Hudeybiye Anlaşması'ymış!

Mecliste; Hükümet eden bir parti ve güya ona muhalefet eden partiler var ama son aylarda bir Hükümet-Cemaat veya Cemaat-Hükümet çekişmesi var gündemde!Kendilerine "Hizmet Grubu" adını veren Gülenciler, cemaat olmadıklarını söylüyor! Bir siyasi parti değiller, STK da değiller! Ama güç paylaşım çekişmesi, bu iki grup arasında imiş gibi ve bu iki gruptan birinden yana olmak gibi bir entellik yarışı var!Son günlerde bazı Dolma Kalemler; "Cemaat ile AKP arasına Hudeybiye Barışı yapıldı!" diyorlar! Allah (c.c.) sizi ıslâh etsin! Hudeybiye Anlaşması'nı biz, Müslümanlar ile müşrikler arasında imzalanan ilk anlaşma diye biliyoruz ve inananlar açısından hikmetler içerir. Hudeybiye Anlaşması'na atıf yapanlar, o anlaşmanın kimler arasında olduğunu bilmiyor olamazlar! Biz de, Gülen A.Ş. Hizmet Grubu ile AKP Hükümeti arasında varıldığı söylenen ateşkesi, Hudeybiye Anlaşması'na benzetirsek; taraflardan hangisi Müslümanlar, hangisi müşrîklerdir? Belli mi Allah aşkına?Biz de aynı zaviyeden bakarsak; Gülen A.Ş. Hizmet Grubu'na göre Hükümet müşrîkse, "Gerekirse mezarlardan ölüleri çıkararak oy kullandırın!" desteğini nasıl yorumlayacağız? Müşrîkler Gülen A.Ş. Hizmet Grubu ve mensuplarıysa; "Bugüne kadar Cemaatin hangi isteğini geri çevirdik?" diye bizzat Başbakan tarafından yapılan sitem ve itirafı nasıl anlayacağız? Gayretullah'a denk gelesiceler!Trakya turunda Başbakan; "... Ama devletin öyle mahremleri vardır ki bu mahremleri kimsenin teşhir etmeye, ifşa etmeye hakkı yoktur. ... Bunun adı özgürlük değil, bunun adı düpedüz bu ülkeye, bu vatana ihânettir" buyurdular ki el-hakk doğrudur! Askerî vesâyeti kaldırmak adlı TSK'ni yok etmek için yapılan ileri demokrat saldırılar döneminde, Genelkurmay Başkanlığı Kozmik Oda'sına girmeyi ve oradaki belgeleri açıklamanın adını ne koyacağız?Eeee! Etme bulma dünyası darb-ı meseline göre bakınca; bavul-bavul gizli evrakların servis ettirildiği Mehmet Baransu, evinde gizli kamera ve dinleme cihazı bulduğunu söylüyor! Ve twitter'dan; "Sayın Başbakan, Alparslan ne yaptı da yanınızdan kovdunuz? Hangi pis işlere girdi ve siz kendisi hakkında neden soruşturma açmadınız? İran paralarını, altınlarını kimler yedi? Bir danışmanın cep telefonundaki 1 (bir) milyar dolar mesajı, neyin nesi? Bu mesajı hangi iranlı attı? / O İranlı Zeytinburnu'ndaki cafede kimlerle bir araya geldi? Hangi pazarlıklar yapıldı? Bu pazarlıkta hangi AK Partili bakan vekil vardı?" diye salvolara ve "İki haberle Başbakanın kimyasını bozdum. Üstelik bu haberler devede kulak haberiydi" mesajlarıyla tehdîte devam ediyor! Bize de; "Sıra AKP'nin kasetlerine gelirse Hûrrem Dizisi olur!" diyen, kâhin kadın gazetecinin kulaklarını çınlatmak düşüyor!Burası Türkiye ve Haçlı Müslümanların on bir yıllık huzûr ve istikrârı var!Adana'da 'akşamcılar', şafak vakti kurulan kebapçı tezgahlarında "8 Aralık Dünya Rakı Günü" kutluyorlar! Bir yanda Gülen Hizmet Grubu A.Ş. ile Tayyip Hükümeti arasında varıldığı söylenen Hudeybiye Anlaşması, bir yanda güya muhalif gruplarca "Dünya Rakı Günü" kutlaması! Bu ne ya? Bu kadar aptallığa gönüllülük, bu kadar bedava konu mankenliğine gönüllülük olabilir mi?BOP Eş Başkanı Tayyip'in Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan ise bir yandaş TV'de; Cemaat ve hükümet arasındaki gerginliğin miladı olan MİT krizi hakkında; "? bu tartışmalar o günlerde hararet kazandı. O günden beri biz böyle bir sorunla uğraşıyorsak, sürekli enerjimizi tüketiyorsa, bir kırılganlık meydana getiriyorsa, elbette o gün başlayan bir tartışma sebebiyle bugün daha kırılgan bir noktadayız. Bunları da göz ardı edemeyiz. Bu ülkeyi seçilenler mi yönetecek, yoksa bir takım vesayet odakları mı yönetecek?" diye sorup devam ediyor; "Cemaat konusunda başbakan iyi bakıyordu ama kötüye çevrildi gibi! Sanki manipülasyon, enfeksiyon varmış algısıyla bunu söylemek yanlış ve haksızlık olur!" diyerek diplomatça hakaret ve tehdîti esirgemiyor!Erhan Tuncel'in; "Suçlu cinayet şebekesi gibi çalışan polistir" ifadesi hakkında ise; "... Yanlış yapanlar şahıslardır. Bu sorgulanır, hukuk çerçevesinde üzerine gidilebilir ama polis bir suç örgütüymüş gibi gösterilirse ülkeye yazık olur. Son dönemde Türkiye emniyet teşkilatının uygulamalarıyla demokratikleşti" diyebiliyor!Bitmedi! Haçlı Müslümanların huzûr ve istikrar getirdikleri ülkemizde; Fethiyesporlu futbolcuların tişörtlerinde sergiledikleri "YÜCE ATATÜRK" yazısı PFDK'na sevk ediliyor! TFF'den bu yapılanın, uluslararası futbol oyun kurallarına aykırı olduğu açıklaması yapılıyor! Fethiyespor; "Milletçe sahiplenilen değerleri, sadece kendilerine mal ederek tartışma yaratmak için kullanmak"la suçlanıyor!"Bütün milliyetçilikler ayaklarımın altındadır" diyen Tayyip ve şürekasına göre de "Milletçe sahiplenilen değerler" de varmış! Fethiyesporlular, bu Milli değerlere sahiplenmişmiş! Hakkı yokmuş! Fethiyespor, ülkeyi bölen İleri Demokrat PKK'lılardan yana değil diye olabilir mi?Aklıma gelmişken, şu sıralar; Salı'dan Salı'ya özel korumalarıyla girdiği Grup Toplantısında bağırarak torunumu korkutan Y-MeHaPe Genel Başkanı'nı gören-duyan, ne ile meşgul olduğundan haberi olan var mı? Ortalığın çok karışık ve AKP'nin Türk milleti aleyhine çok büyük işler yaptığını veya yapmak üzere olduğunu, şahsen hep onun suskunluğundan anlıyorum!Netice olarak; şükürler olsun ki dîni ve milliyeti siyasallaştırarak demokrat veya ileri demokrat olma yarışına giren bütün milliyetsiz partilerin aksine; siyâseti dîni temellerde, Ehl-i Beyt öğretisiyle millîleştirmek için yola çıkmış bir Türk oğlu Türk var! Hünkâr Hacı Bektaş'ça muhabbet sarmalıyla aslanla ceylanı barıştırarak bir kalıcı barış ve huzûr va'deden; gerçek Bozkurt, gerçek halkçı, gerçek milliyetçi, inancını takva yaşayan bir Baştürk Haydar Hoca ve Bağımsız Türkiye Partisi kadroları var şükürler olsun..."OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN." vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...