İftariyelik ağız!

Almanya'daki, (Bakın altını çiziyorum, Türk değil) Türkiyeli Alman Milletvekilleri için Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, açmış ağzını, yummuş gözlerini!
"Bu tür sütü bozuklar, kanı bozuklar Türkiye'yi de Türk milletini de temsil edemezler. Bizim hakkımızda söz söyleyemezler. Onlar ancak Almanya'nın menfaati hakkında söz söyleyebilir." Demiş!
Doğru mu? Doğru!
Doğru da, duyar duymaz: "Kör cehâlet, çirkefleştirir insanları! Suskunluğum asâletimdendir.. Her lafa verilecek bir cevabım var lâkin bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye!" sözü geldi aklıma!
Ben, bu söz -ola ki- hakaretten sayılabilir diye biraz güncellemek ve; "Bilgisizin ilgisiöfkelendirebilir insanları! Suskunluğumuz asâletimizdendir. Her söze verilecek cevabımız vardır ama önce söze bakarız, Türkçe mi diye; sonra söyleyene bakarız Türk mü diye!..." Demek istedim!
Bu çok bilmişler, galat-ı meşhurları maske edinerek algı operasyonu yapıyorlar! Bizden başka da fark eden ve itiraz eden çıkmıyor!
Meselâ; adam Kürt ve bir suç işliyor, hemen Yaygın Basın ve Havuz Medya başlıyor;"Doğu kökenli vatandaş" lar v.s. diye!
Oysa yıllarca; "Bu ülkenin Kürt sorunu vardır. Hepimizin sorunudur ve benim de namus mes'elemdir." dememiş miydi, Büyük Türkiye(!) 'nin mimarı? Adamlar; "Kürt realitesi kabul edilmiyor!" diye cızırdarlarken; "Her türlü milliyetçiliği ayakları altına almışbir iktidarız." Demiyorlar mıydı?
"Sen, ne mutlu Türk'üm diyene dersen birileri de, ne mutlu Kürdüm diyene derler!" diyerek, bugünlere getirmediler mi memleketi?
Adam; Kürtçe türkü bilmiyor diye sanatçıyı katletti; "Kürdüm!" diye nara attı! Yaygın Basın ve Havuz medya; "Doğu kökenli" dedi!
O gün de ânında itiraz etmiştim, tekrarlıyorum: Kardeşim! Ben doğunun en doğusundanım ve Elhamdülillah Türk'üm. Yüzlerce yıllık Kürt komşularımız, hısımlarımız, kirvelerimiz, dostlarımız, arkadaşlarımız var ve hiç birisiyle asla bir mes'elemiz yok!
Eğer; "Doğu kökenli" lik bir iltifatsa aynen iade ediyorum; yok "Doğu Kökenli" lik bir hakaretse milyon misliyle kullanan herkese iade ediyorum: Sizsiniz Doğu Kökenli!
Bugün ise; sınırlarımızın yol geçen hanına döndürüldüğü, Anayasamızın kevgire çevrildiği, beşer-onar Şehit haberinin sıradanlaştığı, vatandaşın can ve mal güvenliğinin sıfırlandığı, selamlaştığımız tek komşu ülke olmadan, "Değerli Yalnızlık" la itibar iddiasındayız!
IŞİD bir yandan, PKK bir yandan, PYD bir yandan, bilmem ne illegal örgütü bir yandan yol kesiyor, tuzak kuruyor, bomba patlatıyor, roket atıyor; büyük şehirlerimizin tamamında akşam saat 21.00'den sonra sessiz bir sokağa çıkma yasağı var, millet huzursuz!
Rusya ile girilen gereksiz kutuplaşma yüzünden, uçaklarımız Suriye sınırlarını ihlal edemiyor! IŞİD bize Suriye'den roket atıyor, biz Irak'taki yıllardır vurduğumuz ıssız dağı-taşı bombalıyoruz! Eşeğe kıyamıyor, palanını dövüyoruz itibar kurtarma adına!
Tek ve büyük müttefik(!)imiz, hatta Hükumete göre tek dost(!)umuz ABD, Suriye'de PYD arması takarak -güya- IŞİD'e karşı mücadele veriyor! 
Kabine'nin Kaç-AK Saray'a yakınlığıyla bilinen Bekir BOZDAĞ da, Alman vatandaşı Türkiyeli bir kaç kişi için; "Bu tür sütü bozuklar, kanı bozuklar Türkiye'yi de Türk milletini de temsil edemezler. Bizim hakkımızda söz söyleyemezler. Onlar ancak Almanya'nın menfaati hakkında söz söyleyebilirler..." Diyor!
Desin! Desin de, söze bakıyorum Türkçe değil, söyleyene bakıyorum Türk değil!
"Hepimiz Ermeniyiz!" diye bağıranlar kimdi Kardeşim?
"Türkiye'de bir milyon Ermeni öldürüldü, otuz bin de Kürt..." dediği için Nobel'le ödüllendirilen yumuşakçaya ne dediydiniz?
23 Nisan 2014' te, Başbakanlık Resmi İnternet Sitesi 'nde, Batı ve Doğu Ermenicesi de dahil Türkçe, Almanca, İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Arapça ve Rusça olarak dokuz dilde yayınlanan mesajda 1915' te hayatını kaybeden Ermeniler için; "20. yüzyılın başındaki koşullarda hayatlarını kaybeden Ermenilerin huzur içinde yatmalarını diliyor, torunlarına taziyelerimizi iletiyoruz." Diyen de, Alman Milletvekili Türkiyelilerden miydi?
Etmeyin Allah aşkına! Ayıptır, günahtır!
Sayın Cumhurbaşkanı!
Şahsen oy vermemiş olmama rağmen, seçilmiş olduğunuz için meşrûsunuz ama ettiğiniz yemine sadık kalmayarak ve Anayasa'yı, Anayasa Mahkemesi'ni tanımadığınızı açıklayarak gayrı meşrû davranıyorsunuz! "Partili Cumhurbaşkanı" gibi, -demokrat olmamama rağmen- bana bile ters gelen bir dayatma ile partinizden olmayanların Cumhurbaşkanı olmadığınızı, açıkça siz ifade ediyorsunuz!
Bu millete ve Devlet'e yazık ediyorsunuz!
Sayın Partili Cumhurbaşkanı!
Adalet Bakanı'nın söylediği şekilde bir milliyetçilik yapmak istiyorsanız; "Ne mutlu Türk olana!" demelisiniz ki biliyoruz demezsiniz, demeyin de, Dedeniz Rahmetlinin;"Müslümanım de, çık kenara!" öğüdünü, sizden duyduk!
Yanlıştan dönmek elbette fazilet ve maharettir. Eğer; "Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir." Yasasından hareketle "Milletçilik" yapmak istiyorsanız, bir kere yüksek sesle; "Ey Duyanlar! Ne mutlu, Türk'üm diyene!" deyin ki, partiliniz olmayan, Devlet-i ebed-müddet diyen İkinci Kuvay-ı Milliyeciler' le Türk Milletçileri ile Devletin arasındaki kara çalı tarifinden kurtulasınız!
Sayın Partili Cumhurbaşkanı!
Atalarımız; "Dere ıs'sız kalırsa tilki, beylik ilan eder." demişler, duymamış olamazsınız!
Sayın Partili Cumhurbaşkanı! Vallahi Millete rağmen, millet için iş yapmak mümkün değildir!
Devletimizi, Milletimizi ve -siz kabul etmeseniz de- Türk Milleti Mensubu bir vatandaşımız olarak Sizi; Haçlı ve Siyonistler karşısında yalnız bırakmaya bizim Müslüman Türk Gönlümüz asla razı gelmez!
Biz, "Deli İbrahim" e sekiz yıl Cihan İmparatorluğu yaptırmış, teamülleri olan devletli bir ırkın ahfâdıyız!
Bizi işittiğinizi biliyoruz; Allah aşkına, Mübârek Ramazan hatırına bu sefer bizi duyun!
Duyun ki, başımızdaki belaları birlikte def edelim, sonra biz-bize sandıkta yine hesaplaşırız!
Bildiğiniz ve mahirâne metodlarla sandıkta yine siz bizi ütün! Bizim; "İtibardan tasarruf olmaz!" dan anladığımız, Vallahi bu...
Ağzımızı biraz iftariyelik açtık bağışlayın, karar elbette sizin çünkü mühür Siz de veSüleyman Siz'siniz bugün itibarı ile!
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm..
Selâm, sevgi, duâ..