Tuhafsın. Avam halk arasında o kadar güzel (!) oluyorsun ki, hepsi seni övüyor. Ama ilâhî nurla münevver zatlar arasında hiç de öyle değil. Onlar senin saklamakta olduğun gerçek yüzü bilir. Öbür tarafta iyi gözüktüğün kadar burada kötüsün.
Ey dünyaya dalıp gidenler ve onunla ferah duyanlar, hâliniz nereye varır? Dünyaya dalanlar, akıllı olduklarını iddia ederler. Her şeyi iyi kavradıklarını sanırlar.
Yazık oluyor, yapmayın. Siz, Rabb'inizin şu kelâmını duymadınız mı: "Biliniz ki, dünya yalancı oyuncak ve geçici süstür." (el-Hadîd, 57/20)
Cıncık boncuk, kadınlara, mümeyyiz olmayan yavrulara yaraşır; aklı başında olan erkekler onları neyler ki?
Size anlatmak isterim ki, dünya metaı, aklı kıt olan cahil kişiler için olur. Şunu da anlatmak isterim ki, Hak Teâlâ sizi oyuncak için yaratmadı. Âhireti bırakıp dünyanın geçici işleri ile meşgul olan, ömrünü boşa harcamış sayılır. Dünyalığınızı şehvet, nefis ve nefsin eli ile alırsanız, yılan, akrep almış olursunuz. Âhiret işlerine dönünüz. Kalpten Rabb'inize yöneliniz. Onunla olunuz; sonra onun fazlı ve ihsanı icabı size gönderdiğini de alınız.
Hem dünyayı, hem de âhireti düşününüz, anlayınız; sonra ikisi arasında tercih yapınız.
Öğrendiğini mi sanırsın; ne öğrendin ki? Bende bilmediğin daha çok şeyler var, onları da bellemeye çabala.
Ektiğim şeyler yetişti, kol attı. Seninki, bittikçe yanar.
Akıllı ol, baş olmayı bırak; ayrıl. Yanıma gel, cemaatimden biri gibi şurada otur. Sözlerimin, kalbinde yeşermesi için böyle yap. Aklın olsaydı sohbet için yanımda otururdun. Benimle yetinmiş olsaydın, her gün bir lokmacık alır ve sert sözlerimi sabırla dinler, fayda bulurdun.
Her kimin ki imanı var, o yanımda oturur, sözlerimi dinler ve her kimin ki imanı yok, o da kaçar.