Güneydoğu'da sık kullanılan bir halk deyimi vardır. "hamamı görmeden curuna âşık olmak" diye?Curun, hamamda suyun biriktirildiği taştan, mermerden oyulma, genişçe bir kaptır. Türk hamamında bulunan curun, aslında hamamın bütününde çok küçük bir ayrıntıdır ve hamamın bütününü tanımlamaz. Büyükler bir bütünün küçük bir ayrıntısına bakıp, genelini kabul edenlere, ya da bir konu hakkında çok az bilgi sahibi olduğu halde bütünü hakkında karar verenlere bu ifadeyi kullanırlar. Bu ifadeyi kullanmamıza sebep, Meltem TV'de yayınlanan Diyalog Programına konuk olarak katılan Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nun batıyı değerlendirmeleri olmuştur. Sayın Sinanoğlu'nun ABD ve diğer batı ülkelerinde öğretim görevlisi olarak çalıştığını ve batıcılık akımının karşısında, özellikle yabancı dille eğitime karşı verdiği mücadelesini bilmeyeniniz yoktur. Yazdığı kitaplara, verdiği konferanslara, katıldığı televizyon programlarına şahit olanlar bilir ki Sayın Sinanoğlu, ülkemizdeki batı hayranlarına, batının kılıcını kuşananlara; bazen alaysı, bazen öfkeli tavırlar sergiler. Onun bu tavrı, batının gerçek yüzünü bilmeden batı hayranlığı yapanlaradır. Kendileri ömrünün büyük bir kısmını batıda geçirdiği için batının değer yargılarının, batının yönetim şeklinin, batının yaşam tarzının, gösterilmeye çalışıldığı gibi olmadığıdır. Gaziantep Üniversitesi Öğretim üyelerinden, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu da doktora çalışmalarını batıda (İngiltere'de) yapan ilim adamlarından biridir. Kendileri ODTÜ tarafından doktora çalışmaları için yurtdışına gönderildiğinde yaklaşık 3-4 yıl kadar orada kalmış, sürekli telefon ya da mektupla irtibatımız olmuştu. Yurtdışından geldiğinde de daha yakın bilgi edinme şansım olmuştu. Kendileri, batıda dönen dolapların, ilim, irfan, ahlak, din anlayışlarının, yaşam standartlarının görünenin aksine bir manzarada olduğunu dile getirirdi. Şu ifadesi çok ilgimi çekmişti: "Batıya, doktora v.s. eğitim çalışmaları için ya da turistik gezi amaçlı olarak gönderilen kimselere batının gerçek değil, gösterilmek istenen yüzü gösterilerek, batı hayranlığı aşılanır. Mesela batıdaki varoşlarda, köprü altlarında, parklarda, sokaklarda yatan; uyuşturucu ve alkol bağımlılığı olan; açlık ve yoksullukla, işsizlikle mücadele eden halk kesimi gösterilmez. Batının çok az bir kesiminin, (zenginlerin) yaşadığı yerler gösterilir; rahatlıklar yaşatılır ki ülkelerine döndüklerinde beleş batı hayranlığı ve avukatlığı yapsınlar diye?"Bizdeki aymazlar da; yapılan yanlı propaganda neticesinde "hamamı görmeden curuna âşık olurlar"...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025