Helak olası dillere pelesenk olmuş çarpıtılmış bir olay "annemiz" Hz. Zeynep Hz. Resulullah evliliği...

Özellikle müsreşriklerin/doğu bilimcilerinin (hayatını olayları  çarpıtarak İslam'ı tenkit etmeye adamış Hıristiyan/gayr-i müslim araştırmacılar) dillerine doladıklarından biri de Resulüllah'ın (saa) kuzeni, annemiz (Resulüllah'ın eşleri müminlerin anneleridir" Ahzab, 6) Hz. Zeynep (593-641) ile evlenmesidir.

Dillerine doladıkları asıl şey ise, bu evliliğin gerçekleşmesi için Resulüllah'ın Zeyd'i Hz. Zeyneb''i boşamaya teşvik etmesi. Çünkü Resulullah Zeynep'e deliler gibi aşıktır.

(Hz. Zeyd, önce Hz. Hatice annemizin kölesidir. Kutlu evlilik sonrası annemiz onu Resulüllah'a hediye eder. Resulüllah da onu azat edip evladlık edinir. O da  Resulüllah'a İslam'a hizmete ömrünün vakfeder).

Allah Resulü'nun O'nu ve Oğlu Usame'yi çok sevdiği için ashap arasında kendilerine "sevgili oğlu sevgili" diye seslenir.

"Baba oğlu ikisi de Resulüllah'ın sevdiği."

Tamamı, baştan sona murad-i ilahi ile gerçekleşen Hz. Resulullah-Hz. Zeynep ile evlilğinin sebeb-i hikmeti, olayın zikredildiği ayetin sonunda beyan edilmesine rağmen başka taraflara çekilmesi hiç de rahmani değildir.

Daha hazin olanı ise, bir oryantalist anlayışla yapılan kimi Kur'an meallerinin konuya yaklaşımı olsa gerektir.

Ayetin sonu, yani, Arap cahiliyetinin inşa ettiği yanlış tarzının tashihi şöyledir:

"...Biz onu seninle evlendirdik ki, evlatlıkları eşleriyle ilişkilerini kesip boşadıklarında kişilerin onlarla evlenmelerinin önünde hiç bir engel bulunmasın..."

Ayet bu kadar açık 

Arap toplumunda evladlık öz evlad gibi kabul edilirdi ve boşadığı/ayrıldığı eşi sahibinin (babalığının) evlenmesi uygun/doğru kabul edilmezdi.

İşte bu Allah'ın bizzat yaptırdığı Hz. Resulullah-Hz. Zeynep evliliği bu yanlışı tashih içindir.

Yoksa iç-dış müsteşrıklerin iddia ettiği gibi Resulüllah'ın "cinsel hayatı" ile ilgili değildir, tıpkı O'nun, yine bu evlilik gibi kuruyası dillere pelesenk olmuş çok eşliliği olmadığı gibi.

Sadece iki evlilikten çocuk sahibi olması da bunun bir başka ispatıdır.

Ama kıymet sabahına dek kesilmeyecek sülbünün Hz. Hatice'den, Hz Fatıma'ya (Allah'ın selamı üzerlerine olsun) vesilesiyle olması bir başka hikmetler harmanıdır.

"Bütün peygamberlerin soyu erkek soydan devam eder, benim sülbüm kızım Fatıma'dandır" buyurur, rahmet ve şefaat Nebîsi.