Hz. Hatice düğün gecesinde de anılmıştı
Peygamberimiz Hz. Fâtıma ve Hz. Ali’nin yanından çıkacağı sırada bir kadının içeride olduğunu gördü. Dedi ki: “Kimsin?” Dedi ki: “Esma”
24.06.2023 20:01:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Peygamberimiz Hz. Fâtıma ve Hz. Ali'nin yanından çıkacağı sırada bir kadının içeride olduğunu gördü. Dedi ki: "Kimsin?" Dedi ki: "Esma".
Dedi ki: "Çıkmanı emretmedim mi?" Esma diyor ki: "Evet, ya Resulullah. Anam babam Sana feda olsun. Benim amacım Senin emrine karşı çıkmak değildir. Fakat ben, Hatice'ye bir söz vermiştim. Hatice ölüm döşeğindeyken ağladı. O'na, 'Dünya kadınlarının efendisi ve Peygamberin (s.a.v.) eşi olduğun, Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından cennetle müjdelendiğin halde ağlıyor musun?' dedim.
Dedi ki: 'Bunun için ağlamıyorum. Fakat zifaf gecesi bir kadın sırlarını açacağı başka bir kadına ihtiyaç duyar. İhtiyaçlarını gidermek için ondan yardım ister.
Fâtıma henüz çocuk denecek yaştadır. Zifaf gecesinde O'na yardım edecek birinin bulunmamasından korkuyorum.'
Dedim ki: 'Ey efendim, Sana söz veriyorum. Eğer o zamana kadar yaşarsam, Senin yerine bu görevi üstleneceğim.'
Bu sözleri duyan Resulullah (s.a.v.) ağladı ve "Allah aşkına bunun için mi bekledin" dedi. "Evet" dedim. Ve Resulullah (s.a.v.) Bana dua etti.
İmam Ali (a.s.) ile Hz. Fâtıma'nın (a.s.) nikâhı Hicret'ten 4 ay kadar sonra kıyıldı.
Zifaf ise Bedir Muharebesi dönüşü gerçekleştirildi. Esma bint-i Umeys ise o tarihlerde kocası Hz. Câfer ile birlikte, henüz Habeşistan'da hicrette bulunuyordu. Esma dahil bütün
Habeşistan Muhacirleri ancak Hayber'in fethedildiği yıl Medine'ye geldiler. Yani zifaftan 5.5 yıl sonra! Dolayısıyla hadisin Esma bint- i Umeys'e dayandırılması ve zifaf esnasında onun da yer aldığına dair ifadeler hatalıdır. Doğrusu; bu hadis de İbn Abbas'a ya da Ümmü Eymen'e aittir.
Resulullah düğün gecesinin sabahında tekrar ziyarette bulunmuştur
"Evlendiklerinin ertesi günü Resulullah onların evlerine gitmiş, selam verip izin aldıktan sonra içeri girmişti.
Rivayetin devamında Resulullah (s.a.v.)'in onlara şöyle dua ettiği yer alır:
Allah'ım! Bu ikisinin dağınık işlerini bir araya getir, gönüllerine ülfet ver, onları ve soylarını Naim cennetinin varisleri kıl, onlara tertemiz ve mübarek bir soy bağışla, nesline bereket ver, onları, Senin emrinle insanları buyruklarına itaat etmeye hidayet eden ve Senin razı olduğuna emredenlerden karar kıl."
"... Sonra Ali (a.s.)'a sordu: 'Eşini nasıl buldun?' Ali (a.s.): 'Allah'a itaat hususunda en güzel yardımcıdır' dedi. Aynı soruyu Fâtıma (a.s.)'a sordu. Fâtıma (a.s.) şu cevabı verdi: Hayırlı bir kocadır."
Resûlullah'ın ziyareti ile ilgili şu rivayeti de nakledelim: Ali (a.s.) der ki: "Resulullah (s.a.v.) bundan sonra üç gün boyunca bize hiç uğramadı. Dördüncü günün sabahı yanımıza geldi."
Peygamberimiz (s.a.v.) o sabah eve girince, Ali (a.s.)'dan dışarı çıkmasını istedi.
Fâtıma (a.s.) ile yalnız kaldı ve dedi ki: "Nasılsın kızım? Kocanı nasıl buldun?"
Dedi ki: "Babacığım! O çok iyi bir kocadır. Ancak Kureyş'ten bazı kadınlar yanıma geldiler ve 'Resulullah (s.a.v.) Seni, malı olmayan fakir biriyle evlendirdi' dediler."
Resulullah (s.a.v.) O'na dedi ki:
"Kızım! Ne baban, ne kocan fakirdir. Bana yeryüzünün hazineleri sunuldu ama Ben, Rabbimin yanındaki nimetleri tercih ettim.
Allah'a yemin ederim ki, ey kızım! O kadınlar, Sana doğru öğüt vermemişler. Ben Seni herkesten önce Müslümanlığı kabul eden, en bilgili ve en ağır başlı biriyle evlendirdim.
Kızım! Yüce Allah yeryüzüne nazar etti. Yeryüzü halkından iki adam seçti. Biri Baban, biri de Kocan. Kızım! Çok iyi adamdır kocan. O'nun emrine isyan etme.
Sonra Resulullah (s.a.v.) Hz. Ali (a.s.)'a seslendi: "Ey Ali!" "Buyur ya Resulullah!" dedi. Buyurdu ki: "Evine gir, karına karşı nazik ol. O'na yumuşak davran. Çünkü Fâtıma Benden bir parçadır. O'nu inciten şey Beni de incitir. O'nu sevindiren şey Beni de sevindirir. Sizi, Allah'a emanet ediyorum. Sizi, O'na bırakıyorum."
Abdullah bin Mesud'dan:
"Düğün sabahı, Resulullah'ın (s.a.v.)'in kızı Fâtıma (a.s.)'a korku isabet etti. Resulullah (a.s.) Fâtıma'ya (a.s.) buyurdu ki: Ey Fâtıma! Ben, Seni dünyada seyyid ve ahirette sâlihlerden olan biriyle evlendirdim.
Ey Fâtıma! Seni, Ali'ye vermek istediğimde Allah, Cebrail'e emretti ve Cebrail dördüncü gökte melekleri sıra sıra dizip, onlara hitapta bulundu ve seni Ali ile evlendirdi.
Sonra Cebrail cennet ağaçlarına emretti ki, ziynetlerini meleklerin üzerine serpsin. O ziynetlerden daha iyisini veya çoğunu eline geçiren öbür meleklere karşı kıyamet gününe dek iftihar edecektir." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hz. Fatıma eserinden)
Dedi ki: "Çıkmanı emretmedim mi?" Esma diyor ki: "Evet, ya Resulullah. Anam babam Sana feda olsun. Benim amacım Senin emrine karşı çıkmak değildir. Fakat ben, Hatice'ye bir söz vermiştim. Hatice ölüm döşeğindeyken ağladı. O'na, 'Dünya kadınlarının efendisi ve Peygamberin (s.a.v.) eşi olduğun, Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından cennetle müjdelendiğin halde ağlıyor musun?' dedim.
Dedi ki: 'Bunun için ağlamıyorum. Fakat zifaf gecesi bir kadın sırlarını açacağı başka bir kadına ihtiyaç duyar. İhtiyaçlarını gidermek için ondan yardım ister.
Fâtıma henüz çocuk denecek yaştadır. Zifaf gecesinde O'na yardım edecek birinin bulunmamasından korkuyorum.'
Dedim ki: 'Ey efendim, Sana söz veriyorum. Eğer o zamana kadar yaşarsam, Senin yerine bu görevi üstleneceğim.'
Bu sözleri duyan Resulullah (s.a.v.) ağladı ve "Allah aşkına bunun için mi bekledin" dedi. "Evet" dedim. Ve Resulullah (s.a.v.) Bana dua etti.
İmam Ali (a.s.) ile Hz. Fâtıma'nın (a.s.) nikâhı Hicret'ten 4 ay kadar sonra kıyıldı.
Zifaf ise Bedir Muharebesi dönüşü gerçekleştirildi. Esma bint-i Umeys ise o tarihlerde kocası Hz. Câfer ile birlikte, henüz Habeşistan'da hicrette bulunuyordu. Esma dahil bütün
Habeşistan Muhacirleri ancak Hayber'in fethedildiği yıl Medine'ye geldiler. Yani zifaftan 5.5 yıl sonra! Dolayısıyla hadisin Esma bint- i Umeys'e dayandırılması ve zifaf esnasında onun da yer aldığına dair ifadeler hatalıdır. Doğrusu; bu hadis de İbn Abbas'a ya da Ümmü Eymen'e aittir.
Resulullah düğün gecesinin sabahında tekrar ziyarette bulunmuştur
"Evlendiklerinin ertesi günü Resulullah onların evlerine gitmiş, selam verip izin aldıktan sonra içeri girmişti.
Rivayetin devamında Resulullah (s.a.v.)'in onlara şöyle dua ettiği yer alır:
Allah'ım! Bu ikisinin dağınık işlerini bir araya getir, gönüllerine ülfet ver, onları ve soylarını Naim cennetinin varisleri kıl, onlara tertemiz ve mübarek bir soy bağışla, nesline bereket ver, onları, Senin emrinle insanları buyruklarına itaat etmeye hidayet eden ve Senin razı olduğuna emredenlerden karar kıl."
"... Sonra Ali (a.s.)'a sordu: 'Eşini nasıl buldun?' Ali (a.s.): 'Allah'a itaat hususunda en güzel yardımcıdır' dedi. Aynı soruyu Fâtıma (a.s.)'a sordu. Fâtıma (a.s.) şu cevabı verdi: Hayırlı bir kocadır."
Resûlullah'ın ziyareti ile ilgili şu rivayeti de nakledelim: Ali (a.s.) der ki: "Resulullah (s.a.v.) bundan sonra üç gün boyunca bize hiç uğramadı. Dördüncü günün sabahı yanımıza geldi."
Peygamberimiz (s.a.v.) o sabah eve girince, Ali (a.s.)'dan dışarı çıkmasını istedi.
Fâtıma (a.s.) ile yalnız kaldı ve dedi ki: "Nasılsın kızım? Kocanı nasıl buldun?"
Dedi ki: "Babacığım! O çok iyi bir kocadır. Ancak Kureyş'ten bazı kadınlar yanıma geldiler ve 'Resulullah (s.a.v.) Seni, malı olmayan fakir biriyle evlendirdi' dediler."
Resulullah (s.a.v.) O'na dedi ki:
"Kızım! Ne baban, ne kocan fakirdir. Bana yeryüzünün hazineleri sunuldu ama Ben, Rabbimin yanındaki nimetleri tercih ettim.
Allah'a yemin ederim ki, ey kızım! O kadınlar, Sana doğru öğüt vermemişler. Ben Seni herkesten önce Müslümanlığı kabul eden, en bilgili ve en ağır başlı biriyle evlendirdim.
Kızım! Yüce Allah yeryüzüne nazar etti. Yeryüzü halkından iki adam seçti. Biri Baban, biri de Kocan. Kızım! Çok iyi adamdır kocan. O'nun emrine isyan etme.
Sonra Resulullah (s.a.v.) Hz. Ali (a.s.)'a seslendi: "Ey Ali!" "Buyur ya Resulullah!" dedi. Buyurdu ki: "Evine gir, karına karşı nazik ol. O'na yumuşak davran. Çünkü Fâtıma Benden bir parçadır. O'nu inciten şey Beni de incitir. O'nu sevindiren şey Beni de sevindirir. Sizi, Allah'a emanet ediyorum. Sizi, O'na bırakıyorum."
Abdullah bin Mesud'dan:
"Düğün sabahı, Resulullah'ın (s.a.v.)'in kızı Fâtıma (a.s.)'a korku isabet etti. Resulullah (a.s.) Fâtıma'ya (a.s.) buyurdu ki: Ey Fâtıma! Ben, Seni dünyada seyyid ve ahirette sâlihlerden olan biriyle evlendirdim.
Ey Fâtıma! Seni, Ali'ye vermek istediğimde Allah, Cebrail'e emretti ve Cebrail dördüncü gökte melekleri sıra sıra dizip, onlara hitapta bulundu ve seni Ali ile evlendirdi.
Sonra Cebrail cennet ağaçlarına emretti ki, ziynetlerini meleklerin üzerine serpsin. O ziynetlerden daha iyisini veya çoğunu eline geçiren öbür meleklere karşı kıyamet gününe dek iftihar edecektir." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hz. Fatıma eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.