Prof. Dr. Haydar Baş, "İmam Hüseyin" eserinde imamların vasıflarını şöyle anlatıyor:
"İmamet, sözlük anlamı olarak liderlik ve kılavuzluk demektir. İslam literatüründeki mânâsı ise, dinî ve dünyevî tüm konularda toplumun liderini ve idarecisini anlatır. Masum imamların ifadeleri ile, imamların vasıflarına bakalım:
Abdullah b. Sinan şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Abdullah (Câfer es-Sâdık) (a.s.)'a, "Allah, sizden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri halife kıldığı gibi onları da yeryüzüne halife kılacağını vaad etti" (Nur, 55) ayetini sordum. Buyurdu ki: "Burada kastedilenler imamlardır." (Usul-i Kafi, c.1, s.333).
İbn Ebu Nasr şöyle rivayet etmiştir:
Ebu'l Hasan er-Rıza'ya (Ali b. Musa), "Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun" (Tevbe, 119) ayetinin anlamını sordum. Buyurdu ki: "Doğrulardan maksat imamlardır. Ve onlara itaat ederek doğruluklarını gösterenlerdir." (Usul-i Kafi, c.1, s.359).
El-Veşşa şöyle rivayet etmiştir:
İmam Rıza'ya (Ali b. Musa) bir soru yönelttim ve dedim ki: "Sana kurban olayım! 'Eğer bilmiyorsanız, zikir ehlinden sorununuz' ayetinde geçen zikir ehli kimdir?" Buyurdu ki: "Biz zikir ehliyiz ve bilinmeyen şeylerin sorulması gerekenler biziz." Dedim ki: "Siz sorulanlar, bizler de soranlar mıyız?" İmam, "Evet" dedi. Dedim ki: "Size sormamız bizim üzerimizde bir hak mıdır?" İmam (a.s.), "Evet" dedi." (Usul-i Kafi, c.1, s.363).
Abdurrahman b. Kesir şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Abdullah (a.s.)'a, "Eğer bilmiyorsanız, zikir ehlinden sorunuz" (Nahl, 43) ayetini sordum. Buyurdu ki: "Zikirden maksat, Muhammed (s.a.v.)'dir. Biz de bilinmeyen şeylerin sorulması gereken ehliyiz." Dedim ki: "Bu Kur'an senin için ve kavmin için bir zikirdir. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız." (Zuhruf, 44). Dedi ki: "Burada kastedilen biziz. Biz zikir ehliyiz. Biz sorulan kimseleriz." (Usul-i Kafi, c.1, s.363).
Ebu'l-Hasan er-Rıza'ya (Ali b. Musa as) denildi ki: "İmam öldüğünde ondan sonraki hangi özelliği ile bilinir?" Buyurdu ki: "İmamın bazı işaretleri vardır. Bunlardan biri, babasının en büyük oğlu olması, biri de fazilet ehli olması ve kendisine vasiyette bulunulmuş olmasıdır. Öyle ki, misafir bir kafile gelip, 'Vefat eden imam kimi vasiyet etti?' dediklerinde, onlara, 'Falancayı vasiyet etti' denir."
Ebu Bâsir, Ebu Abdullah (a.s.)'dan şöyle rivayet etmiştir:
"Onun te'vilini Allah'tan ve ilimde derinleşenlerden başkası bilmez" (Âl-i İmran, 7) hakkında şöyle buyurmuştur: "İlimde derinleşenler/rasihun biziz, Kur'an'ın te'vilini biz biliriz." (Usul-i Kafi, c.1, s.367).
Ebu Bâsir şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Ca'fer (Muhammed Bâkır) (a.s.), "Kur'an kendilerine ilim verilenlerin göğüslerindeki apaçık ayetlerdir" ( Ankebut, 49) ayeti ile ilgili olarak şöyle dedi: "Allah'a yemin ederim ki, ey Ebu Muhammed! Burada mushafın iki kapağı arasındaki ayetler kast edilmemiştir." Dedim ki: "Sana kurban olayım. Peki ayetleri bilenler kimlerdir?" Buyurdu ki: "Acaba bizden başkası olabilir mi?" (Usul-i Kafi, c.1, s.375).
Ebu Vellad şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Abdullah'a, "Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, onu, hakkını gözeterek okurlar. Çünkü onlar, ona iman ederler" (Bakara, 121) ayetini sordum. Buyurdu ki: "Burada kastedilenler imamlardır." (Usul-i Kafi, c.1, s.377).
Muhammed Bâkır (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Vasilerden başka hiç kimse, Kur'an'ın tüm zâhirî ve bâtınî anlamını bildiğini, bütün Kur'an ilimlerine sahip olduğunu iddia edemez." (Usul-i Kafi, c.1, s.401).
Mufaddal b. Ömer şöyle rivayet etmiştir:
Ebu'l-Hasan'a (Ali b. Musa) dedim ki: "Bize Ebu Abdullah'ın (Ca'fer Sâdık) şöyle dediği rivayet ediliyor: Bizim ilmimiz ya geçmişle ilgilidir, ya yazılıdır, ya kalben akıtılan ilhamlardır. Veya kulaklara yapılan telkinlerdir. Geçmiş önceki kuşaklara ilişkin bilgilerdir. Yazılı ise gelecekle ilgilidir. Kalplere akıtılan ise ilhamdır. Kulaklara yapılan telkin de meleğin yönelttiği emirdir." (Usul-i Kafi, c.1, s.461)
Ehl-i Sünnet kaynaklarında halifenin vasıflarına gelince...
Hadislerde, halifenin vasıfları vardır. Hadisleri önemli Ehl-i Sünnet kaynağı Kütüb-i Sitte muhtasarından veriyoruz:
Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Hilafet ümmetimin arasında 30 yıl sürecektir. Bundan sonra saltanat gelecektir."
Said ibn-i Cumhan dedi ki: "Sonra ilave etti: Hz. Ebubekir'in hilafetini, Hz. Ömer'in hilafetini, Hz. Osman'ın hilafetini, Hz. Ali'nin hilafetini (parmaklarınla say) bak!" dedi. Bunları (sayınca hakikaten) otuz yıl bulduk." (Kütüb-i Sitte, c.6, s.411; Tirmizî, Sünen, Fiten, s.48).
Hz. Câbir İbn Semure anlatıyor:
Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Bu din hepsi Kureyş'ten gelecek olan on iki halifeye kadar aziz ve güçlü olacaktır." Resûlullah (s.a.v.)'e soruldu: "Sonra ne olacak?" "Sonra herc (kargaşa ve fitne) gelecek!" diye cevap verdi." (Kütüb-i Sitte, c.6, s.413; Buharî, Sahih, Ahkam, 51). Emevîler dönemindeki idarecileri, imamların bu vasıflarını hatırlayarak değerlendirmek gerekir.
Gökhan Demir / diğer yazıları
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020