Gizli anlaşma! duman çıkmaz! Ateş olmayan yerden

Başbakan Erdoğan ve George Bush, 5 Kasım'da bir araya gelmişlerdi. Yaklaşık 1,5 saat süren toplantının bir saatlik kısmında Bush'la Erdoğan baş başa görüşme gerçekleştirmişlerdi. Bu görüşmenin basına kapalı olması ve hatta AKP hükümetinden istisnalar hariç- hemen hemen hiç kimsenin görüşmenin içeriğiyle ilgili bilgi sahibi olmamaları zihinlerde pek çok soru işareti uyandırmıştı.Bu soru işaretleri henüz ortadan kalkmamışken İngilizlerin ünlü The Economist dergisinin, 5 Kasım'da Bush-Erdoğan görüşmesi sırasında Türkiye ile ABD'nin sınır ötesi operasyon konusunda bölgesel Kürt yönetimini tanıma ve PKK teröristleri için af içeren gizli bir anlaşma yaptığı yönündeki haberi, zihinlerdeki soru işaretlerini daha da kuvvetlendirdi.İngiltere'nin saygın dergilerinden The Economist'in haberinde sınır ötesi operasyon ve ABD'nin verdiği destek değerlendiriliyordu.  Dergi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD'nin desteğini alabilmek için 5 Kasım'daki görüşmede Başkan George Bush'a, Kürtlerin Irak'taki bölgesel hükümetinin tanınması ve PKK'lılar için daha liberal bir affın çıkarılması sözünü verdiğini iddia etmekteydi.  Elbette ki, AKP hükümetinden kalkıp da, "evet biz böyle gizli bir anlaşma yaptık" itirafı gelemezdi. Nitekim Başbakanlık Basın Merkezi, The Economist dergisinde yayımlanan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı George W. Bush'un 5 Kasım'da yaptığı görüşme konusundaki iddiaları beklenen bir şekilde yalanladı. Yalanlandı yalanlanmasına ama az ya da çok gazete okuyan Türk halkı, bu tür gizli anlaşmalara yabancı değil. Pek çok hükümet benzer gizli anlaşmalara imza attı. Bu anlaşmalar millet için gizliydi, ama karşı taraf olan çoğunlukla İsrail, ABD veya diğer yabancı devletler için ise gizli değildi. Milletten gizli anlaşmalara imza atmak artık bir teamül haline gelmiş durumda. ABD'ci, AB'ci, IMF'ci ve İsrail gibi devletlere bağımlı hükümetler, millete izahını yapamayacakları anlaşmaları hep gizleme cihetine gittiler. Millet bunu fark ettiğinde ise köprünün altından çok sular geçmiş olacağından hesap vermekten de hiç korkmadılar.Erbakan döneminde İsrail'le yapılan gizli anlaşmalar daha sonra Erbakan'ın partisinin içinden çıkacak olan AKP hükümetinin de yeni gizli anlaşmalar yapmakta zorlanmayacağını göstermekteydi. Nitekim Vatan Gazetesi yazarı Sedat Sertoğlu'na dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül tarafından söylenen, "Ben bu gezileri yapmadan önce şimdi senin oturduğun koltukta ABD Dışişleri Bakanı Powell oturuyordu. Onunla 2 sayfalık 9 maddelik bir plan üzerinde anlaştık. Ama ben her yaptığımı kalkıp açıklayamam ki?" (Vatan, 24 Mayıs 2005) sözleri de Powell'la yapılan bir gizli anlaşma şeklinde yorumlanmıştı. Tabii bütün bu anlaşmalar her zaman inkâr edilecektir. Çünkü minareyi çalanlar lazım olacak kılıfı çoktan hazırlamışlardır. Ama herkes şunu çok iyi biliyor ki, "ateş olmayan yerden duman çıkmaz."