İmam Ali yine şöyle buyurmuştur:
"Senden en uzak ve nezdinde en sevilmeyen kimse, halkın ayıplarını araştıranlar olsun. İnsanların ayıpları vardır. Valiler, bunları örtmeye en layık olan kimselerdir. Onların bilmediğin ayıplarını araştırmaya kalkışma; sana düşen, gördüklerini temizlemendir. Bilmediklerin hakkında da Allah hükmeder. Halkın ayıplarını gücünün yettiğince ört ki Allah da senin halktan gizli kalmasını istediğin ayıplarını örtsün. Halkın kalplerindeki kin düğümünü çöz, kalbinden çıkar, her düşmanlığın kökünü kes, senden gizletilen şeyleri bilmezlikten gel; halkın ayıplarını söyleyen dedikoduları tasdik etme; çünkü nasihatçilere benzese bile, dedikodu yapan sahtekârdır.
İnsanların sosyal ve özel yaşam şekilleri vardır. İnsanlar sosyal yaşamlarında her sabah evlerinden çıkar ve işlerinin başına giderler. Kimi kendi işyerinde, kimi devlet dairesinde, kimi sokak köşesinde, kimi tarlasında farklı farklı alanlarda ve mesleklerde herkes kendi işine koyulur. Bu insanların tamamının bir birleri ile direk veya dolaylı olarak birbirleri ile rabıtaları vardır. Bu ilişkilerde, birisi kanuna aykırı bir şey yapar ve görevini ihlal ederse bunun ayrı bir hesabı olmalıdır. Ama diğer bir taraftan da her insanın özel bir yaşamı ve hayatı vardır. Yönetici insanların özel yaşam ve hayatlarını güvence altına almalıdır. Bu alanda birileri yöneticiye yaranmak için muhaliflerin pusuluğunu yaparsa, onların bir zaafını bulması mümkün olabilir. Bu durum ve tutum toplumsal asayiş ve emniyeti bozabilir. Bundan dolayı yöneticiler bütün insanların özel hayatlarını güvence altına almalıdırlar." İmam Ali yine şöyle buyurmuştur:
"Cimri kişiyi meşveretine sokma ki seni cömertlikten alıkoyar ve bir şeyler yapmaya çalıştığında da seni fakirlikle korkutur. Korkaklara da danışma; çünkü işlerini zayıflatır. Haris olanlara da danışma; onlar da sana zulümle tamahkârlığı güzel gösterir. Cimrilik, korkaklık ve hırs farklı huylardır ama, Allah'a kötü zanda birleşirler.
Adaletli ve insaflı olmanın diğer bir yolu, başkanın devamlı âlimlerin görüşlerine başvurması, onların nasihatlerini dinlemeye iştiyaklı olması ve dünyaya aldanmış kötü âlimlerden sakınmasıdır. Çünkü bu kötü âlimler, liderlere övgü yağdırıp onları boş övgü ve vaatlerle aldatırlar. Liderlerin ellerinde bulunan dünya malına kavuşmak için, onları kendilerinden memnun etmek isterler. Bunu elde edebilmek için de hile ve aldatmalara başvururlar.
Gerçek âlim o dur ki, başkanın elinde olan maddî imkânlara göz dikmez, vaaz ve uyarmalarında nasihat ve insafı elden bırakmaz."
İmam Ali yine şöyle buyurmuştur:
"Vezirlerinin en kötüsü, senden önceki kötülere vezirlik edenler, suçlarına ortak olanlardır. Sana sırdaş olmasınlar; çünkü onlar günahkârların yardımcıları, zalimlerin kardeşleridir. Sen, bunların yerine görüşleri en az onlarınki kadar isabetli, fakat onlar gibi günahkâr olmayan, zalime zulmünde, günah işleyene günahında yardımcı olmayan daha hayırlı kişiler bulabilirsin. Bunların yükü daha hafif, yardımları daha güzeldir. Besledikleri sevgi daha içten, başkalarıyla yakınlıkları, daha azdır. Yalnızken bunlarla bulun, meclislerinde de bunları bulundur.
Bir yöneticinin veziri salih, işinde yeterli ve adil olunca, yöneticinin ünü yayılır, kıymeti yükselir. Çünkü hiçbir devlet başkanı, yardımcısı olmadan zamana hükmetmesi ve saltanatını sevk ve idare etmesi mümkün değildir. Bu işi tek başına yapmaya kalkışanın şüphesiz ayağı kayacaktır."
Lokman Hekim bir vasiyetinde oğluna demiştir: "İşlerinde yardımcına değer ver; çünkü o, sende yapılması uygun olmayan bir iş gördüğü zaman, seni uyarır yanlışına katılmaz."
Vezirin emin ve güvenilir olması iktidarın devamı ve selameti demektir. Selam ve dua ile…
"Senden en uzak ve nezdinde en sevilmeyen kimse, halkın ayıplarını araştıranlar olsun. İnsanların ayıpları vardır. Valiler, bunları örtmeye en layık olan kimselerdir. Onların bilmediğin ayıplarını araştırmaya kalkışma; sana düşen, gördüklerini temizlemendir. Bilmediklerin hakkında da Allah hükmeder. Halkın ayıplarını gücünün yettiğince ört ki Allah da senin halktan gizli kalmasını istediğin ayıplarını örtsün. Halkın kalplerindeki kin düğümünü çöz, kalbinden çıkar, her düşmanlığın kökünü kes, senden gizletilen şeyleri bilmezlikten gel; halkın ayıplarını söyleyen dedikoduları tasdik etme; çünkü nasihatçilere benzese bile, dedikodu yapan sahtekârdır.
İnsanların sosyal ve özel yaşam şekilleri vardır. İnsanlar sosyal yaşamlarında her sabah evlerinden çıkar ve işlerinin başına giderler. Kimi kendi işyerinde, kimi devlet dairesinde, kimi sokak köşesinde, kimi tarlasında farklı farklı alanlarda ve mesleklerde herkes kendi işine koyulur. Bu insanların tamamının bir birleri ile direk veya dolaylı olarak birbirleri ile rabıtaları vardır. Bu ilişkilerde, birisi kanuna aykırı bir şey yapar ve görevini ihlal ederse bunun ayrı bir hesabı olmalıdır. Ama diğer bir taraftan da her insanın özel bir yaşamı ve hayatı vardır. Yönetici insanların özel yaşam ve hayatlarını güvence altına almalıdır. Bu alanda birileri yöneticiye yaranmak için muhaliflerin pusuluğunu yaparsa, onların bir zaafını bulması mümkün olabilir. Bu durum ve tutum toplumsal asayiş ve emniyeti bozabilir. Bundan dolayı yöneticiler bütün insanların özel hayatlarını güvence altına almalıdırlar." İmam Ali yine şöyle buyurmuştur:
"Cimri kişiyi meşveretine sokma ki seni cömertlikten alıkoyar ve bir şeyler yapmaya çalıştığında da seni fakirlikle korkutur. Korkaklara da danışma; çünkü işlerini zayıflatır. Haris olanlara da danışma; onlar da sana zulümle tamahkârlığı güzel gösterir. Cimrilik, korkaklık ve hırs farklı huylardır ama, Allah'a kötü zanda birleşirler.
Adaletli ve insaflı olmanın diğer bir yolu, başkanın devamlı âlimlerin görüşlerine başvurması, onların nasihatlerini dinlemeye iştiyaklı olması ve dünyaya aldanmış kötü âlimlerden sakınmasıdır. Çünkü bu kötü âlimler, liderlere övgü yağdırıp onları boş övgü ve vaatlerle aldatırlar. Liderlerin ellerinde bulunan dünya malına kavuşmak için, onları kendilerinden memnun etmek isterler. Bunu elde edebilmek için de hile ve aldatmalara başvururlar.
Gerçek âlim o dur ki, başkanın elinde olan maddî imkânlara göz dikmez, vaaz ve uyarmalarında nasihat ve insafı elden bırakmaz."
İmam Ali yine şöyle buyurmuştur:
"Vezirlerinin en kötüsü, senden önceki kötülere vezirlik edenler, suçlarına ortak olanlardır. Sana sırdaş olmasınlar; çünkü onlar günahkârların yardımcıları, zalimlerin kardeşleridir. Sen, bunların yerine görüşleri en az onlarınki kadar isabetli, fakat onlar gibi günahkâr olmayan, zalime zulmünde, günah işleyene günahında yardımcı olmayan daha hayırlı kişiler bulabilirsin. Bunların yükü daha hafif, yardımları daha güzeldir. Besledikleri sevgi daha içten, başkalarıyla yakınlıkları, daha azdır. Yalnızken bunlarla bulun, meclislerinde de bunları bulundur.
Bir yöneticinin veziri salih, işinde yeterli ve adil olunca, yöneticinin ünü yayılır, kıymeti yükselir. Çünkü hiçbir devlet başkanı, yardımcısı olmadan zamana hükmetmesi ve saltanatını sevk ve idare etmesi mümkün değildir. Bu işi tek başına yapmaya kalkışanın şüphesiz ayağı kayacaktır."
Lokman Hekim bir vasiyetinde oğluna demiştir: "İşlerinde yardımcına değer ver; çünkü o, sende yapılması uygun olmayan bir iş gördüğü zaman, seni uyarır yanlışına katılmaz."
Vezirin emin ve güvenilir olması iktidarın devamı ve selameti demektir. Selam ve dua ile…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mehdi Aksu / diğer yazıları
- Eleştiri nedir ve nasıl olmalıdır? / 03.12.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012