İngiliz'in kulaklara kaçırdığı su

ABD lobileri biraz yorgun düşmesinden veya Cüneyt Zapsu'nun görevini bırakmasından olacak ki, Ankara'da son günlerde İngilizler daha aktif?ABD ile İngiltere zaten BOP planını ortaklaşa yürütüyorlar. ABD onlardan devraldı bu misyonu?İngilizlerin entrikaları bölgemizde cirit atarken, ABD'nin esamesi bile okunmuyordu; İngilizler eski entrikacı? İngilizlerin kulakları Amerikalılarınkinden daha delik.80'nin aşkın kraliçe II. Elizabeth volta atmak için damlamadı Ankara'ya ve İstanbul'a.Üzerinde, milyonlarca Iraklı'nın kan lekesi bulunan İngiliz uçak gemisi "HMS İllustrious"un, tam da 1918'de İstanbul'a giren İngiliz işgal gemisiyle aynı yere demir atması elbette manidardır. Kraliçe'nin, böylesi bir uçak gemisinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa'yı ağırlaması sembolik bir seremoninin ötesinde anlamı olmalıdır, diye düşünüyorum; bilmem yanılıyor muyum?!Bu arada Devlet Bakan Cemil Çiçek'in, Türk ekonomi yönetimindeki Bakan Mehmet Şimşek'in İngiliz vatandaşlığına ilişkin, Türk vatandaşlarının çifte vatandaşlık haklarının Türk hukuk sisteminde ve uluslar arası sözleşmelerde yer alan bir hak olduğuna dikkat çekerek "Devlet Bakanı Mehmet Şimşek de bu hakkını kullanmıştır" açıklaması da tesadüf değildir.Şimdilerde İngilizler, ABD'den bir adım ileriden gidiyor.O zaman da, İngiliz'den al haberi, demek kalıyor.Bu sebeple, Ankara'nın perde arkasını sızdıran İngilizler'in verilerini dikkatle tahlil etmek gerekiyor.İngiliz Reuters'ten Paul de Bendern, şu haberi salıyor; Hükümetten adını vermek istemeyen bir bakan Reuters'a, "AKP kapatılacak. Erdoğan'a ve bazı diğer üyelere de siyasi yasak getirilecek. Bu görüş kabinedeki birçok üye tarafından da paylaşılıyor."Bakan Ertuğrul Günay, bu bakan ben değilim diyor.Hükümetin işbirliği içinde olduğu AB, ABD ve IMF gibi küresel aktörlerin devlet kurumlarına yönelik baskı ve taarruzlarına ve dahi Başbakan R. T. Erdoğan'ın ve AKP hükümetinin kendi stresine ve devlet kurumları arasında yaşanan gerilime bakılırsa, İngilizler birilerinin kulağına su kaçırmış olmalı.Erdoğan, yanında taşıdığı gazetecilere dert yanıyor. Partisiyle ilgili kapatma davasının, Türkiye'ye bu yıl 25 milyar dolar kazandırması muhtemel doğrudan yabancı yatırımcıları tereddüde sokmasından yakınıyor. "Bu yıl 25 milyar dolar küresel sermaye gelebilirdi. Ama şimdi dil döküyoruz. Devlette devamlılık esastır diye ikna etmeye çalışıyoruz" diyor. İngiliz'in saldığı haber, Ankara'da bazılarının kulaklarına kaçan su oldu.Erdoğan, 25 milyar dolarlık küresel sermayenin güya başka yerle kayacağı imasıyla, ekonomiden anlamayanlara aba altından sopa gösteriyor.AKP, devlet ve milleti bu ekonomi sopasıyla korkutacağını düşünüyorsa, yanılıyor. Küresel sermaye yiyeceği kadar yedi, deveyi hamuduyla götürdü, götürüyor.Nitekim Erdoğan'ın partisinin kapatılması halinde küresel sermayenin kaçacağı şeklinde bir fobi yaydığı saatlerde Genç Yöneticiler ve İşadamları Derneği Başkanı Pınar Eczacıbaşı bile, dövizle gelip bunu hazine bonosuna yatıran yabancı rantiye Türkiye'den son birkaç yılda 150 milyar dolarlık kaynağı cebine koydu, bu bir facia, diye haykırıyor.Erdoğan, dava bir an önce neticeye ulaşsın istiyoruz, ne olacaksa olsun, herkes adımını ona göre atsın, diyor.Erdoğan'ın stresi dışa vuruyor.Türkiye çözümsüz değil? Milletimizin çıkışı var.O da BTP Genel başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin Milli Ekonomi Model, Sosyal Devlet Milli devlet tezi? Dünya bu projeye şapka çıkartırken; içeride cambaza bak oyunlarıyla milletin dikkatleri başka yöne çekilmeye çalışılıyor.Devlet ve milletimiz, bu marjinal streslerden kısa zamanda kurtulmalı ki, bölgesinde ve dünyada kalkınma hamleleri yapabilsin? Tarihine, bağımsızlık karakterine ve asaletine yakışır bir duruş sergilesin.