Türkiye'deki üniversiteler bina, altyapı ve hepsinden önemlisi öğretim görevlisi sıkıntısı yaşarken, Hükümet 15 yeni üniversitenin açılması için girişimlere başladı. Hürriyet'ten Emin Çölaşan da haklı olarak soruyor: Üniversite mi açıyorsunuz, bakkal dükkanı mı? Bakkal dükkánı mı üniversite mi?Dünyanın herhangi bir ülkesinde birdenbire 15 üniversite açıldığını duydunuz mu? En gelişmiş ülkeler, en geri kalmış olanlar!.. Böyle bir şey olabilir mi?Üniversite açmak ciddi iştir. Binaları olacak. Öğrenci yurtları açılacak. Laboratuvarları, öğretim üyeleri olacak. Fakülteleri kurulacak. Bunlara öğretim üyeleri atayacaksınız. Profesörler, doçentler, yardımcı doçentler...AKP iktidarı şimdi paçaları sıvadı, yasa çıkarıp 15 ilimizde üniversite açacakmış! Altyapı yok, bina yok, Türkiye'de yeterince öğretim üyesi yok. Bütün amaç bu yolla oy avcılığı yapmak, hem de kadrolaşmak. Bizde bir alışkanlık vardır. Her il, hatta büyük ilçeler, bir üniversiteye sahip olmak ister. O illerin milletvekilleri bu doğrultuda girişimde bulunur. Bir ülke düşünün ki, henüz ilköğretim düzenini bile kuramamıştır. Öğretmen eksiktir, var olanlar yokluk içerisindedir. Okul binalarının çoğu çürüktür. Allah korusun, bir depremde çoğu yıkılacaktır. Binlerce devlet okulunu ısıtamazsınız, camları kırıktır, ders araç gereçleri eksiktir. Niçin?.. Çünkü bütçede para yoktur! İstisnalar ve özel okullar dışında liseler aynı durumdadır. Bugün pek çok ilimizde üniversiteler açılmıştır. Bazıları hariç çoğuna bir bakınız! Binalar ve yurtlar yetersizdir. Hoca yoktur. Kadrolar eksiktir, para yoktur. Hocaların çoğu başka üniversitelerden geçici olarak gelir.Dahası, pek çok üniversitemizin cismi vardır da, ismi ve saygınlığı yoktur. Oralardan mezun olan gençler iş bulamaz. Ellerine sadece üniversite mezunu olduklarını gösteren bir diploma verilir! ***Belki biraz abartılı olacak ama Türkiye'de üniversite açmak, bakkal dükkánı açmaktan bile daha kolaydır. Oysa üniversite kurmak ciddi iştir. Biz bu ciddiyetten bile yoksunuz. AKP iktidarı şimdi 15 üniversite birden kuracakmış! Tamamen göstermelik, oy avcılığına yönelik bir hadisedir. Fakat burada oynanmak istenen bir başka oyun var. Dikkatinizi çekerim. Hazırlanan tasarıya göre, bu 15 üniversitenin başına 'kurucu rektör' unvanıyla atanacak kişileri AKP hükümeti belirleyecek. Cumhurbaşkanı, hükümet tarafından her üniversite için belirlenecek üç adaydan birini seçmek zorunda olacak!Bunun anlamı şu: Rektörler Komitesi ve Üniversitelerarası Kurul'a kendi adamlarından oluşan 15 adet kişiyi 'kurucu rektör' unvanıyla sokup dengeleri bozmak. Oyunun esas amacı da bu. Yani üniversite kurmak değil, dengeleri bozmak... Ve ilk aşamada, üniversiteler falan ortalıkta yokken, iktidarın adamı olan kurucu rektörler atanacak!Böylece alt kadrolarla birlikte 2 bin kişilik korkunç bir kadrolaşma daha yaşanacak. Biz bu olayları önceki yıllarda yaşadık. Bu yöntemle yeni kurulan üniversiteleri tarikatlara teslim ettiler.***İlköğretimde, liselerde her açıdan sorunlar dev gibi, çığ gibi. Eğitim sistemi her açıdan dökülüyor. Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü! Mesajlar yayınlanacak, çilekeş öğretmenlerimiz yılın bir gününde göstermelik olarak gündeme gelecek! Ya sonrası? Yarın her şey unutulacak!Devletin bütçesi tel tel dökülüyor. Yatırım yok, çünkü para yok. Eğitim de dökülüyor. Buna çoğu üniversitemiz dahil. Siz bu koşullarda katrilyonlar bulup göstermelik 15 yeni üniversite açacaksınız! Ama önce kurucu rektörleri sistemin içine sokacaksınız! Bu yolla hem oy avcılığı yapacak, hem de YÖK'ü yıpratacaksınız! Güzel bir uyanıklık örneği daha!