3 Kasım erken seçim kararı alınmadan şu ülkede; meclisin çaycısı nezle, odacı ishal, berber astım, yok kimseye kastım, olsa, piyasalar sarsılırdı.
Döviz tavan, borsa taban, her şey rahmetlik baban olurdu.
Üst düzey bir bürokratın es kaza, bas kaza kayın validesi rahmetlik olsa bu kez piyasalarda panik yaşanırdı.
Bir de ünlü ekonomist, made in USA Dervişgillerden Kemal, tenis kortunda mağlup olsa, bu başarısızlığı anında piyasalara yansır, 7.4 şiddetinde bir deprem, sağanak yağış sonrası meydana gelen sel ve heyelandan daha büyük oranda ve dahi buranda piyasalar gidip gelir, bazen yatıya kalır gelmezdi.
Vakta ki, kabus koalisyonu ve muhalefeti elbirlik olup erken seçim kararı aldı, Ankara'da meydana gelen sarsıntının büyüklüğü hiç önemli değil piyasalar gayet sakin.
Siz hiç; Dervişgillerin Kemal istifa ederse dövizin düşeceğini, borsanın yükseleceğini aklınızın ucundan geçirebilir miydiniz?
Geçenlerde sevgili Recep Bahar yazmıştı; "Gazino/kumarcı ekonomisi".
Piyasa kumarbazları şimdilik beklemede.
Tam da burada bir kısım köşe yazarları bağışıklık yapan yalakalıkları yüzünden bu hali oturmuş ekonomi şeklinde izah ediyor.
İşte bakın ekonomi oturmuş, işler rayında, mayıs ayında, ki, koskoca bir ekonomi bakanı istifa ediyor ama piyasa etkilenmiyor.
Peh peh peh, beri gelsin ebleh.
Bir başka garaip daha var bu ülkede, binlercesinin yanında.
Eski siyasilerin medyadan menkul kerametleri.
Deniz Baykal bunlardan biri.
Allah için söyler misiniz, sayın Baykal'ın bu ülkeye ne hayrı dokundu.
Merhum Atatürk'ün CHP'sini tarihinde ilk kez (benim bildiğim) barajın altına düşürmekten başka ne icraatı var sayın Baykal'ın. Bir de Moon aşkını istisna tutalım.
Yolları Moon'da kesiştiği için ünlü "Çıplak uyarıcı" teologu partisine aldı, ya da alması emredildi.
Projesi ne Baykal'ın, hedefi ne?
Şu ülkeye kazandırmayı düşündüğü artı değer ne?
Ne söylüyor.
Bir insan hem Hıristiyan Moon tarikatıyla, hem de büyük veli Allah dostu Haci Bektaş ile aynı zamanda nasıl dost olabiliyor?
Bu ne garaiptir.
Solu birleştirecek Dervişgillerin Kemal'le.
Birleşse ne olur birleşmese be olur?
Solun en büyük partisi DSP'nin ülkeyi getirdiği hal ortada dururken.
Bir başka garaip de şu söz: "Dünya görüşleri farklı partilerden oluşan koalisyon, istenen neticeyi vermez".
Yok ya!
Üçlü ahbap koalisyonu hangi konuda fikir ayrılığına düştü ki, 3.5 yıl boyunca.
Türk siyasi tarihinde bu kadar uyumlu bir koalisyon yoktur ve olması da mümkün değildir.
Dün faşist-komünist; komünist-faşist diye bir birine kurşun sıkanlar, 3.5 yıldır ortaya koydukları uyum abidesi hal, tek yumurta ikizlerinde bile görülmedi.
Madema ki bu hal olabiliyordu, 12 Eylül öncesi olsaydı ya. En az 10 bin gencimiz şimdi hayatta olacak, ülkeye hizmet edecekti.
Seçim lafları dolaşmaya başladığı güne kadar önüne konan her evrakı imzalayan Bahçeli bir uyum abidesi değil midir?
Ne vakit seçim gündeme geldi, aldığı reyin %10'unu borçlu olduğu Apo, tekrar gündeme geldi. Olan bu.
Bir başka garaip Tansu Hanım.
Konuşurken yaptığı gafları ile ünlü büyük politikacı.
Fol ve yumurtanın henüz olmadığı bir zamanda ülkeyi soktuğu Gümrük Birliği yüzünden ülkenin 60 milyar dolar zarara uğramasına sebep olan "Bacımız".
Ülkemizin Batı'nın çöplüğüne dönüşmesine sebep olan ünlü ekonomi profesörü.
Bir acayip konuşuyor.
Vergileri düşürüp, üretimi artırmayı düşünüyor.
İyi, güzel, has, hama veya tas, da, bu görüşü ben bir yerden hatırlıyorum.
Bu fikri birkaç yıldır sayın Prof. Dr. Haydar Baş söylemiyor mu?
Tıpkı geçenlerde bir canlı yayına katılan sayın SP lideri Recai Amca'nın söylediği; "Para vücuttaki kan gibidir, vücuda kan vermeniz lazım ki yaşayabilsin. Piyasaya para vereceksin ki, piyasalar canlansın".
Peki bu söz kimin?
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in.
Fikir namusu, düşünce şahsiyeti diye bir şey var. Bari onu terk etmeyelim.
Ülke en azından kırk senedir kötü idare edildi.
Bu gelinen hal, işte o kırk senenin ürünü değil mi?
Sayın Demirel'in o meşhur "aile fotoğrafındakiler" ülkeye ne kadara mal oldu?
Sayın Özal'ın ABD'den özenle, itinayla, titizlikle getirdiği "prensleri" hafızalardadır.
İktidarıyla muhalefetiyle, yenileriyle eskileriyle meclis çatısı altında bulunanlar, şu ana kadar ne yaptı, bundan sonra ne yapacak?
Karaya oturtulmuş bir ülke gemisi var ortada, ve bunu biz yüzdürürüz diye akıl yürütenler onu karaya oturtanlar, eskisi, yenisi, meclisteki, dışındaki.
Ülke idaresi, deneme yanılma oyuncağına benzememeli.
Bir el var, bu işleri evirip çeviren.
Bir takım, oyuncuyu sahaya sürüyor, diğerleri yedek kulübesinde hazır.
Sahadaki oyuncular yıpranınca, ağzında düdük; düüüüüt, siz çekilin.
İkinci bir düüüüüt, yedektekiler siz sahaya.
Bu hal en azından kırk-elli sendir bu şekilde devam edip gidiyor.
Ve ülkenin hali, içler acısı hali ortada.
Bu ülkenin;
Hedefi olan,
Gayesi büyük,
Projeleri ciddi,
Aidiyet duygusu ile dolu,
Ülkesine ve milletine aşık,
İçi insan sevgisiyle dolu,
Yapay değil, yaratılıştan lider,
Bir insana ve o insan etrafında kenetlenmiş bir kadroya ihtiyacı var.
Prof. Dr. Haydar Baş ve onun etrafındaki kadroya yani.
Eğer bu olmazsa, bir kırk-elli sene daha beklemek gerekecek ki, ülkenin buna tahammülü olmadığı gibi, ülkemiz üzerinde hesabı olanlar da bu kadar beklemeyecektir.
Biline.
Döviz tavan, borsa taban, her şey rahmetlik baban olurdu.
Üst düzey bir bürokratın es kaza, bas kaza kayın validesi rahmetlik olsa bu kez piyasalarda panik yaşanırdı.
Bir de ünlü ekonomist, made in USA Dervişgillerden Kemal, tenis kortunda mağlup olsa, bu başarısızlığı anında piyasalara yansır, 7.4 şiddetinde bir deprem, sağanak yağış sonrası meydana gelen sel ve heyelandan daha büyük oranda ve dahi buranda piyasalar gidip gelir, bazen yatıya kalır gelmezdi.
Vakta ki, kabus koalisyonu ve muhalefeti elbirlik olup erken seçim kararı aldı, Ankara'da meydana gelen sarsıntının büyüklüğü hiç önemli değil piyasalar gayet sakin.
Siz hiç; Dervişgillerin Kemal istifa ederse dövizin düşeceğini, borsanın yükseleceğini aklınızın ucundan geçirebilir miydiniz?
Geçenlerde sevgili Recep Bahar yazmıştı; "Gazino/kumarcı ekonomisi".
Piyasa kumarbazları şimdilik beklemede.
Tam da burada bir kısım köşe yazarları bağışıklık yapan yalakalıkları yüzünden bu hali oturmuş ekonomi şeklinde izah ediyor.
İşte bakın ekonomi oturmuş, işler rayında, mayıs ayında, ki, koskoca bir ekonomi bakanı istifa ediyor ama piyasa etkilenmiyor.
Peh peh peh, beri gelsin ebleh.
Bir başka garaip daha var bu ülkede, binlercesinin yanında.
Eski siyasilerin medyadan menkul kerametleri.
Deniz Baykal bunlardan biri.
Allah için söyler misiniz, sayın Baykal'ın bu ülkeye ne hayrı dokundu.
Merhum Atatürk'ün CHP'sini tarihinde ilk kez (benim bildiğim) barajın altına düşürmekten başka ne icraatı var sayın Baykal'ın. Bir de Moon aşkını istisna tutalım.
Yolları Moon'da kesiştiği için ünlü "Çıplak uyarıcı" teologu partisine aldı, ya da alması emredildi.
Projesi ne Baykal'ın, hedefi ne?
Şu ülkeye kazandırmayı düşündüğü artı değer ne?
Ne söylüyor.
Bir insan hem Hıristiyan Moon tarikatıyla, hem de büyük veli Allah dostu Haci Bektaş ile aynı zamanda nasıl dost olabiliyor?
Bu ne garaiptir.
Solu birleştirecek Dervişgillerin Kemal'le.
Birleşse ne olur birleşmese be olur?
Solun en büyük partisi DSP'nin ülkeyi getirdiği hal ortada dururken.
Bir başka garaip de şu söz: "Dünya görüşleri farklı partilerden oluşan koalisyon, istenen neticeyi vermez".
Yok ya!
Üçlü ahbap koalisyonu hangi konuda fikir ayrılığına düştü ki, 3.5 yıl boyunca.
Türk siyasi tarihinde bu kadar uyumlu bir koalisyon yoktur ve olması da mümkün değildir.
Dün faşist-komünist; komünist-faşist diye bir birine kurşun sıkanlar, 3.5 yıldır ortaya koydukları uyum abidesi hal, tek yumurta ikizlerinde bile görülmedi.
Madema ki bu hal olabiliyordu, 12 Eylül öncesi olsaydı ya. En az 10 bin gencimiz şimdi hayatta olacak, ülkeye hizmet edecekti.
Seçim lafları dolaşmaya başladığı güne kadar önüne konan her evrakı imzalayan Bahçeli bir uyum abidesi değil midir?
Ne vakit seçim gündeme geldi, aldığı reyin %10'unu borçlu olduğu Apo, tekrar gündeme geldi. Olan bu.
Bir başka garaip Tansu Hanım.
Konuşurken yaptığı gafları ile ünlü büyük politikacı.
Fol ve yumurtanın henüz olmadığı bir zamanda ülkeyi soktuğu Gümrük Birliği yüzünden ülkenin 60 milyar dolar zarara uğramasına sebep olan "Bacımız".
Ülkemizin Batı'nın çöplüğüne dönüşmesine sebep olan ünlü ekonomi profesörü.
Bir acayip konuşuyor.
Vergileri düşürüp, üretimi artırmayı düşünüyor.
İyi, güzel, has, hama veya tas, da, bu görüşü ben bir yerden hatırlıyorum.
Bu fikri birkaç yıldır sayın Prof. Dr. Haydar Baş söylemiyor mu?
Tıpkı geçenlerde bir canlı yayına katılan sayın SP lideri Recai Amca'nın söylediği; "Para vücuttaki kan gibidir, vücuda kan vermeniz lazım ki yaşayabilsin. Piyasaya para vereceksin ki, piyasalar canlansın".
Peki bu söz kimin?
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in.
Fikir namusu, düşünce şahsiyeti diye bir şey var. Bari onu terk etmeyelim.
Ülke en azından kırk senedir kötü idare edildi.
Bu gelinen hal, işte o kırk senenin ürünü değil mi?
Sayın Demirel'in o meşhur "aile fotoğrafındakiler" ülkeye ne kadara mal oldu?
Sayın Özal'ın ABD'den özenle, itinayla, titizlikle getirdiği "prensleri" hafızalardadır.
İktidarıyla muhalefetiyle, yenileriyle eskileriyle meclis çatısı altında bulunanlar, şu ana kadar ne yaptı, bundan sonra ne yapacak?
Karaya oturtulmuş bir ülke gemisi var ortada, ve bunu biz yüzdürürüz diye akıl yürütenler onu karaya oturtanlar, eskisi, yenisi, meclisteki, dışındaki.
Ülke idaresi, deneme yanılma oyuncağına benzememeli.
Bir el var, bu işleri evirip çeviren.
Bir takım, oyuncuyu sahaya sürüyor, diğerleri yedek kulübesinde hazır.
Sahadaki oyuncular yıpranınca, ağzında düdük; düüüüüt, siz çekilin.
İkinci bir düüüüüt, yedektekiler siz sahaya.
Bu hal en azından kırk-elli sendir bu şekilde devam edip gidiyor.
Ve ülkenin hali, içler acısı hali ortada.
Bu ülkenin;
Hedefi olan,
Gayesi büyük,
Projeleri ciddi,
Aidiyet duygusu ile dolu,
Ülkesine ve milletine aşık,
İçi insan sevgisiyle dolu,
Yapay değil, yaratılıştan lider,
Bir insana ve o insan etrafında kenetlenmiş bir kadroya ihtiyacı var.
Prof. Dr. Haydar Baş ve onun etrafındaki kadroya yani.
Eğer bu olmazsa, bir kırk-elli sene daha beklemek gerekecek ki, ülkenin buna tahammülü olmadığı gibi, ülkemiz üzerinde hesabı olanlar da bu kadar beklemeyecektir.
Biline.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua... - 1 / 20.03.2024
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua... - 1 / 20.03.2024
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024