CAİ'den doğma CiEnEn'e takıldım Pazar günü.
Son derece sade bir evin köşesinde
Bir sürü kitap ev sahibinin ensesinde,
mütevazi üç insan oturuyordu.
Biri konuşunca diğeri sususyordu.
Hele biri deha kusuyordu.
Üçün ikisi misafirdi.
Görüntüleri safirdi.
Meseleleri çözmede hemfikirdi.
Üçün üçüncüsü ev sahibiydi.
70 milyonun tabibiydı.
O bir şairdi,
Görüntüsü hışırdı,
Gören gözler şaşırdı.
Omzunda büyük bir yük taşırdı.
Çay içip kurabiye yiyorlardı.
Belli ki, pasta bulamamıştılardı.
Takım elbiseliydilerdi,
Ama kıravat takmamıştılardı,
Ekoseli gömleği kıravatsızdı.
Gitmezdi.
Konuklar da ev sahibine uymuştu.
Vitrin aynı vitrindi
Cetrin de ayni Cetrin'di.
70 milyonu tek başına yönetiyordu,
medya öyle diyordu,
alternatif bir türlü dönmüyordu.
organlarını pek iyi yönetemiyordu.
Kaybolmuştu tiki,
Doğuştan enkazdı öteki,
Çok beklendi öte ki,
Ötmedi gitti,
"O'nun hikayesi" çoktan bitti.
Ben önce konuşmacıyı; "İşitme engelliler haber bülteni okuyor sanmıştım."
Yanılmıştım.
Duruşuna kanmıştım.
Biraz da utanmıştım.
Ekmeğimi çaya banmıştım.
O da öyle yapıyordu,
Olayları merkezinden kapıyordu.
Kah sağa, kah sola sapıyordu.
Misafirlerden biri ona sanki tapıyordu.
Rol için öyle yapıyordu.
Bunda da yanılmıştım.
Ben öyle sanmıştım.
Eğilmesinden huylanmıştım.
Sonradan anlamıştım.
Anlayınca utanmıştım.
Kelimeler yerinden zorlukla çıkıyordu,
Acaba bu adam ne diyordu?,
Kelimeden önce nefes bitiyordu.
Diğer misafir ona yardım ediyordu.
Şunu demek istiyordu,
Bunu demek istemiyordu.
Namı Tonya'yı tutuyordu.
Gür sesi Afgan dağlarında yankılanıyordu.
İki eliyle bardağı zor tutuyordu
Ama dünyaya hükmediyordu.
Kurabiyeleri çiğnemeden yutuyordu.
Kalakaldım ekran başında,
İşinin ehli vardı memlekette işbaşında.
Kendi ülkesi bitmiş sıra Afganistan'a gelmişti.
Ufku kıtaları delmişti.
Onun söylemesiyle rejimler değişmişti.
Ne de olsa eski bir militandı,
Attığı slogandı
Millet nasıl da kandı.
Bir şey sandı,
Geç uyandı.
Keten helva yandı.
Can boğaza dayandı.
Biniciler Üsküdar'dandı
Hikaye burada noktalandı.
***
Asıl fıkra.
Basında Güve(N) Milliyet, 25 bin lira değer kazandı ve 175 bin oldu.
Dünkü manşeti şöyleydi; "Fıkra Gibi." Alt başlığı şöyle devam ediyordu haberin:
ME Bakanlığı fakir öğrencilere yaptığı 50 milyonluk yardımın nerelerde harcandığını kontrol için öğrencileri üç ay teftiş ediyormuş."
Fıkarlık bir olay.
Peki;
ME Baklanlığı, yaptığı yardımın nerelerde harcandığını kontröl etmesi fıkra ise, İMF ve Dünya Bankası yapmadığı yardımın nerelere harcanmamasına ve her şeyimize karışmasına ne denir, Basında Güve(N) Milliyet?
Son derece sade bir evin köşesinde
Bir sürü kitap ev sahibinin ensesinde,
mütevazi üç insan oturuyordu.
Biri konuşunca diğeri sususyordu.
Hele biri deha kusuyordu.
Üçün ikisi misafirdi.
Görüntüleri safirdi.
Meseleleri çözmede hemfikirdi.
Üçün üçüncüsü ev sahibiydi.
70 milyonun tabibiydı.
O bir şairdi,
Görüntüsü hışırdı,
Gören gözler şaşırdı.
Omzunda büyük bir yük taşırdı.
Çay içip kurabiye yiyorlardı.
Belli ki, pasta bulamamıştılardı.
Takım elbiseliydilerdi,
Ama kıravat takmamıştılardı,
Ekoseli gömleği kıravatsızdı.
Gitmezdi.
Konuklar da ev sahibine uymuştu.
Vitrin aynı vitrindi
Cetrin de ayni Cetrin'di.
70 milyonu tek başına yönetiyordu,
medya öyle diyordu,
alternatif bir türlü dönmüyordu.
organlarını pek iyi yönetemiyordu.
Kaybolmuştu tiki,
Doğuştan enkazdı öteki,
Çok beklendi öte ki,
Ötmedi gitti,
"O'nun hikayesi" çoktan bitti.
Ben önce konuşmacıyı; "İşitme engelliler haber bülteni okuyor sanmıştım."
Yanılmıştım.
Duruşuna kanmıştım.
Biraz da utanmıştım.
Ekmeğimi çaya banmıştım.
O da öyle yapıyordu,
Olayları merkezinden kapıyordu.
Kah sağa, kah sola sapıyordu.
Misafirlerden biri ona sanki tapıyordu.
Rol için öyle yapıyordu.
Bunda da yanılmıştım.
Ben öyle sanmıştım.
Eğilmesinden huylanmıştım.
Sonradan anlamıştım.
Anlayınca utanmıştım.
Kelimeler yerinden zorlukla çıkıyordu,
Acaba bu adam ne diyordu?,
Kelimeden önce nefes bitiyordu.
Diğer misafir ona yardım ediyordu.
Şunu demek istiyordu,
Bunu demek istemiyordu.
Namı Tonya'yı tutuyordu.
Gür sesi Afgan dağlarında yankılanıyordu.
İki eliyle bardağı zor tutuyordu
Ama dünyaya hükmediyordu.
Kurabiyeleri çiğnemeden yutuyordu.
Kalakaldım ekran başında,
İşinin ehli vardı memlekette işbaşında.
Kendi ülkesi bitmiş sıra Afganistan'a gelmişti.
Ufku kıtaları delmişti.
Onun söylemesiyle rejimler değişmişti.
Ne de olsa eski bir militandı,
Attığı slogandı
Millet nasıl da kandı.
Bir şey sandı,
Geç uyandı.
Keten helva yandı.
Can boğaza dayandı.
Biniciler Üsküdar'dandı
Hikaye burada noktalandı.
***
Asıl fıkra.
Basında Güve(N) Milliyet, 25 bin lira değer kazandı ve 175 bin oldu.
Dünkü manşeti şöyleydi; "Fıkra Gibi." Alt başlığı şöyle devam ediyordu haberin:
ME Bakanlığı fakir öğrencilere yaptığı 50 milyonluk yardımın nerelerde harcandığını kontrol için öğrencileri üç ay teftiş ediyormuş."
Fıkarlık bir olay.
Peki;
ME Baklanlığı, yaptığı yardımın nerelerde harcandığını kontröl etmesi fıkra ise, İMF ve Dünya Bankası yapmadığı yardımın nerelere harcanmamasına ve her şeyimize karışmasına ne denir, Basında Güve(N) Milliyet?
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua... - 1 / 20.03.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua... - 1 / 20.03.2024