Gittik, gördük; yendik, döndük

Geçtiğimiz Pazar Günü, Bağımsız Türkiye Partisi İzmir Milletvekili Adayı Gönüldaşlarımla birlikte İstanbul'daydık...Derya bütün ırmakları çağırmıştı; biz de su gibi çağlayıp coşarak koşmuştuk bu çağrıya...Kadınlı?erkekli her yaştan, her meslekten, her tahsilden ve 81 ilin 550 Bağımsız Türkiye Partisi süvarisi, bağımsızlık karakterli II. Kuvvay?ı Milliyeciler, Önderimiz Baştürk'ümüz Prof. Dr. Haydar BAŞ ile birlikte kameralar önünde milletin görüşüne çıktık...Önderimiz adaylara güveniyordu; adaylar Önderimize güveniyor, inanıyorduk.Bu inanç tablosu muhteşemdi!Tavır Türk'çe idi, dil Türkçe...Plan?proje milliydi, proje sahibi Türk...Milli Ekonomi Modeli'ni parti programı ve Seçim Bildirgesi olarak alan tek partiydik.En fazla kadın adayı olan partiydik.Her mesleğin en ehîllerinin vekilliğe görevlendirildiği en sağlam kadrolu partiydik.Türk Milleti bizimdi, biz Türk Milletiydik!Dilimiz bizimdi ve Türkçe'ydi!Dînimiz bizimdi; biz, mütedeyyin Müslümanlardık!Resulullah (s.a.a.) ve Ehl?i Beyt'i bizimdi; manevî destekleri bizimleydi!Atatürk bizimdi!Memleketin en yiğit Kemalistleri bizdik!Tavırlarımızda rol yoktu, sözlerimiz ve vaatlerimizde kopya yoktu!Baştürk'ümüz; AKP'nin 13 yılda "Babalar gibi" sattıklarını; "Kaç lira verdin?" "Yüz lira." "Al iki yüz liranı, yallah! Demeğe var mısınız?" diye salondaki aday ve yakınlarına ve ekranlardan da Yüce Türk Milletine sorarken; "Babalar gibi" satılan millî kazanımları geri almak sözü veriyordu!Kararlıydık! O gün; bütün Haçlı?Emperyal?BOP oyunlarını bozmak üzere kavilleştik!Biz Tatar Ramazan' ca kahpe oyunları bozmak için Siyâsetin Delikanlıları olarak meydan?meydan salınacaktık ki, "..gibi yapan", rol kesen Kadir İnanırlar görüp rol ve taklitlerini daha iyi yapsınlar! O gün; Milli Ekonomi Modeli'ni dünya insanlığının hizmetine; Çağatayca (Azerbaycan Türkçesi), Farsça, Rusça, Almanca ve İngilizce olarak sunan modelin mûcidi Prof. Dr. Haydar BAŞ, Türk Milletine de mertçe, yiğitçe, Türk'çe, Atatürk'çe, bağımsızlık karakteriyle sunuyordu tezini...O gün gördük ki; artık Haydar Hoca'yı körler de görüyor, sağırlar da duyuyordu!O gün, içim içime sığmıyordu!O gün, kıpır kıpırdım!Hafızam faaliyete geçmiş, dilimden Yahya Kemal BEYATLI'nın "AKINCILAR" şiiri düşmüyordu!"Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik,    Bin atlı o gün, dev gibi bir orduyu yendik!    Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: "İlerle!"    Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle..    Şimşek gibi atıldık bir semte yedi koldan,    Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan;    Bir gün yine dolu?dizgin atlarımızla    Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla!..    Cennette bugün gülleri açmış görürüz de    Hâlâ o kızıl hâtıra gitmez gözümüzde..    Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik,Bin atlı o gün, dev gibi bir orduyu yendik!"  O gün; Baştürk'ümüzün herkesin anlayabileceği ve sağlamasını yapabileceği bir sadelikle anlattığı, vaatlerimizin kaynaklarıyla ayaklarımız yere basıyordu!O gün gördük ki; Uzun Adam'ın aklı karıştı!O gün, Kısa Adam'ın bütün hayalleri târ u mâr oldu!O gün, "Gandi" diye sıfat takılarak iftira edilen "dandik"lerin karizmasının, telâfisi mümkün olmayacak şekilde çizildiğini gördük!O gün, doğrunun karşısında; yalanın, yalancının, nankörün, hainin, mürâinin korkusunu, paniğini seyrettik açıkça!...O gün; "Türk, Türk'ü korumazsa Tanrı Türk'ü korumaz" endîşemin sonlanacağı işaretinin verildiği gündü! Şükürler olsun, hamd ü senâlar olsun..."OLAMAZ TÜRK'E BAŞ TÜRK'ÜM DEMEYEN"  vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...