Siz hiç beyaz gül gördünüz mü, dalında? Öyle hoş bir edası vardır ki; imrenir insan. İzmir'e taşınmadan önce lisenin ilk yıllarında bahçemizdeki beyaz gülleri çapalamak benim işimdi. Ve o beyaz güllerin diplerini neden çapaladığımı anlayabilmem için aradan yılların geçmesi gerekti. Açıkçası güllerin diplerindeki toprağın çapalanıp çapalanmayacağını ya da hangi sıklıkla havalandırılması gerektiğini bilmiyordum. O sıralar ders çalışmaya uzun saatler ayırıyordum, insanlarla oturup sohbet etmek yerine de beyaz gülleri çapalıyordum, dinlendiriyordu, düşüncelerimi değiştiriyordu. Bu bir tür kaçıştı belki de. O sırada bunun tam bilincinde değildim. Kendini fark etmek meselesi bende o sıralar fazla gelişmemişti.Sanırım içe dönüktüm ve kimseleri içeri almaya da niyetli değildim. Ders çalıştığım uzun saatler boyunca kim bilir kaç kişi ile sohbet edebilir ve hayatın gerçeklerine dair bazı ipuçları yakalayabilirdim. Belki böylece kendini fark etme, duygularını tanıma, kendini ifade etme gibi konularda daha rahat olacaktım. Geçmişe hayıflanmamak gerektiğinin farkındayım fakat bizim ana meselelerimizden olan "Kendini tanıma ve kendine yardım etme" söz konusu olunca insan eksik taraflarını anmadan onları tamamlayamıyor. Ya da bize öyle geliyor.Ders çalışmanın bir amaç değil de bir araç olduğunu öğrenmek için aradan yılların geçmesi gerekti. Şimdilerde yazı yazıyorum. Neden yazı yazdığım ilk okuyuşta anlaşılabiliyor, ancak bilinmeyen bazı nedenler de olabilir. Bugün anlayamadığım bazı gerçekleri on-onbeş sene sonra anlayacak olmam üzüyor, o kadar yaşar mıyım bilmiyorum ki?Son günlerde ölüm hakkındaki düşüncelerim değişti. Ölümü bir bitiş değil, bir geçiş olarak görmeye başladım. Biz bu geçişi zaman zaman yaşarken de gerçekleştiriyoruz. Yalnız ölüm sırasında acı çekmekten korkuyoruz hepimiz. Bunun için dua etmeyi ihmal etmeyelim. "Allah'ım hayırlı bir ömür, hayırlı bir ölüm ver" diyerek.Kanseri önlemede kullanılan bir ilaç, bir organda kanser hücrelerinin gelişimini engellerken, diğer bir organda hiperplastik gelişime neden olabiliyor. Açıkçası her halükarda tehlikedesiniz. Bu durumda ölüm daha çok düşüncelerinizi işgal ediyor. Nasıl bir ölüm?Allah-ü Teala, bir kudsi hadiste "Ben kulumun zannı üzereyim" buyuruyor. Allah (cc) vaadinden dönmeyeceğine göre, O'na güvenmekten ve dua etmekten başka çare yok.Merhaba sevgili okuyucular, Allah (cc)hastalıklar veriyor ki; insan ölümü, hesabı, mizanı daha sık düşünsün, ihtirasla bağlandığı dünya nimetlerinden biraz uzak kalsın. Akıllansın, açıkçası aklını başına devşirsin. "Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler".Yazının mutfağındayız, ulaşabildiğimiz her yere gönülden selam olsun.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022