Çevresinde Arap Baharı adı altında peş peşe karışıklıklar çıkan bir ülke normal şartlar altında savunma kabiliyetini güçlendirecek adımlar atmak zorundadır.
Ama söz konusu ülke Türkiye olunca normal şartlar anormale dönüyor ve her şey tersyüz oluyor.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) bir rapor hazırladı.
Enstitünün raporuna göre dünya genelindeki askeri harcamalar 1998’den bu yana yılda ortalama yüzde 4,5 artmış. 2011’de ise artış biraz azalarak binde 3 seviyesinde gerçekleşmiş.
Son 10 yılda sadece ABD ve Türkiye savunma harcamalarında kesintiye gitmiş.
Dikkatimi çeken şey, bu dönem zarfında savunma harcamalarında ABD yüzde 1,2 oranında kesintiye giderken Türkiye ise rekor bir seviyede, yüzde 12 oranında kesintiye gitmesi oldu.
Askeri harcamalarını 1995’ten bu yana yüzde 500 artıran Çin, geçen yıl 143 milyar dolar harcadı.
Rusya ise, geçen yıl 71.9 milyar dolarlık savunma harcaması yaptı.
ABD ise her zaman olduğu gibi askeri harcamalar listesinde başı çekti. 2011’de savunma bütçesinde yüzde 1.2 oranında azaltarak yıllık harcamasını 711 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Bütün dünya ülkeleri savunma harcamalarını artırırken Türkiye’nin savunma harcamalarının azalması yakın gelecekte savunmasız kalacağımızın işareti…
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin pek çok üst rütbeli muvazzaf subayının gözaltında olmasından dolayı savunması büyük ölçüde zaafa uğrayan Türkiye’nin bir de savunma harcamalarında bu kadar büyük kesintilere gitmesi hayra alamet değil.
Son 10 yılda savunma harcamalarında dünyanın hiçbir ülkesinin yapmadığı kesintileri yapan Türkiye neye güvenerek bunu yapıyor anlamak mümkün değil.
Üstelik Arap Baharı çevrenizde dolaşırken ve füze kalkanını ülkenize yerleştirdiğinizden dolayı daha önce olmayan yeni tehditler Türkiye’ye yönelmişken savunma harcamalarımızı artıracağımız yerde hükümet, Türkiye’nin bu hayati harcamalarını kesmiş durumda.
Hükümet bu yanlışlarıyla Türkiye’nin gardını düşürmüştür.
Bir taraftan Arap Baharı’yla içişlerine karışarak Suriye ve füze kalkanına evet diyerek İran’ı Türkiye’nin karşı cephesine iten hükümet, öteki taraftan da Türkiye’nin savunma harcamalarında büyük kesintilere gitmiştir. Siyasiler bu adımlarıyla ne yapmak istediklerini mutlaka bir an önce açıklamalıdır.
Bu yanlış adımlar Türkiye’yi savunmasız bırakmak anlamına gelmektedir.
Öyle ya İran gibi kadim bir devleti karşınıza alıyorsunuz, bununla da durmuyor Suriye’yi Azerbaycan’ı ve de Suriye’ye açıkça destek veren süper güç Rusya’yı karşınıza alıyorsunuz, hem de askeri harcamanızı azaltıyorsunuz. Bunu başka türlü değerlendirmek mümkün değil.
Türkiye bu yanlışlarıyla Rusya’ya, İran’a Suriye’ye “gelin bizi vurun” diyor.
Ama söz konusu ülke Türkiye olunca normal şartlar anormale dönüyor ve her şey tersyüz oluyor.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) bir rapor hazırladı.
Enstitünün raporuna göre dünya genelindeki askeri harcamalar 1998’den bu yana yılda ortalama yüzde 4,5 artmış. 2011’de ise artış biraz azalarak binde 3 seviyesinde gerçekleşmiş.
Son 10 yılda sadece ABD ve Türkiye savunma harcamalarında kesintiye gitmiş.
Dikkatimi çeken şey, bu dönem zarfında savunma harcamalarında ABD yüzde 1,2 oranında kesintiye giderken Türkiye ise rekor bir seviyede, yüzde 12 oranında kesintiye gitmesi oldu.
Askeri harcamalarını 1995’ten bu yana yüzde 500 artıran Çin, geçen yıl 143 milyar dolar harcadı.
Rusya ise, geçen yıl 71.9 milyar dolarlık savunma harcaması yaptı.
ABD ise her zaman olduğu gibi askeri harcamalar listesinde başı çekti. 2011’de savunma bütçesinde yüzde 1.2 oranında azaltarak yıllık harcamasını 711 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Bütün dünya ülkeleri savunma harcamalarını artırırken Türkiye’nin savunma harcamalarının azalması yakın gelecekte savunmasız kalacağımızın işareti…
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin pek çok üst rütbeli muvazzaf subayının gözaltında olmasından dolayı savunması büyük ölçüde zaafa uğrayan Türkiye’nin bir de savunma harcamalarında bu kadar büyük kesintilere gitmesi hayra alamet değil.
Son 10 yılda savunma harcamalarında dünyanın hiçbir ülkesinin yapmadığı kesintileri yapan Türkiye neye güvenerek bunu yapıyor anlamak mümkün değil.
Üstelik Arap Baharı çevrenizde dolaşırken ve füze kalkanını ülkenize yerleştirdiğinizden dolayı daha önce olmayan yeni tehditler Türkiye’ye yönelmişken savunma harcamalarımızı artıracağımız yerde hükümet, Türkiye’nin bu hayati harcamalarını kesmiş durumda.
Hükümet bu yanlışlarıyla Türkiye’nin gardını düşürmüştür.
Bir taraftan Arap Baharı’yla içişlerine karışarak Suriye ve füze kalkanına evet diyerek İran’ı Türkiye’nin karşı cephesine iten hükümet, öteki taraftan da Türkiye’nin savunma harcamalarında büyük kesintilere gitmiştir. Siyasiler bu adımlarıyla ne yapmak istediklerini mutlaka bir an önce açıklamalıdır.
Bu yanlış adımlar Türkiye’yi savunmasız bırakmak anlamına gelmektedir.
Öyle ya İran gibi kadim bir devleti karşınıza alıyorsunuz, bununla da durmuyor Suriye’yi Azerbaycan’ı ve de Suriye’ye açıkça destek veren süper güç Rusya’yı karşınıza alıyorsunuz, hem de askeri harcamanızı azaltıyorsunuz. Bunu başka türlü değerlendirmek mümkün değil.
Türkiye bu yanlışlarıyla Rusya’ya, İran’a Suriye’ye “gelin bizi vurun” diyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023