Türkiye'ye; "trafik kilitlenir" endişesi ile gelmediğini açıklayan Hocaefendi, herhalde Vatikan hakkında da böyle bir endişe taşımıyordur. İlk ziyaretinin ardından tam sekiz yıl geçmiş, oraları özlemiş de olabilir.Haberi mutlaka duymuşsunuzdur; Vatikan'a bağlı "Katolik Araştırmaları" adlı aylık dergi, Peygamber Efendimizi cehennemde yanarken gösteren bir karikatür yayınlamış. 17 Nisan 06 tarihli gazetelerin konuya ilgi duyanları, haberi manşetlerinden verdiler.Derginin genel yayın yönetmeni olan bir gâvur oğlu gâvur; bu karikatürün, İslam dünyasında tepki görmesinden çekinip çekinmediği sorulunca da; "Bu tasviri yayınlamanın, suikastlere sebebiyet vermemesini umuyorum. Eğer böyle bir şey olursa, bu aptalca tavırların perçinlenmesi olur" diye de aptalca ve küstahça ve bir haçlı ağzı ile cevap vermiş.Bu tescilli gâvur, hem İslam peygamberine hakaret içeren karikatürü yayınlıyor hem de bu edepsizliğe tepki göstermesi muhtemel olan ümmet-i Muhammed'e peşinen aptal diyor. Yani katmerli gâvurluğunu hayâsızca sergiliyor.Vaziyet, durum böyleyken böyle.Vatikan'ın yayın organlarından "Katolik Araştırmaları" adlı dergi böyle bir edepsizliği, terbiyesizliği ve küstahlığı yaptı, bunun hesabı elbette sorulmalı. Bu hesabı sormak için bizce en elverişli isim Hocaefendidir.Lütfen, bir-iki gününü ayırsın ve 1998 yılında gidip çok derin dostluklar tesis ettiği Vatikan'a bir uğrasın. Sekiz sene evvel Papa'nın ziyaretine gidip, "Papa 6. Paul cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog için papalık konseyi (PICD) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle, pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazı yardımlarımızı sunmak için size geldik" demişti ya. Şimdi de gidip diyecek ki: "Ne oluyor, ne oluyorsunuz? Diyalog ağacını yanlış mı aşıladık ki, dallarından zakkumlar sarkmaya başladı. Biz, Vatikan'dan döndükten sonra geçen yıllar boyunca, gazetemizde sizleri yazdık, televizyonumuzda sizleri anlattık, haç'ınızı taşıdık taşıttık, çan'ınızı dinledik, dinlettik, din adamlarınızı iftar sofralarında baş konuk yaptık. Bütün bunların karşılığı bu mu olmalıydı?"Hocaefendi, 1998 yılında Vatikan'a gidip, o günkü Papa'ya: "İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve bunda suçlanacak olan Müslümanlardır. Uygun bir yerdeki vakitli bir gayret, bu yanlış anlamanın büyük oranda azalmasına katkı sağlayabilir. Müslüman dünyası, İslam'ın asırlarla ölçülen yanlış anlaşılmasını silip atacak bir diyalog imkânını bağrına basacaktır?" demişti ya.Şimdi gelip demelidir ki: "Geçen bunca sene içinde biz yatarken diyalog dedik yattık, rüyamızda diyalog gördük, uykularımızdan diyalog diyerek uyandık. Fakat ahir zaman peygamberi Hz. Muhammed (S.A.V)'in daha yaşarken cennetle müjdelenmiş olduğunu anlatamadık mı ki, kendi yayın organınızda Peygamberimizi cehennemde yanarken gösteren karikatürü yayınlıyorsunuz?" Evet, ey Türk milleti! Gördüğünüz gibi, özellikle malum papa ziyaretinden sonra hızlanan diyalog faaliyetleri, bunca diyalog iftarları, bunca harcamalar, onların hezeyanlarla dolu muharref kitaplarının Kur'an'la karıştırılmasını sağlamışken, bizzat Vatikan'ı Peygamberimize hakaret etmekten vazgeçirememiştir. Demek ki, diyalog misyonu tek taraflı çalışan, batılı Hak seviyesine çıkarmaya çalışan bir misyondur. Demek ki, eğer İslam yanlış anlaşılmışsa kesinlik suç Müslümanların değildir. Gerçeği anlatmak istemeyen, bağlıların hakikatle tanışmasından korkan kilisenindir suç. Böylesine bağnaz bir kilisenin, bir papalığın ne diyalogundan ne de hiçbir şeyin elbette hiçbir şey hâsıl olmaz, olamaz.Vatikan, kendi yayın organlarında Hz. Muhammed (S.A.V)'i cehennemde yanarken gösteren karikatürleri yayınlayabiliyor ve doğacak tepkileri de peşinen aptallık olarak ifade edebiliyorsa; Diyalog masalı ile geçen yıllara yazık olmuştur.Bir hayal uğruna harcanan milyon dolarlara yazık olmuştur.Bir ütopya uğruna iğfal edilen zihinlere yazık olmuştur.Kilise'ye papa'ya, papaza, haç'a, çan'a meylettirilen gençliğimize yazık olmuştur.Hocaefendi, Vatikan'a ikinci defa gidip bu edepsizliğin hesabını sorar mı, sorabilir mi bilemem ama Müslüman Türk Milleti ve yerin altındaki şehitlerimiz bu yapılanların hesabını bir gün mutlaka soracaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025