Fethullah Gülen için Calvinist Müslüman tabirini kullanan Özkök, daha önce kaleme aldığı bir yazısında da Gülen için "Müslüman Rahip" sıfatını uygun görmüştü. A.SERDAR'ın yazısı...
Ertuğrul Özkök geçtiğimiz günlerde Hürriyet'deki köşesinde, Fethullah Gülen için bir iddiada bulundu. "Türkiye'nin Calvin'i kim?" başlıklı yazısında, "Başı açık namaz olayı, Türkiye'de gelişmeye başlayan 'Calvinist Müslümanlar' veya 'Protestan Müslümanlar' tartışmasını yeniden alevlendirdi" diyen Özkök, şöyle devam etti, "Ben de en kritik soruyu soracağım. Protestan Müslümanların sayısı kaçtır? Bunların fikir babası, manevî lideri kimdir?", "Gerek ekonomik alandaki yaygınlığı, gerek dünyada bıraktığı izler açısından bakarsanız, bana göre 'Calvinist Müslüman' hareketin lideri Fethullah Gülen'dir".Fethullah Gülen için Calvinist Müslüman tabirini kullanan Özkök, daha önce kaleme aldığı bir yazısında da Gülen için "Müslüman Rahip" sıfatını uygun görmüştü (Hürriyet, 4 Eylül 2000). Peki Özkök, Gülen için neden böyle pek alışılmamış hatta hiç görülmemiş kavramlar kullanmıştı?
Daha önce Müslüman rahip ünvanına ses çıkarmayan hatta kendi yayın organı Zaman gazetesinde medyanın güzel (!) haberlerinin yayınlandığı Medya Harmanı adlı köşede Özkök'ün bu yazısı yer bulmuşken Özkök'ün Calvenist Müslüman tabiri neden aynı muameleye layık görülmedi?
Gülen, Özkök'e cevaben yaptığı açıklamada şöyle diyor. "Ben kitap, sünnet, icma ve kıyas çerçevesinde, usulünden füruuna kadar, dinin bütün esaslarına bağlı, sıradan bir Müslüman'ım. Dinimizin adabına kadar, herhangi bir meseleye ilişme, değiştirme mülahazalarına girme, nazarımda en büyük günah ve haramdır. Dinin temel esasları bir yana, adap çerçevesinde kabul görmüş tek bir meseleyi dahi değiştirmektense, bin kere ölmeyi tercih ederim. Ne Calvinist'im ne de herhangi bir reformist. Hayatım boyunca bu anlama gelecek ne bir beyanım ne de îmâm olmuştur. Kanaatim o ki bugün, yenilenmesi gereken din değil, dindarlığımız olmalıdır. Çeşitli vesilelerle defalarca ifade ettiğim gibi, İnsanlığın İftihar Tablosu'nun (sas) yolunda; sade, basit, mütevazı, geleneğe bağlı, hem de sımsıkı bağlı bir Müslüman'ım" (Zaman, 27 Ocak 2006 ).
Calvinist Müslüman nitelemesini herhangi bir meseleye ilişmediği ve geleneğe sımsıkı bağlı olduğunu belirterek red etmeye çalışan Gülen, acaba geleneğe bağlı mı ve hakikaten herhangi bir meseleye bulaşmıyor muydu. Cevabı kendi eserlerinde bulmak mümkün.
"Herkes kelime-i tevhid-i esas alarak çevresine bakışını yeniden gözden geçirmeli ve ıslah etmelidir. Hatta kelime-i tevhidin ikinci bölümünü, yani 'Muhammed Allah'ın Rasulüdür' kısmını söylemeksizin sadece ilk kısmını ikrar eden kimselere rahmet ve merhamet bakışıyla bakmalıdır" (Bkz. Küresel Barışa Doğru, s. 131).
"Vema erselnake illa rahmeten lil alemin" ayetinin hafızamızdaki yeri farklıdır. "Seni alemlere rahmet olarak yolladım" diyor Cenabı Hakk, Peygamber Efendimiz için . Ama bazıları, Peygamberimizi kabul etmeyenlere rahmet nazarıyla bakılmalıdır, diyor hem de sımsıkı geleneğe bağlı Müslümanlık adına! İşte Gülen'in geleneğe sımsıkı bağlı kalan basit bir Müslüman olmasına bir örnek daha:"Yahudi ve Hıristiyanları kınayan ve azarlayan ayetler, ya Hazret-i Muhammed (A.S.M) döneminde yaşayan ya da kendi peygamberleri döneminde yaşayan bazı Yahudi ve Hristiyanlar hakkındadır" (Küresel Barışa Doğru, s. 45). Gülen'e kadar İslam tarihi boyunca böyle bir düşünceye sahip kaç kişiyi gösterebilirsiniz? Hiçbir meseleye ilişmeyen Gülen, bir zamanlar ilişmeyen kimsenin kalmadığı başörtüsü konusunda flaşların ve objektiflerin önünde "Başörtüsü furuattandır (teferruattandır)" derken bunu geleneğe bağlı kalmak adına yaptığını kim bilebilirdi ki! "Dinin temel esasları bir yana, adap çerçevesinde kabul görmüş tek bir meseleyi dahi değiştirmektense, bin kere ölmeyi tercih ederim" diyen de Gülen!Müslüman kadınla Hristiyan erkeği evlendirme (!) adına Urfa'da papazlı hahamlı ve müftülü olarak kıyılan nikahlar ve papaz dualarıyla açılan iftarlar gelenekçi duruşunun bir başka tezahürü olsa gerek!Geleneğe bu derece bağlı (!), Müslüman rahip sıfatına ses çıkarmayan, hatta gazetesinde yayınlamakta bir sakınca görmeyen Gülen, neden Calvinist Müslüman olmaktan çekiniyor acaba? AHMET SERDAR / ahmserdar@mynet.com
Ertuğrul Özkök geçtiğimiz günlerde Hürriyet'deki köşesinde, Fethullah Gülen için bir iddiada bulundu. "Türkiye'nin Calvin'i kim?" başlıklı yazısında, "Başı açık namaz olayı, Türkiye'de gelişmeye başlayan 'Calvinist Müslümanlar' veya 'Protestan Müslümanlar' tartışmasını yeniden alevlendirdi" diyen Özkök, şöyle devam etti, "Ben de en kritik soruyu soracağım. Protestan Müslümanların sayısı kaçtır? Bunların fikir babası, manevî lideri kimdir?", "Gerek ekonomik alandaki yaygınlığı, gerek dünyada bıraktığı izler açısından bakarsanız, bana göre 'Calvinist Müslüman' hareketin lideri Fethullah Gülen'dir".Fethullah Gülen için Calvinist Müslüman tabirini kullanan Özkök, daha önce kaleme aldığı bir yazısında da Gülen için "Müslüman Rahip" sıfatını uygun görmüştü (Hürriyet, 4 Eylül 2000). Peki Özkök, Gülen için neden böyle pek alışılmamış hatta hiç görülmemiş kavramlar kullanmıştı?
Daha önce Müslüman rahip ünvanına ses çıkarmayan hatta kendi yayın organı Zaman gazetesinde medyanın güzel (!) haberlerinin yayınlandığı Medya Harmanı adlı köşede Özkök'ün bu yazısı yer bulmuşken Özkök'ün Calvenist Müslüman tabiri neden aynı muameleye layık görülmedi?
Gülen, Özkök'e cevaben yaptığı açıklamada şöyle diyor. "Ben kitap, sünnet, icma ve kıyas çerçevesinde, usulünden füruuna kadar, dinin bütün esaslarına bağlı, sıradan bir Müslüman'ım. Dinimizin adabına kadar, herhangi bir meseleye ilişme, değiştirme mülahazalarına girme, nazarımda en büyük günah ve haramdır. Dinin temel esasları bir yana, adap çerçevesinde kabul görmüş tek bir meseleyi dahi değiştirmektense, bin kere ölmeyi tercih ederim. Ne Calvinist'im ne de herhangi bir reformist. Hayatım boyunca bu anlama gelecek ne bir beyanım ne de îmâm olmuştur. Kanaatim o ki bugün, yenilenmesi gereken din değil, dindarlığımız olmalıdır. Çeşitli vesilelerle defalarca ifade ettiğim gibi, İnsanlığın İftihar Tablosu'nun (sas) yolunda; sade, basit, mütevazı, geleneğe bağlı, hem de sımsıkı bağlı bir Müslüman'ım" (Zaman, 27 Ocak 2006 ).
Calvinist Müslüman nitelemesini herhangi bir meseleye ilişmediği ve geleneğe sımsıkı bağlı olduğunu belirterek red etmeye çalışan Gülen, acaba geleneğe bağlı mı ve hakikaten herhangi bir meseleye bulaşmıyor muydu. Cevabı kendi eserlerinde bulmak mümkün.
"Herkes kelime-i tevhid-i esas alarak çevresine bakışını yeniden gözden geçirmeli ve ıslah etmelidir. Hatta kelime-i tevhidin ikinci bölümünü, yani 'Muhammed Allah'ın Rasulüdür' kısmını söylemeksizin sadece ilk kısmını ikrar eden kimselere rahmet ve merhamet bakışıyla bakmalıdır" (Bkz. Küresel Barışa Doğru, s. 131).
"Vema erselnake illa rahmeten lil alemin" ayetinin hafızamızdaki yeri farklıdır. "Seni alemlere rahmet olarak yolladım" diyor Cenabı Hakk, Peygamber Efendimiz için . Ama bazıları, Peygamberimizi kabul etmeyenlere rahmet nazarıyla bakılmalıdır, diyor hem de sımsıkı geleneğe bağlı Müslümanlık adına! İşte Gülen'in geleneğe sımsıkı bağlı kalan basit bir Müslüman olmasına bir örnek daha:"Yahudi ve Hıristiyanları kınayan ve azarlayan ayetler, ya Hazret-i Muhammed (A.S.M) döneminde yaşayan ya da kendi peygamberleri döneminde yaşayan bazı Yahudi ve Hristiyanlar hakkındadır" (Küresel Barışa Doğru, s. 45). Gülen'e kadar İslam tarihi boyunca böyle bir düşünceye sahip kaç kişiyi gösterebilirsiniz? Hiçbir meseleye ilişmeyen Gülen, bir zamanlar ilişmeyen kimsenin kalmadığı başörtüsü konusunda flaşların ve objektiflerin önünde "Başörtüsü furuattandır (teferruattandır)" derken bunu geleneğe bağlı kalmak adına yaptığını kim bilebilirdi ki! "Dinin temel esasları bir yana, adap çerçevesinde kabul görmüş tek bir meseleyi dahi değiştirmektense, bin kere ölmeyi tercih ederim" diyen de Gülen!Müslüman kadınla Hristiyan erkeği evlendirme (!) adına Urfa'da papazlı hahamlı ve müftülü olarak kıyılan nikahlar ve papaz dualarıyla açılan iftarlar gelenekçi duruşunun bir başka tezahürü olsa gerek!Geleneğe bu derece bağlı (!), Müslüman rahip sıfatına ses çıkarmayan, hatta gazetesinde yayınlamakta bir sakınca görmeyen Gülen, neden Calvinist Müslüman olmaktan çekiniyor acaba? AHMET SERDAR / ahmserdar@mynet.com