Türk ekonomisinin durumu iç açıcı değil... Prof. Dr. Hurşit Güneş, ekonomide neden pembe tablolar çizildiğinin arka planını yazıyor Türkiye ekonomisi 2001 mali krizinden bu yana çok mesafe aldı. Enflasyon çok daha düşük düzeylere geldi. Uzun süreli bir büyüme performansı sağlandı. Kamu borcunun milli gelire oranı azaldı ve kamu maliyesinde epeyce tasarruf sağlandı. Elde edilen bu performansı hükümet kendi hanesine yazıyor. İş dünyası da bunun tek parti hükümetinin sağladığı istikrar sayesinde elde edildiğini düşünüyor. Fakat gerçek oldukça farklı. Konuya iki değişik açıdan yaklaşalım. Diyelim ki 22 Temmuz seçimlerinde AKP iktidara tek başına geldi. İş dünyası da havalara uçtu. Fakat bağımsız olan Merkez Bankası bir strateji değiştirerek faizleri hızla indirmeye başladı. Öte yandan ABD Merkez Bankası FED de enflasyonist beklentilerin yeniden canlandığı kanısıyla faizleri yükseltmeye başladı. Bu durumda ne olur? Bunun sonucunda son dört yılda Türkiye'ye giren 70 milyar dolara yakın sıcak paranın bir kısmı çıkma kararı almaz mı? Keramet sıcak paradaHatta varsayalım ki hepsi toptan çıkmaya kalkmasın. Seçim sonrası 15-20 milyar doları çıksın, gerisi Türkiye'de kalsın. Ne olur? Kamu borcunda elde edilen olumlu gelişmeler tersine döneceği gibi, büyüme de kısa vadede olumsuz etkilenir. Daha önemlisi, enflasyonist beklentiler olumsuz yöne kaymaya başlar. Kısacası, tüm makroekonomik dengeler sarsılır. Oysa AKP tek başına iktidardadır. Şimdiye dek uygulanan politikalar da değişmemiştir.Olaya bir başka yönden bakalım. Diyelim ki tek başına hiçbir parti kazanamasın. Bir koalisyon oluşsun. Ancak bu arada ABD'de faizlerin düşürüleceği açıklansın. Japonya'da da faizlerin bir daha artmayacağı söylenmeye başlansın. Bu arada bizdeki Merkez Bankası da, daha uzun süre faizleri düşürmenin mahzurlu olacağını, hatta iç talepteki yavaşlamanın yetersiz olması nedeniyle her an artırılabileceğini belirtsin. Ne olur? Yine oluk oluk sıcak para akmaya başlar. Ve o koalisyonda bir keramet var sanılır. Oysa keramet hükümette değil, sıcak paradadır.Makro dengeler bozuluyorBununla beraber, son birkaç yıldır çok övündüğümüz ekonomik performans son aylarda bayağı çuvallıyor. Kamu maliyesinde dengeler çok olumsuz. Bu yetmemiş gibi, hükümet bir de 2008'de turizmde KDV'yi indirme kararı aldı. Cari açık ise zaten malum, uçmuş durumda. Enflasyon tam üç yıldır aynı düzeye yapışmış duruyor. Tek sevindirici gelişme büyümeydi. Şimdi o da aksıyor. Üstelik hem dış açığa neden oluyor, hem de istihdam yaratamıyor. Önümüzdeki yıl IMF yok. AB konusunda gelişmeler de olumsuz. Avrupalı liderlerin açıklamaları ortada. Diğer yandan ABD uçakları Türkiye'yi tehdit eden uçuşlar yapıyor. Yani dış destek giderek zayıfladığı gibi, gerginlikler artıyor. Üstelik içeride PKK terörü tırmanıyor. Hükümetle kamu kurumlarının kimisi de çekişiyor. Kısacası, üç yönden sıkıntıya giriyoruz. Hem içeride, hem de dışarıda gerginlikler artıyor. Makro dengeler ise iyiden iyiye sarsılıyor. Peki piyasalar bunları neden yansıtmıyor? Bunun da iki nedeni var: Biri seçimler. Piyasalar seçimlerin yeni bir momentum kazandıracağı kanısında. İkincisi de yabancı sermaye akışındaki hız. Bu akış şimdilik kusurları örtüyor. Tabii şimdilik.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.