İbre nereyi (kimi) gösteriyor?

Bazen, siyasi gelişmeler Türkçedeki 'kimin eli, kimin cebinde' ifadesine tam oturuyor.Son bir yıl içinde Türkiye'de olup bitenleri inceleyen Rus siyaset bilimcisi Viktor Minin fikrince, dış güçler Türkiye siyasetinde 'salıncak' yöntemi kullanıyor. Bu yöntemin anlamı, siyasi iktidarı önce bir aşırı uca (sağa), sonra öteki aşırı uca (sola) vermek oluyor. Aynı yöntemi Arap Baharı esnasında, mesela, Mısırda asker-sivil-asker şeklinde kullanmak oldu. Bu mantıkla hareket edersek, sağ iktidardan tam verim alamayan dış güçler, mevcut iktidardan memnun olmayan kesimi kullanarak (Erdoğan-Gülen cemaati arasında 2013 yılındaki iki büyük bozuşma, ilki Bayram arifesinde Zaman-Erdoğan olayları, ikincisi Aralıktaki) devirmeye çalışacak. Buna pozisyon elverişli. Çünkü herkesçe bilinen gerçek ki, parti Başkanı ne kadar karizmatik olursa olsun, AKP ekip açısından 'sağdan-soldan, derme-çatma' elemanlara sahiptir. Ve bu ekibin epey personeli Gülen cemaati taraftarı idi ve bundan dolayı da AKP seçimlerde işbu camianın oyuna hakimdi. Ama, keser döndü, sap döndü - gün geldi, hesap döndü, Erdoğan-Gülen arası bazı umuma açık-gizli sebeplerden dolayı gerildi, açıldı ve hatta polis-hakim savaşına döndü. Temmuz'daki Gezi olayları takiben yazdığım yazıda (http://www.hukukcagi.com/artikel.php?artikel_id=104)  Amerikalı ekonomist, araştırmacı yazar bağımsız gazeteci Frederick William Engdahl Moskova'yı ziyareti esnasında verdiği röportajdan bir parça aktarmıştım. Frederick William Engdahl fikrince, Washington Gül'ü Erdoğan'a karşı koydu. - 2014 yılında Türkiye'de önemli seçimler gerçekleşecek. Ve Erdoğan, Putin-Medvedev Rus modeli örneği Başbakan-Cumhurbaşkanı (Erdoğan Gül'le değiş tokuş yapmak istiyor). Aslında, muazzam yetkilere sahip Amerikan örneği merkezi başkanlık sistemi oluşturmak istiyor. Gül'ün ise Fethullah Gülen tarafından yönetilen hareketle bağlantısı var. Bu hareket birçok yönden "İhvanul Müslimin" e benzer İslamcı bir harekettir. Onlar CIA destekli ve Avrasya'ya yayılmış medreseler ağına sahiptirler. Çeçenistan'da da vardılar, ama Rusya onları kapatmak zorunda kaldı. Erdoğan'ın en son Rusya ziyaretinde Putin'le görüşme esnasında Fethullah Gülen'in Rusya'daki okullarını kapatmama ricası hakkında Türk medyası haber yaydı. Bence bu, ya Erdoğan ekibinin Gülen cemaatine, ya da tersine, attığı son barışma zarfı idi. Ama barışma olmadı. Öteki taraftan, ana muhalefet CHP'nin rolü ve pozisyonu Erdoğan-Gülen geriliminde umuma bariz değildir. Fakat bilinen o ki, CHP ekibi Başkanı ile Aralık başında Amerika'da yoğun resmi ve gayri resmi randevularda bulundu. Medya, CHP ekibinin Gülen'le buluştuğunu yazdı. Bir tahmin; camia oyu karşılığında Gül Cumhurbaşkanı (yeni genişletilmiş yetkilerle), CHP Başbakanı (yeni kesilmiş yetkilerle), ile iktidar senaryosunda anlaşma yapmış olabilirler. Zaten, bir müddet sonra, Hükümete karşı temizlik operasyonu başlatıldı. Mecazi ifade ile sanki, ampulü dolduran ışık (Nur cemaati) ampulden boşalmaya başladı ve yedinci olarak altı ok yanında CHP bayrağında yer alacak. Işığı çekilmiş ampule ise patlamak kalıyor, zaten amblemlerde bile uzun ömürlü değildi.