Ramazan, hakikaten 12 ay içerisinde farklı bir ay. Bu ay, Cenab-ı Hakk'ın kendisinin seçtiği bir mübarek aydır. Zira bu ayda insanlığın kurtuluşuna sebep olan Kur'an-ı Azimüşşan nazil olmaya başlamıştır
Mübarek Ramazan ayını Cenab-ı Hak, ibadet etmemize, Zâtına vuslata vesile kılsın! Ve de günahlarımızı mağfiret eylesin! Evvela ülkemiz insanının beraberliğine, saniyen de inanan kardeşlerimizin beraberliğine vesile kılsın! Bu mübarek ay bütün kardeşlerimize hayırlı, uğurlu olsun! Allah mübarek etsin!
Ramazan, hakikaten 12 ay içerisinde farklı bir ay. Bu ay Cenab-ı Hakk'ın kendisinin seçtiği bir mübarek aydır. Zira bu ayda insanlığın kurtuluşuna sebep olan Kur'an-ı Azimüşşan nazil olmaya başlamıştır. Kadir Gecesi dediğimiz mübarek gecede Kur'an-ı Kerim nazil olmaya başladı. O gece de malumunuz olduğu veçhile Ramazan-ı Şerif'in içerisindedir. Kadir Gecesi, her ne kadar cumhur-u ulemaya göre 27. gece deniliyorsa da genel olarak Ramazan-ı Şerif'in içerisinde olduğu muhakkaktır. O bakımdan Ramazan denilince akla Kadir Gecesi, Kadir Gecesi denilince de Kur'an-ı Azimüşşan gelir.
İnsan olmanın vasıfları
İnsanlık hayatını Kur'an'sız düşünmek mümkün değil. Kur'an hakikatlerinin dışında, beşeriyet tarihine baktığımız zaman yaşanılan sosyal hayatın, iktisadî hayatın, ahlakî hayatın, hukukî hayatın korkunç derecede beşeriyetin bunalımına sebep olduğunu ve insanların adeta vahşice birbirini katlettiğini, hak ve hukuklarına riayet etmediklerini, bugün "insan hakları" dediğimiz hakların hiçbirinin beşeriyet aleminde mevcut olmadığını müşahede ettik. Tarih bunu böyle kaydediyor.
"İnsan hakları" dediğimiz hakları; merhameti, rifkati, rahmeti, şefkati, izzeti, iffeti, hayâyı, sabrı, kanaati, tevekkülü, tefekkürü, güzel duyguları, kısaca insan olmanın vasıf ve özellikleri ancak Kur'an'la birlikte insanlığın kazandığını görüyoruz. Yani insanlık, Allah'ın mesajını ve maksadını Ramazan-ı Şerif'te anlamaya başlamış, ilk adımı atmıştır. İşte Kur'an; o maksad-ı ilahiyi, Cenab-ı Hakk'ın beyanını, kastını, ne istediğini anlatan ilahi bir Kitab-ı Kerim'dir.
Niçin yaratıldık?
Şu hususu da çok iyi görmek lazım: Bazen niçin yaratıldığımızı unutuyoruz. Bazı şeylerin cevabını kendi mantığımızla, ölçülerimizle verirsek yanılabiliriz. Tarihte böyle olmuştur. İnsanlar, birtakım kararları kendiliğinden verme durumunda olmuş ve bu kararlar istikametinde amel ettikleri, icraatta bulundukları için de maalesef helak olmuşlardır.
Şimdi günümüzün insanı, aynı kararı, ortada Kur'an-ı Kerim mevcut iken verirse, aynı badireye düşmesi mukadder ve muhakkak olur. Binaenaleyh bu sorunun cevabını biz Kur'an-ı Kerim'e bakarak vereceğiz. Niçin yaratıldık? Neden varız? Bizim bir varoluş sebebimiz var. Hemen Kur'an-ı Kerim'e baktığımız zaman Cenab-ı Hak, "Ben insanları ve cinleri ancak Bana ibadet etmeleri için yarattım" (Zariyat sûresi, ayet: 56) buyuruyor.
Yani insanın dünyaya geliş maksadı, bir başka ifadeyle yaratılış sebebi, insan gibi cinlerin de yaratılmasının esrarı Allah'a kulluktur, ibadettir. Onun için kullukta ne derece ileri giderse insan, o derece kıymetli, ne kadar geri kalırsa o ölçüde insan olmaktan çok uzak olur.
Bu insan çok şeye malik olabilir, zengin olabilir, üstün bir teknik ve teknolojiye sahip olabilir. Ama aydın olamaz. Medeni olamaz.
Medenilik, aydınlık, modernlik, insanın Cenab-ı Hakk'ın vasfettiği sıfatlara kavuşması ile mümkündür. İnsan olmasıyla mümkündür. Peki insan nasıl olunacak? İnsan, insanda mevcut olan vasıfların, hasletlerin öne çıkmasıyla insan olur. Merhametlidir, şefkatlidir, rikkat ehlidir, adaletlidir, izzet sahibidir, iffet sahibidir, haya ehlidir. Şimdi öyle bir model ki bu, buna baktığınız zaman onun yanında, kurtla koyun bile rahat geçinir. Şayet günümüzün dünyasında adaletsizlikler var ise bu, insan tipinden, kısacası bu Müslüman tipinden dünya mahrum olduğu içindir.
Mübarek Ramazan ayını Cenab-ı Hak, ibadet etmemize, Zâtına vuslata vesile kılsın! Ve de günahlarımızı mağfiret eylesin! Evvela ülkemiz insanının beraberliğine, saniyen de inanan kardeşlerimizin beraberliğine vesile kılsın! Bu mübarek ay bütün kardeşlerimize hayırlı, uğurlu olsun! Allah mübarek etsin!
Ramazan, hakikaten 12 ay içerisinde farklı bir ay. Bu ay Cenab-ı Hakk'ın kendisinin seçtiği bir mübarek aydır. Zira bu ayda insanlığın kurtuluşuna sebep olan Kur'an-ı Azimüşşan nazil olmaya başlamıştır. Kadir Gecesi dediğimiz mübarek gecede Kur'an-ı Kerim nazil olmaya başladı. O gece de malumunuz olduğu veçhile Ramazan-ı Şerif'in içerisindedir. Kadir Gecesi, her ne kadar cumhur-u ulemaya göre 27. gece deniliyorsa da genel olarak Ramazan-ı Şerif'in içerisinde olduğu muhakkaktır. O bakımdan Ramazan denilince akla Kadir Gecesi, Kadir Gecesi denilince de Kur'an-ı Azimüşşan gelir.
İnsan olmanın vasıfları
İnsanlık hayatını Kur'an'sız düşünmek mümkün değil. Kur'an hakikatlerinin dışında, beşeriyet tarihine baktığımız zaman yaşanılan sosyal hayatın, iktisadî hayatın, ahlakî hayatın, hukukî hayatın korkunç derecede beşeriyetin bunalımına sebep olduğunu ve insanların adeta vahşice birbirini katlettiğini, hak ve hukuklarına riayet etmediklerini, bugün "insan hakları" dediğimiz hakların hiçbirinin beşeriyet aleminde mevcut olmadığını müşahede ettik. Tarih bunu böyle kaydediyor.
"İnsan hakları" dediğimiz hakları; merhameti, rifkati, rahmeti, şefkati, izzeti, iffeti, hayâyı, sabrı, kanaati, tevekkülü, tefekkürü, güzel duyguları, kısaca insan olmanın vasıf ve özellikleri ancak Kur'an'la birlikte insanlığın kazandığını görüyoruz. Yani insanlık, Allah'ın mesajını ve maksadını Ramazan-ı Şerif'te anlamaya başlamış, ilk adımı atmıştır. İşte Kur'an; o maksad-ı ilahiyi, Cenab-ı Hakk'ın beyanını, kastını, ne istediğini anlatan ilahi bir Kitab-ı Kerim'dir.
Niçin yaratıldık?
Şu hususu da çok iyi görmek lazım: Bazen niçin yaratıldığımızı unutuyoruz. Bazı şeylerin cevabını kendi mantığımızla, ölçülerimizle verirsek yanılabiliriz. Tarihte böyle olmuştur. İnsanlar, birtakım kararları kendiliğinden verme durumunda olmuş ve bu kararlar istikametinde amel ettikleri, icraatta bulundukları için de maalesef helak olmuşlardır.
Şimdi günümüzün insanı, aynı kararı, ortada Kur'an-ı Kerim mevcut iken verirse, aynı badireye düşmesi mukadder ve muhakkak olur. Binaenaleyh bu sorunun cevabını biz Kur'an-ı Kerim'e bakarak vereceğiz. Niçin yaratıldık? Neden varız? Bizim bir varoluş sebebimiz var. Hemen Kur'an-ı Kerim'e baktığımız zaman Cenab-ı Hak, "Ben insanları ve cinleri ancak Bana ibadet etmeleri için yarattım" (Zariyat sûresi, ayet: 56) buyuruyor.
Yani insanın dünyaya geliş maksadı, bir başka ifadeyle yaratılış sebebi, insan gibi cinlerin de yaratılmasının esrarı Allah'a kulluktur, ibadettir. Onun için kullukta ne derece ileri giderse insan, o derece kıymetli, ne kadar geri kalırsa o ölçüde insan olmaktan çok uzak olur.
Bu insan çok şeye malik olabilir, zengin olabilir, üstün bir teknik ve teknolojiye sahip olabilir. Ama aydın olamaz. Medeni olamaz.
Medenilik, aydınlık, modernlik, insanın Cenab-ı Hakk'ın vasfettiği sıfatlara kavuşması ile mümkündür. İnsan olmasıyla mümkündür. Peki insan nasıl olunacak? İnsan, insanda mevcut olan vasıfların, hasletlerin öne çıkmasıyla insan olur. Merhametlidir, şefkatlidir, rikkat ehlidir, adaletlidir, izzet sahibidir, iffet sahibidir, haya ehlidir. Şimdi öyle bir model ki bu, buna baktığınız zaman onun yanında, kurtla koyun bile rahat geçinir. Şayet günümüzün dünyasında adaletsizlikler var ise bu, insan tipinden, kısacası bu Müslüman tipinden dünya mahrum olduğu içindir.