Hükümet ve cemaatin ortak icraatları

Hükümet- Cemaat çatışması seçimler yaklaştıkça daha çok kızışıyor, istifa eden vekiller, ortaya çıkan ses kayıtları, savcı ve polislerin görev yerlerinin değiştirilmesi gibi her sabah uyandığında birçok olayla karşılaşıyor Türk halkı. İktidara geldiği günden beridir Diyanet, iç ve dışa politika, ekonomi dâhil bütün icraatlerini danışarak yaptığı ve devlet kademelerinin en önemli noktalarına yerleştirdiği AKP hükümeti cemaat ve ekibiyle şu an savaş halinde, yalnız trajikomik olan durum geçen on küsür senenin ardından başlayan savaşta iki tarafında sütten çıkmış ak kaşık olduğunu iddaa etmesidir. Hâlbuki İslam ile ilgisi olmayan ve memleketimiz adına geri dönüşü çok zor olan onlarca işi beraber yaptılar.Bu iki ortağın icraatlarını sıralamadan önce ilk olarak Dinlerarası Diyalog adına yaptıklarını sıralayıp, 2000 yılının Hristiyan dininin yayılması çalışmalarında bir milat olarak kabul edildiğini ve Vatikan Projesi olan Dinlerarası Diyalog faaliyetinin amacının İslam dininden Peygamberimiz Hz. Muhammed ve Ehl-i Beyt'ini çıkarmak ve içi boşaltılmış bir Ilımlı İslam amaçlandığını, bu projenin Cemaat ayağının Fethullah Gülen Cemaati olduğunu, Bop Eşbaşkanı olan Başbakan Erdoğan'ın ise siyasi ayağını oluşturduğunu sizlere hatırlatalım?- Başbakan partisinin il seçime girdiği 2002 yılında, Trabzon Of'ta yaptığı konuşmada 'Türkiye'de 30'a yakın etnik grup ve 4 hak dine mensup herkesi kucaklıyoruz' demiştir.- 2003 yılında Irak'ta bir milyon insanı katleden ve on binlerce bacımızın ırzına geçen ABD askerlerine The Wall Street Journel'a verdiği makalede, "Kahraman bay ve bayan ABD askerlerinin ülkelerine sağ salim dönmeleri için dua ediyorum" demiştir.- 2003 yılında yapılan Milli Eğitim'in bir deneme sınavında "son peygamber hangisidir?" sorusuna cevaplarda "Hz. Muhammed" de olmasına rağmen doğru cevap "Hz. İbrahim" olarak verilmiştir.- AKP iktidarı 2004 senesinde, Urfa'da Halilürrahman'ın karşısında ve Antalya'da Dinler Bahçesi'ni açmıştır.- 2004 yılında İslam dininde yasak olmasına rağmen din dersi kitaplarına Peygamber Efendimizin minyatür resmi konmuştur.- 26.09.2004 tarihinde kabul edilen 5237 sayılı kanunla evlerde Kur'an öğretenlere hapis cezası getirilmiştir.- 2005 yılında Türk Ceza Kanunu değişikliği ile zina suç olmaktan çıkarılmıştır.- Yine 2005 yılında onaylanan Din Kültürü dersi kitaplarında Kelime-i Tevhid "la ilahe illallah"tır şeklinde yer alarak Muhammeden Resulullah çıkarılmıştır.- 2006 yılında İçişleri Bakanlığı'nın 2227 sayılı kararı ile nüfus kağıtlarından 'Dini İslam' ibaresi kaldırılmıştır.- AB mevzuatına uygun Türk Gıda Kodeksi'nde, domuz eti kasaplık et statüsüne sokulmuş, domuz çiftlikleri açılmış ve serbest bırakılmıştır.- Din dersi kitaplarından Kelime-i Tevhid'in ikinci kısmı olan "Muhammedün Resulullah" çıkarılmıştır.- İmar kanununda yapılan değişiklikte "cami" ifadesi "ibadethane" olarak değiştirilmiştir. Ve bundan sonra 40 bin kilise evi açılmıştır.- 3 Nisan 2007'de Kasımpaşa'da Büyük Piyale Kur'an Kursu'nun yıkımına karar vermiştir. Bu Kur'an Kursu yıkılırken Van Akdamar Kilisesi 3 milyon TL para harcanarak onarılmış ve 100 yıl sonra ayine açılmıştır.- 15 Ağustos 2010-2011-2012 tarihlerinde Trabzon Sümela Manastırı'nda, 19 Eylül 2010-2011 ve 9 Eylül 2012'de Van Akdamar'da ayin yapılmıştır.- İzmir'in Çeşme beldesinde Pazaryeri kilisesinde, Diyarbakır Surp Giragos Ortodoks kilisesinde ayin yapılmıştır.- Başbakan Erdoğan Besmele ile kilise açmıştır.- İlk defa AKP iktidarında camiler kiliseye çevrilmiştir.- İlk defa AKP iktidarında kilise imarı için yer tahsis edilmiştir.- Peygamberimize "Muhammed kılıçla din yaymaktan başka ne yapmıştır" diyen Papa 16. Benedikt'i Başbakan Erdoğan uçağın merdivenlerinde karşılamıştır.- "Allah katında tek din İslam'dır" ayeti AB ve ABD'den gelen tepkiler nedeniyle Cuma hutbelerinde yasaklanmıştır.- AKP hükümetinin Milli Eğitim Bakanlığı 24 Eylül 2008'de İmam Hatip'lerde dinler tarihi dersine rahip ve hahamların davet edilerek gençlere ders verilmesini istemiştir.- AKP döneminde bedava dağıtılan din dersi kitaplarından Gökbulut ve Öcal'ın hazırladığı 6.sınıf Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi kitabında sayfa 118'de, Veda Hutbesi'nde yer alan "Allah ve Resulünün sünneti" ifadesi çıkarılmıştır.- Bazı köylerde ilköğretim çocuklarına ücretsiz dağıtılan ilkokul 1.sınıf okuma-yazma öğreniyorum kitaplarında 13 ve 15. sayfalarda kiliseye giden 3 çocuğun resmi, haç işareti olan ve kilise dualarını gösteren fotoğrafların olduğu kitaplar verilmiştir. (26.9.2004 ve 115 sayılı onay taşıyan AB destekli kitaplar)Bu saydığımız maddeler her konuşmasında dini istismar etmeyi unutmayan AKP ve Cemaat'in '"Dinler Arası Diyalog" adına beraber yaptığı icraatlar. İç politikada olan şeyleri zaten şu an yaşıyoruz. Cemaat'le kavga başladıktan hemen sonra ortaya çıkarılan yolsuzluklar, ses kayıtları ve rüşvet skandallarına Başbakan'ın oğlu ve kendi dâhil çoğu yakını karışmış durumda. Başbakan bu olayların üstünü savcı ve polislerin yerini değiştirerek, sağa sola suç atarak örtmeye çalışıyor ama bu çark hep böyle dönmez. Ayrıca dış politikadan örnek verecek olursak, Irak savaşında bir milyon Müslümanın katledilmesinde, 10 binlerce bacımızın ırzına geçilmesinde, Mavi Marmara'da, Ortadoğu'nun Müslüman ülkelerinde ve son olarak Suriye'de her zaman Müslümanların yanında değil de Haçlı ittifakının yanında yer alan AKP ve Fethullah Gülen, Türk milletini çöküşe sürükleyen onlarca işe beraber imza attılar. Peki, sonuç ne oldu? Başbakan tek başına kaldı?Bu icraatleri gerçekleştirirken kendisini ve milletimizi yaşayacakları her türlü çıkmaz yol için uyaran tek kişi Prof. Dr. Haydar Baş Bey olmuştur. Kendisi, yukarıda anlattığımız hadiseleri, Dinlerarası Diyalog fitnesi ve Büyük Ortadoğu Projesi (Büyük İsrail Projesi) hakkında Türk milletini yıllar boyunca köşe yazılarında, yazdığı kitaplarda, konferanslarda, meydanlarda uyarmıştır ve son olarak İslam dünyasında Şii-Sünni çatışmasını önlemek için Ehl-i Beyt Külliyatı'nı yazıp, uluslararası sempozyumlar düzenleyip İslam aleminde ortak noktanın Ehl-i Beyt olduğunu anlatıp bu sayede Suriye işgalini engellemiştir. Sonuç olarak, cemaatle birlikte girdiği bütün işlerde şu an yalnız başına kalan Başbakan'ın tek çıkış kapısı Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i dinlemektir. Aksi takdirde, Sayın Baş'ın uyardığı gibi sonu Hüseyin Bin Ali gibi olacaktır?Allah bize her çıkmazda yol gösteren Prof. Dr. Haydar Baş hocamızı Türk milletinin başından eksik etmesin ve milletimizin onu anlamasını nasip etsin.