Fenerbahçe'nin eski futbolcusu Stephen Appiah, sarı lacivertli takımdan istemeyerek ayrıldığını söyleyerek, Aurelio ve Tuncay gibi isimlerin takımdan ayrılmasıyla güç kaybı yaşandığı belirtti. Appiah ayrıca başarısızlığın sebebini yeni transferlerin uyum sorununa bağladı.
İstemeyerek ayrıldımFenerbahçe'den istemeyerek ayıldığını vurgulayan Ganalı yıldız, "Kulüpten istemediğim bir şekilde ayrılmak zorunda kaldım. Her iki tarafın da birbirini anlayamadığı noktalar oldu. Hayal kırıklığı da yaşadım, ama ben hiçbir zaman ne Fenerbahçe ne de taraftar için kötü konuşmadım. Fenerbahçe ve taraftarlar benim kalbimin derinliklerinde. Kimse söküp atamaz. İstanbul'u ve takım arkadaşlarımı çok özledim. Birbirimizle yaptığımız sohbetler, Samandıra'da geçirdiğimiz günler ve bir maçta gol attıktan sonraki sevinçlerimizi, şakalaşmalarımızı çok özledim. Bazen internetten o günlere ait fotoğraf ve videolara baktığımda ağladığım zamanlar oluyor. Ama arkadaşlarımı görmek için Türkiye'ye tekrar geleceğim" dedi.
Aurelio ve Tuncay güç kaybettirdiFenerbahçe'den ayrılan Tuncay Şanlı ve Mehmet Aurelio'nun sarı-lacivertli takım için kahraman olduklarını söyleyen Appiah, "Fenerbahçe'den Aurelio, Tuncay ve ben gittikten sonra takım gerçek anlamda bir güç kaybı yaşadı. Bizler sahada kalbimizle oynuyorduk. Takım ruhu olmadan hem başarılı olmak hem de şampiyon olmak çok zor. Aurelio ve Tuncay, hem takımın hem de Fenerbahçe taraftarının kahramanlarıydı. Takımdan giden hiçbir futbolcunun yeri maalesef dolmadı, giden hiçbir futbolcu kolay unutulmayacak" diye konuştu.
Takım oyunu oynuyordukFenerbahçe'de oynadığı dönemdeki takım ruhunu anlatan Appiah, "Fenerbahçe'de ki ilk senemde gerçekten çok kaliteli bir ekiptik, herkes ruhunu sahaya yansıtıyordu ve başarı da bununla birlikte geliyordu. Azim ve kalpten oynamayı gidip ne pazardan ne de marketten satın alabilirsin. Bu insanın içinden gelmesi gereken bir durum. Fenerbahçe'yi hala takip ediyorum. Şu sıralar maç kazanamıyor, ama mutlaka bir çıkış yakalayacaktır. Fenerbahçe, büyük bir kulüp ve bunu aşabilecek bir durumda. Takım her maç kazandığında inanın ben de burada seviniyorum. Sivasspor ve Trabzonspor, şu an lider durumdalar ama Fenerbahçe'nin her zaman şampiyonluk şansı vardır" dedi.
Uyum sorunu varFenerbahçe'nin şu anki başarısızlığını yeni transferlerin uyum sorunu yaşamasına bağlayan Appiah, "Fenerbahçe'nin şu an başarısız olması yeni transferlerden dolayı. Yeni gelen futbolcular takıma uyum sağlayamadı. Bunun için zamana ihtiyaç var, hepsi kaliteli oyuncular. Aragones iyi bir teknik direktör, herkes onu tanır. Kendi vatandaşı Güiza'ya şans verip Semih'i yedek bekletmesi Türk futboluna ve futbolcularına yabancı olmasını gösteriyor. Aragones'in Türk oyuncuların ne kadar duygusal olduğunu ve karakterleri hakkında bilgisi yok. Ama zamanla o da her şeye alışacak" diye konuştu.
Başkanın eli takımın üzerindeBaşkan Aziz Yıldırım ile ilgili de değerlendirmede bulunan Appiah, "Fenerbahçe büyük bir kulüp ve büyük sorumlulukları var. Başkan hiçbir şeyin kötü olmasını istemezdi. Takım içinde her şeyin yolunda olması ister ve hep bunun için futbolcuları motive etmeye çalışır, konuşmalarda yapardı. Soyunma odasına da, Samandıra Tesisleri'ne de gelir her şey ile yakından ilgilenirdi. Takım bir maçta kötü oynamış ya da kabetmişse başkan sinirlenir ve kızardı, ama bir sonraki kazanılan maçta her şeyi unutur ve tekrar gülmeye başlar, futbolcularla biraraya gelirdi. Bunlar güzel önemli şeyler" dedi.
İstemeyerek ayrıldımFenerbahçe'den istemeyerek ayıldığını vurgulayan Ganalı yıldız, "Kulüpten istemediğim bir şekilde ayrılmak zorunda kaldım. Her iki tarafın da birbirini anlayamadığı noktalar oldu. Hayal kırıklığı da yaşadım, ama ben hiçbir zaman ne Fenerbahçe ne de taraftar için kötü konuşmadım. Fenerbahçe ve taraftarlar benim kalbimin derinliklerinde. Kimse söküp atamaz. İstanbul'u ve takım arkadaşlarımı çok özledim. Birbirimizle yaptığımız sohbetler, Samandıra'da geçirdiğimiz günler ve bir maçta gol attıktan sonraki sevinçlerimizi, şakalaşmalarımızı çok özledim. Bazen internetten o günlere ait fotoğraf ve videolara baktığımda ağladığım zamanlar oluyor. Ama arkadaşlarımı görmek için Türkiye'ye tekrar geleceğim" dedi.
Aurelio ve Tuncay güç kaybettirdiFenerbahçe'den ayrılan Tuncay Şanlı ve Mehmet Aurelio'nun sarı-lacivertli takım için kahraman olduklarını söyleyen Appiah, "Fenerbahçe'den Aurelio, Tuncay ve ben gittikten sonra takım gerçek anlamda bir güç kaybı yaşadı. Bizler sahada kalbimizle oynuyorduk. Takım ruhu olmadan hem başarılı olmak hem de şampiyon olmak çok zor. Aurelio ve Tuncay, hem takımın hem de Fenerbahçe taraftarının kahramanlarıydı. Takımdan giden hiçbir futbolcunun yeri maalesef dolmadı, giden hiçbir futbolcu kolay unutulmayacak" diye konuştu.
Takım oyunu oynuyordukFenerbahçe'de oynadığı dönemdeki takım ruhunu anlatan Appiah, "Fenerbahçe'de ki ilk senemde gerçekten çok kaliteli bir ekiptik, herkes ruhunu sahaya yansıtıyordu ve başarı da bununla birlikte geliyordu. Azim ve kalpten oynamayı gidip ne pazardan ne de marketten satın alabilirsin. Bu insanın içinden gelmesi gereken bir durum. Fenerbahçe'yi hala takip ediyorum. Şu sıralar maç kazanamıyor, ama mutlaka bir çıkış yakalayacaktır. Fenerbahçe, büyük bir kulüp ve bunu aşabilecek bir durumda. Takım her maç kazandığında inanın ben de burada seviniyorum. Sivasspor ve Trabzonspor, şu an lider durumdalar ama Fenerbahçe'nin her zaman şampiyonluk şansı vardır" dedi.
Uyum sorunu varFenerbahçe'nin şu anki başarısızlığını yeni transferlerin uyum sorunu yaşamasına bağlayan Appiah, "Fenerbahçe'nin şu an başarısız olması yeni transferlerden dolayı. Yeni gelen futbolcular takıma uyum sağlayamadı. Bunun için zamana ihtiyaç var, hepsi kaliteli oyuncular. Aragones iyi bir teknik direktör, herkes onu tanır. Kendi vatandaşı Güiza'ya şans verip Semih'i yedek bekletmesi Türk futboluna ve futbolcularına yabancı olmasını gösteriyor. Aragones'in Türk oyuncuların ne kadar duygusal olduğunu ve karakterleri hakkında bilgisi yok. Ama zamanla o da her şeye alışacak" diye konuştu.
Başkanın eli takımın üzerindeBaşkan Aziz Yıldırım ile ilgili de değerlendirmede bulunan Appiah, "Fenerbahçe büyük bir kulüp ve büyük sorumlulukları var. Başkan hiçbir şeyin kötü olmasını istemezdi. Takım içinde her şeyin yolunda olması ister ve hep bunun için futbolcuları motive etmeye çalışır, konuşmalarda yapardı. Soyunma odasına da, Samandıra Tesisleri'ne de gelir her şey ile yakından ilgilenirdi. Takım bir maçta kötü oynamış ya da kabetmişse başkan sinirlenir ve kızardı, ama bir sonraki kazanılan maçta her şeyi unutur ve tekrar gülmeye başlar, futbolcularla biraraya gelirdi. Bunlar güzel önemli şeyler" dedi.