CHP'nin Hatay'da gerçekleştirdiği ilk meydan mitingini baştan sona takip ettim.
Açıkçası hiç bir somut projesi olmadığını zaten bildiğimiz Sn. Baykal konuşmasında dişe dokunur bir konuya değinmedi.
İçinde bulunduğumuz sıkıntılardan çıkış yolu olarak sadece istikrarı gösteren ve bunun içinde devamlı olarak tek parti iktidarının şart olduğunu söyleyen Sn. Baykal, açıkça ifade etmese de adres olarak da kendilerini ima etti.
CHP, Cumhuriyet'in ilk yıllarında tek kuruş borç almayan Atatürk'ün partisi CHP değildir artık.
IMF'nin Türkiye'deki temsilcisi Kemal Derviş'le yeni krediler alarak sıkıntıları gidermeyi planlayan Deniz bey, Moon tarikatına mensup olduğu bilinen Yaşar Nuri Öztürk ile de bu tarikat sempatizanlarının oylarına da mesajlar göndermektedir.
Deniz Baykal'ın da bu tarikatın bazı toplantılarına konuşmacı olarak katıldığı kendi ifadelerinden öğrendiğimiz bir gerçek.
Mooncular dinsel amaç olarak "dinlerarası diyalog" fikrini işlemekte; diyalog ve misyonerliğin yayılmasına hizmet etmektedir.
İşte halkçı CHP'nin gururla takdim ettiği isimler, iktidar için güvendiği kadro budur.
Böyle bir kadrodan Türk Milleti yararına, halkı düşünen projelerin oluşturulması elbette ki beklenemez.
Bu sebeple, konuşmasından kendisinin ve partisinin hiç bir somut fikrine rastlamamız doğaldır.
Meydanlara inmesiyle hakkında daha net bilgi sahibi olduğumuz CHP, aslında günümüz siyasetinde kendi gibi düşünen diğer partilerin de bir benzeridir.
Zira, Bağımsız Türkiye Partisi'nin dışındaki hiçbir partinin iktidara geldiğinde yapacağı bir projesi, planı yoktur.
Ne hazindir ki, bu partilerin bir kısmı daha önceki dönemlerde iktidara gelmiş kadrolardır.
Kısaca Türkiye, Bağımsız Türkiye Partisi'nin kuruluşuna kadar ciddi bir programlar halkın karşısına çıkarak, onun için yapacaklarını anlatan bir parti görmemiştir.
BTP bunun için farklıdır. Ve önlenemez yükselişinden şaşıran diğer partiler bu nedenle onun fikirlerini birer ikişer kendilerine mal etmek yarışındadırlar.
Mesela, Sn. Baykal, Prof. Dr. Haydar Baş'ın "tarım projesi"nden çiftçiye avans verilmesi ile ilgili bölümünü konuşmalarında kullanmaya başladı.
Yalnız Prof. Dr. Haydar Baş'ın projeleri; ekonomisi tarım sektörü, sosyal hayatı kapsayan alanları vs. ne bir bütündür.
Ortasından, kenarından alınmış sözler, tam yerine oturmayacağı için havada kalır.
Çiftçiye avans verileceğini söyleyen Baykal, çiftçinin ürününü devletin alamayacağını ifade ediyor. Bu sistem burada çöker. Çünkü, avans devletin alım garantisi verdiği ürün için verilir. Ve Prof. Dr. Haydar Baş bu projeyi "baba devlet" gerçeği içinde, çiftçisine sahip çıkan bir yaklaşımla vermektedir.
IMF programına tıpa tıp bağlı kalacak bir zihniyetin güçlü devleti gerçekleştirmesi imkansızdır.
Bugüne kadar öyle olmuştur. IMF ve AB yanlısı zihniyetlerle gelinen nokta ortadadır.
Bu gerçeği gören halkımız artık boş sözlere kanmamaktadır. Ve CHP başkanının "tek parti iktidar" ile ilgili sözlerini çoktan hayata geçirmeye başlamıştır ve projeleri ve çizgisi ile tamamen milli bir portre çizen BTP'yi tek başına iktidara taşımaktadır.
Açıkçası hiç bir somut projesi olmadığını zaten bildiğimiz Sn. Baykal konuşmasında dişe dokunur bir konuya değinmedi.
İçinde bulunduğumuz sıkıntılardan çıkış yolu olarak sadece istikrarı gösteren ve bunun içinde devamlı olarak tek parti iktidarının şart olduğunu söyleyen Sn. Baykal, açıkça ifade etmese de adres olarak da kendilerini ima etti.
CHP, Cumhuriyet'in ilk yıllarında tek kuruş borç almayan Atatürk'ün partisi CHP değildir artık.
IMF'nin Türkiye'deki temsilcisi Kemal Derviş'le yeni krediler alarak sıkıntıları gidermeyi planlayan Deniz bey, Moon tarikatına mensup olduğu bilinen Yaşar Nuri Öztürk ile de bu tarikat sempatizanlarının oylarına da mesajlar göndermektedir.
Deniz Baykal'ın da bu tarikatın bazı toplantılarına konuşmacı olarak katıldığı kendi ifadelerinden öğrendiğimiz bir gerçek.
Mooncular dinsel amaç olarak "dinlerarası diyalog" fikrini işlemekte; diyalog ve misyonerliğin yayılmasına hizmet etmektedir.
İşte halkçı CHP'nin gururla takdim ettiği isimler, iktidar için güvendiği kadro budur.
Böyle bir kadrodan Türk Milleti yararına, halkı düşünen projelerin oluşturulması elbette ki beklenemez.
Bu sebeple, konuşmasından kendisinin ve partisinin hiç bir somut fikrine rastlamamız doğaldır.
Meydanlara inmesiyle hakkında daha net bilgi sahibi olduğumuz CHP, aslında günümüz siyasetinde kendi gibi düşünen diğer partilerin de bir benzeridir.
Zira, Bağımsız Türkiye Partisi'nin dışındaki hiçbir partinin iktidara geldiğinde yapacağı bir projesi, planı yoktur.
Ne hazindir ki, bu partilerin bir kısmı daha önceki dönemlerde iktidara gelmiş kadrolardır.
Kısaca Türkiye, Bağımsız Türkiye Partisi'nin kuruluşuna kadar ciddi bir programlar halkın karşısına çıkarak, onun için yapacaklarını anlatan bir parti görmemiştir.
BTP bunun için farklıdır. Ve önlenemez yükselişinden şaşıran diğer partiler bu nedenle onun fikirlerini birer ikişer kendilerine mal etmek yarışındadırlar.
Mesela, Sn. Baykal, Prof. Dr. Haydar Baş'ın "tarım projesi"nden çiftçiye avans verilmesi ile ilgili bölümünü konuşmalarında kullanmaya başladı.
Yalnız Prof. Dr. Haydar Baş'ın projeleri; ekonomisi tarım sektörü, sosyal hayatı kapsayan alanları vs. ne bir bütündür.
Ortasından, kenarından alınmış sözler, tam yerine oturmayacağı için havada kalır.
Çiftçiye avans verileceğini söyleyen Baykal, çiftçinin ürününü devletin alamayacağını ifade ediyor. Bu sistem burada çöker. Çünkü, avans devletin alım garantisi verdiği ürün için verilir. Ve Prof. Dr. Haydar Baş bu projeyi "baba devlet" gerçeği içinde, çiftçisine sahip çıkan bir yaklaşımla vermektedir.
IMF programına tıpa tıp bağlı kalacak bir zihniyetin güçlü devleti gerçekleştirmesi imkansızdır.
Bugüne kadar öyle olmuştur. IMF ve AB yanlısı zihniyetlerle gelinen nokta ortadadır.
Bu gerçeği gören halkımız artık boş sözlere kanmamaktadır. Ve CHP başkanının "tek parti iktidar" ile ilgili sözlerini çoktan hayata geçirmeye başlamıştır ve projeleri ve çizgisi ile tamamen milli bir portre çizen BTP'yi tek başına iktidara taşımaktadır.
Abdulkadir Baş / diğer yazıları
- Gerçekleri görebilmek / 05.11.2002
- Ezilen halklar Türk'ün adaletini bekliyor / 03.11.2002
- Türkiye'nin gerçek dostu var mı? / 02.11.2002
- AB, Türkiye'nin kurtuluşu değil, sonudur / 01.11.2002
- Çeçen eyleminin ardından / 31.10.2002
- Milli kaynakları hayata geçirecek irade, milletin iradesidir / 29.10.2002
- Türk'e Türk'te başka dost yoktur / 28.10.2002
- Basının esas görevi / 27.10.2002
- İnsan hakları meselesi / 26.10.2002
- Milletçe aradığımızı bulduk / 24.10.2002
- Ezilen halklar Türk'ün adaletini bekliyor / 03.11.2002
- Türkiye'nin gerçek dostu var mı? / 02.11.2002
- AB, Türkiye'nin kurtuluşu değil, sonudur / 01.11.2002
- Çeçen eyleminin ardından / 31.10.2002
- Milli kaynakları hayata geçirecek irade, milletin iradesidir / 29.10.2002
- Türk'e Türk'te başka dost yoktur / 28.10.2002
- Basının esas görevi / 27.10.2002
- İnsan hakları meselesi / 26.10.2002
- Milletçe aradığımızı bulduk / 24.10.2002