Hortumcular Vâdisi

Üçüncü Unakıtan gensorusunun Meclis'teki müzakereleri hiç de iç açıcı değildi. Netice zaten önceden biliniyordu. Tayyip Bey, Kemal Ağabeyi'nin -Başbakan abi diyor- arkasında durmuştu. Onu ne pahasına olursa olsun koruyacaktı. Bu dayanışma politikada pek görünmeyen cinstendi.Elbette Allah kimseyi ifitiralara maruz bırakmasın. Ama işlerin bu hale gelmesinde Tayyip Bey'in inatlaşmasının da rolü vardı. Başbakan'ın çok açık ve limitsiz çek şeklindeki desteğini arkasına alan Kemal Abi ise soruların en can alıcılarına cevap vereceğine, soru soranlara yüklenmeye başladı ve neticede can havliyle işi İspat edemeyen şerefsizdir noktasına getirdi.Doğrudur..Herkes iddiasını isbat etmeye mecburdur. Velâkin bu mahkemede böyledir, savcı için, davacı için böyledir. Siyaset meydanında iş başkadır. Çünkü orada iddia değil, İddiaların varlığı ve varolan iddia-ların tahkiki söz konusudur. Tahkikat neticesi iddia sübuta da erebilir, isbatsız da kalabilir. Mesele bu süreci işletmektir, demokrasinin üslûbu budur. Mahkemede beraat ettiği halde milli vicdanda beraat edemeyenler de vardır.Kaldı ki, Kemal Abi hakkında AKP Grubu'nda da çok şiddetli kaygılar vardır, iddiaları paylaşan vicdanlar vardır. İddiaların tekrarı ve cevapları verilmeden, karşı hücumla unutturulanlar vardır. Temiz bir demokrasi için bütün bunlar ortadan kaldırılmalı, bunun için de demokratik süreç işlemelidir. GÖRDÜK Kİ, bu süreç için AKP Grup Tüzüğü'nde bir madde de vardır. Fakat işletilememektedir ve bundan müteessir olan, şikâyet eden AKP'li vekiller de vardır. TBMM, de ise oy çokluğuyla bu süreç önlenmektedir. AKP, halkın paradoksal ifadesiyle, Yarımı yeme, bütünü bölme, ye Allah'ını seversen ye noktasında demir atmıştır.Ergun Göze/ Tercüman