Türkiye'deki çekirdek aile tehlikesi
Son yıllarda Türkiye'de de çekirdek aile kurumları aldı yürüdü. Artık kimse kayın peder veya kayın validelerle beraber oturmaya kalkmamaktadır.
Batı modeli olarak, ülkemize gelen çekirdek aile modeli, kalabalık Türk geleneksel ailelerin yerini hızla almaktadır. Büyük şehirlerde ,gece kondularımız hariç, ana babalı ve yaşlılarla beraber oturan, çok az aile mevcuttur. Hatta kasabalarda bile bu yeni çekirdek aile düzeni, yavaş yavaş tatbik edilmeye başlanmıştır. Batı modellerinin tahribatı. Şu anda büyük şerhlerde genç kızların ve erkeklerin evden ayrı ev tutmları ve arkadaşları ile birlikte yaşamaları gittikçe, özel moda halini almaktadır. Bunun da ötesinde "Erkek - Kız Evlilik Dışı Birliktelikleri " de moda olmuş durumdadır. Hatta yeni çıkan bazı yasalarda bu "Birliktelikleri "aile mefhumu'nun yerine yasaya geçirilmesi bile alenen istenmişti. Bereket mecliste bu husus kabul edilmedi de ülke en azından şimdilik, bu şuursuzca ve ahlak dışı yapının, yasalaşmasını önlemiş oldu.
Bütün bu değişik yapılaşmalar dünyayı perişan hale getirmektedir. Batıda bu ahlak dışı yaşamda, uyuşturucu, sigara, alkol, gayri meşru hayat tarzları ve ciddiyetsiz, nerdeyse" oyuncak evlilikler"ile boşanmalar toplumun temellerini yok etmektedir. Bunlara aynı zamanda, haksız kazanç ve paraya tapmaları da eklenince dünya ve toplum nerdeyse süratle uçuruma yuvarlanmaktadır. Üstelik Türkiye'miz de bu dejenere durumu örnek olarak almakta ve hızla o yolda ilerlemeye çalışmaktadır!
Batıdaki kilisenin durumu
Batıya kilise hakim olamamaktadır. Oralarda Kilisenİn etkisi gittikçe zayıflamaktadır. Onun için kilise misyonerleri şu anda Yeni Hıristiyanların peşinde koşmaktadır. Böylece etrafa misyonerleri salarak İslam Ülkelerinden yeni Hıristiyanlarla takviye olmayı ve yeni elemanları kendilerine eklemeyi istemektedir. Böylece Türkiye'deki misyoner faaliyetleri, Hıristiyanlığı güçlendirmesi bakımından, Müslümanlardan koparılan insanları, Hıristiyanlaştırma ile yeni nüfus kazanma düşünceleri de mevcuttur. Bunun yanında, İslam'dan koparılan Müslümanların azalması da, İslam'ın zayıf düşmesine sebep olmaktadır. Hele bunlar arasında okullu beyin takımı da olursa daha da büyük zayiat husule gelmektedir. Kaldı ki Batıda aileler tahrip olduğu için şu anda az çocuk yapma veya hiç yapmama modası mevcuttur. Bu sebeple hemen hemen bütün Avrupa ülkelerinde nüfus hem yaşlanmakta hem de gittikçe azalmaktadır. Avrupa bu durumun biraz geç olarak farkına vardı, fakat şu anda yapılabilecek fazla hiçbir şeyi yok. Avrupa'da halen, yeni doğan her çocuk için ailelere büyük çocuk zamları da verilemektedir. Ancak oradaki Türkler den ve Müslümanlardan başkaları bu yardımlara pek aldırmamaktadırlar.
Avrupa Birliğinde, Kadınlar büyük çapta kendi vücutlarına ve güzelliklerine dönük davranmaktadırlar. Onun için onlar hamileliği, büyük " çirkinlik ve bir nevi bebeklerine esaret" dönemi gibi algılamaktadırlar. Aslında onlar, aşk sevişme ve zevk alma duygularına esir olmuş durumdalar. Onun dışındaki nerdeyse her şeyi ikincil olarak kabul etmektedirler. Kısacası İnsanlığın ve tabiatın en temel " Üreme yasalarına "ve Allah'ın koyduğu düzene, bir nevi ihanet etmektedirler. İşte Batı Dünyasını üzen ve derin düşündüren bu geleceklerinin karanlık olmasıdır. Bu bakımdan Misyonerlerin faaliyetleri onlar için tek kurtuluş yolu olmaktadır.
Türkiye'mizdeki durum
Fakat bizimkiler bunun ne derece vahim bir durum olduğunun henüz farkında olduklarını pek zannetmiyorum. Aksi takdirde rahmetli Mustafa Kemal Atatürk'ümüz gibi, onlar da bu misyonerleri tamamen yasak ederlerdi. Ve Batılıları memnun etmek için ŞİMDİKİ GİBİ , Onlara göz yumulmazdı. M. Kemal Atatürk onlara karşı o kadar bilinçli idi ki, yaşadığı zamanlarda Yunanistan ile Türkiye arasındaki Mübadele esnasında Moldova'dan Hıristiyan Türklerinin Türkiye'ye göçmek istediklerine hayır diyebilmişti.Hıristiyan Türklerin Ülkemize gelmelerini kabul etmemişti.
Devamı yarın
Son yıllarda Türkiye'de de çekirdek aile kurumları aldı yürüdü. Artık kimse kayın peder veya kayın validelerle beraber oturmaya kalkmamaktadır.
Batı modeli olarak, ülkemize gelen çekirdek aile modeli, kalabalık Türk geleneksel ailelerin yerini hızla almaktadır. Büyük şehirlerde ,gece kondularımız hariç, ana babalı ve yaşlılarla beraber oturan, çok az aile mevcuttur. Hatta kasabalarda bile bu yeni çekirdek aile düzeni, yavaş yavaş tatbik edilmeye başlanmıştır. Batı modellerinin tahribatı. Şu anda büyük şerhlerde genç kızların ve erkeklerin evden ayrı ev tutmları ve arkadaşları ile birlikte yaşamaları gittikçe, özel moda halini almaktadır. Bunun da ötesinde "Erkek - Kız Evlilik Dışı Birliktelikleri " de moda olmuş durumdadır. Hatta yeni çıkan bazı yasalarda bu "Birliktelikleri "aile mefhumu'nun yerine yasaya geçirilmesi bile alenen istenmişti. Bereket mecliste bu husus kabul edilmedi de ülke en azından şimdilik, bu şuursuzca ve ahlak dışı yapının, yasalaşmasını önlemiş oldu.
Bütün bu değişik yapılaşmalar dünyayı perişan hale getirmektedir. Batıda bu ahlak dışı yaşamda, uyuşturucu, sigara, alkol, gayri meşru hayat tarzları ve ciddiyetsiz, nerdeyse" oyuncak evlilikler"ile boşanmalar toplumun temellerini yok etmektedir. Bunlara aynı zamanda, haksız kazanç ve paraya tapmaları da eklenince dünya ve toplum nerdeyse süratle uçuruma yuvarlanmaktadır. Üstelik Türkiye'miz de bu dejenere durumu örnek olarak almakta ve hızla o yolda ilerlemeye çalışmaktadır!
Batıdaki kilisenin durumu
Batıya kilise hakim olamamaktadır. Oralarda Kilisenİn etkisi gittikçe zayıflamaktadır. Onun için kilise misyonerleri şu anda Yeni Hıristiyanların peşinde koşmaktadır. Böylece etrafa misyonerleri salarak İslam Ülkelerinden yeni Hıristiyanlarla takviye olmayı ve yeni elemanları kendilerine eklemeyi istemektedir. Böylece Türkiye'deki misyoner faaliyetleri, Hıristiyanlığı güçlendirmesi bakımından, Müslümanlardan koparılan insanları, Hıristiyanlaştırma ile yeni nüfus kazanma düşünceleri de mevcuttur. Bunun yanında, İslam'dan koparılan Müslümanların azalması da, İslam'ın zayıf düşmesine sebep olmaktadır. Hele bunlar arasında okullu beyin takımı da olursa daha da büyük zayiat husule gelmektedir. Kaldı ki Batıda aileler tahrip olduğu için şu anda az çocuk yapma veya hiç yapmama modası mevcuttur. Bu sebeple hemen hemen bütün Avrupa ülkelerinde nüfus hem yaşlanmakta hem de gittikçe azalmaktadır. Avrupa bu durumun biraz geç olarak farkına vardı, fakat şu anda yapılabilecek fazla hiçbir şeyi yok. Avrupa'da halen, yeni doğan her çocuk için ailelere büyük çocuk zamları da verilemektedir. Ancak oradaki Türkler den ve Müslümanlardan başkaları bu yardımlara pek aldırmamaktadırlar.
Avrupa Birliğinde, Kadınlar büyük çapta kendi vücutlarına ve güzelliklerine dönük davranmaktadırlar. Onun için onlar hamileliği, büyük " çirkinlik ve bir nevi bebeklerine esaret" dönemi gibi algılamaktadırlar. Aslında onlar, aşk sevişme ve zevk alma duygularına esir olmuş durumdalar. Onun dışındaki nerdeyse her şeyi ikincil olarak kabul etmektedirler. Kısacası İnsanlığın ve tabiatın en temel " Üreme yasalarına "ve Allah'ın koyduğu düzene, bir nevi ihanet etmektedirler. İşte Batı Dünyasını üzen ve derin düşündüren bu geleceklerinin karanlık olmasıdır. Bu bakımdan Misyonerlerin faaliyetleri onlar için tek kurtuluş yolu olmaktadır.
Türkiye'mizdeki durum
Fakat bizimkiler bunun ne derece vahim bir durum olduğunun henüz farkında olduklarını pek zannetmiyorum. Aksi takdirde rahmetli Mustafa Kemal Atatürk'ümüz gibi, onlar da bu misyonerleri tamamen yasak ederlerdi. Ve Batılıları memnun etmek için ŞİMDİKİ GİBİ , Onlara göz yumulmazdı. M. Kemal Atatürk onlara karşı o kadar bilinçli idi ki, yaşadığı zamanlarda Yunanistan ile Türkiye arasındaki Mübadele esnasında Moldova'dan Hıristiyan Türklerinin Türkiye'ye göçmek istediklerine hayır diyebilmişti.Hıristiyan Türklerin Ülkemize gelmelerini kabul etmemişti.
Devamı yarın
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006