genel Merkezi'nde saatler süren ve çok önemli kararlar alınan toplantının ardından "gül adamlar"la bir bir vedalaşarak İstanbul'a doğru yola çıkıyoruz. Cenap kardeşimizin kaptanlığında, Fevzi, Serkan ve Murat kardeşlerimizin hoş soruları ve sohbetleri eşliğinde Kartal'a kadar huzurlu bir yolculuk yapıyoruz. Arkadaşlarımızla vedalaşarak, BTP Güngören teşkilatından Metin, Cavit, Turgut, Hasan ve Ali Tay'ın bulundukları arabaya geçerek Kartal-Bağcılar hattını da böylece tamamlamış oluyoruz.
Yaklaşık altı ay evvel vedalaşıp ayrıldığımız İstanbul'la yağmurlu bir gecede tekrar selamlaşıyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025