Fransa'nın Ermeni soykırımı iftirasına arka çıkmasına, ülkede Ermeni Âbideleri yaptırmasına ve hele Mösyö Chirac'ın, Ermenistan Cumhurbaşkanı Koçaryan ile Fransa'daki bir Ermeni anıtına çelenk koymalarına şaşıranlara şaşarım. Çünkü bunlar Fransa'nın, Türk milli varlığına Ermeniler vasıtasıyla açtığı yaranın mahiyetini ve ayni faaliyete devam üzre olduğu gerçeğini bilmiyorlar demektir. Bugün Fransa, Türkiye'deki Ermeni vatandaşlarımızı da tedirgin edecek tarzda ve tekrar meşum politikasını şiddetlendirmiş bulunmaktadır.Ermeni soykırımı denen ve aslında bir iç ihanetin doğurduğu ve kanunla aleni olarak yapılan tehcirin ilk sorumlusu Fransa'dır. Fransa Birinci Dünya Savaşı'nda Ermeni vatandaşlarımızı, Taşnak ve Hınçak komiteleriyle aleyhimize iğfal ederek kendi devletlerine ve kendi ordularına, (O zaman Osmanlı ordusunda Ermeni subaylar bile vardı) hem de arkadan vurmak suretiyle saldırtmışlardır. Bu Fransa'nın evvel eski âdetidir. 18 ve 19 Yüzyıllar'da Türk'e karşı yaptığı hep budur. Yeni değildir. Bütün Ermeni patırtılarında Fransa baş hami kesilir, baş rolü oynar. Nitekim, Birinci Dünya Savaşı bitince, G. Antep'imizi ve Ş. Urfa'mızı Ermeni çeteleri yardımıyla işgal ettiği gibi, Ermeniler'e işlettiği ihanetlere mükafat olmak üzere Sevr anlaşmasında Büyük Ermenistan kurulması için doğu vilayetlerimizi de peşkeş çekmişti. Allahtan ki Kâzım Karabekir Paşa, Doğuda Ermeni çetecilerini temizledi, Kuvay-i Milliyye de İzmir'de Batı'nın diğer kiralık katillerini denize döktü. Lozan'da ise kiralık katil gibi kullandıkları Yunanlıları da payladılar ve kendilerine vaad edilen payı isteyen Ermenileri de kovmak zorunda kaldılar. Yetmiş sene sustuktan sonra şimdi eski suç ortaklarının gönlünü alıyor gibi yaparak yine Türkiye'yi baskı altına almaya yelteniyorlar. Fransa'da dünyanın en garip kanunu çıkarılmıştır. Bu kanuna göre, Ermeni soykırımı yoktur demek yasaktır. Bunun manası şudur; eğer Ermeni soykırımı denen nesne bir iç savaş ihanetidir denir ve gerçekler açıklanırsa altından Fransa'nın kanlı yüzü çıkacaktır. Buna mani olmak için, dünyada belki ilk defa gerçekler kanunla yer değiştirmiştir. Fransa'nın bu kanlı yüzünü, kendisini en yüksek mevkilere getiren devletine ihanet eden Boğos Nubar Paşa, Paris Konferansı'na gönderdiği 30 Kasım 1918 tarihli mektubunda, Türkiye'den mümkün olduğu kadar toprak kopartmak için heyecanla açıklamaktadır. Bu mektuba göre:1- Ermeniler, savaşın başından itibaren İngiliz ve Fransız Hükümetleri'nin davasına sarsılmaz bir şekilde bağlılık içinde, bütün cephelerde, muharip sıfatıyla onlarla omuz omuza çarpışmış (yâni Fransa'nın hatırı için devletlerine ihanet edip Türk kanı dökmüşlerdir)2- Boğos Nubar yine aynı mektubunda Fransa'daki Ermeniler'in gönüllü olarak yabancılar lejyonuna yazıldığını iftiharla belirtmiştir..3- Fransız Hükumeti'nin talebi üzerine, Filistin ve Suriye'de, Ermeni Ulusal Heyeti tarafından toplanan Ermeni gönüllüleri Türk Ordusu'na karşı General Allenby'nin ordusunda çarpışmışlar (yâni devletlerine ihanet etmişlerdir.) Nubar Paşa, buradaki Fransız birliklerinin yarıdan çoğunun Ermeniler'den oluştuğunu kaydetmektedir. 4- Yina Nubar Paşa'ya göre, Çarlık ordusunda 150 bin Ermeni gönüllüsü bulunduğu gibi, kırkbin ermeni gönüllüsü de Doğu Anadolu'daki toprakların işgalinde içerden yardımcı olmuşlardır.5- Nubar Paşa mektubunda Ermeniler'in Antranik (General, meşhur katil) ve Nazarbekov kumandasında Türkler'e karşı mütarekeden sonra da savaşan tek millet olduklarını büyük bir iftiharla belirtmiş yâni bir manâda, savaş bittikten sonra da Türkler'e karşı kendilerine verilen görevi yerine getirip soykırımı yaptıklarını utanmadan açıklamıştır. Böylece Boğos Nubar Paşa, temsilcisi olduğu Ermeniler'in, 1914 ten 1918'e kadar, kendi devletleri olan Osmanlı'ya karşı Rusya, Fransa ve İngiltere safında savaştığını iftiharla ilan etmiş vebunu yaparken suç ortaklarını da ele vermiştir... Başka vesikaya lüzum var ım?