ABD, "ampul" nezaretinde Ortadoğu'ya getirmeyi kafaya koyduğu "Batı tipi demokrasi" anlayışının bir maket örneğini Guantanamo'da uyguluyor.
Bütün dünya da bu uygulamaya seyirci kalıyor.
Arap kadınlarının hürriyetini dert edinen Bush, hiçbir suçu günahı olmayan yüzlerce insanı, en vahşi hayvanların bile yapmaktan utanacağı bir vahşete maruz bırakmış durumdadır.
Bütün dünya bu tabloya seyircidir.
Her fırsatta Türkiye'de insan hakları tecessüsüne soyunanlar, Guantanamo vahşeti ve insan hakları ihlalini göremiyor.
Büyük bir zevkle izlediğim Ayşe hanım bile program yaptığı televizyonda, yabancı konuklarının açık-seçik ülkemizdeki insan haklarının geldiği seviyeyi belirlemeye çalıştığı bir zamanda, kimse Guantanamo'da sahnelenen bu insanlık aybını göremiyor.
Ölüyorum şu Kanal 7'ye.
ABD'nin kanlı bıçaklı olduğu Küba'nın Guantanamo üssünde İngiliz gizli servisi M15 tarafından sorgulanan ve 2 yıl esir kaldıktan sonra serbest bırakılan bu zavallıların anlattığını bir timsah duysa "essahtan" ağlar.
Esirler, her konteynıra 300 kişi koyulduğunu, bunlardan 20'sinin hayatta kalabildiğini, diğerlerinin üst üste konulduklarından havasızlıktan öldüğü, bir kısmının da açılan ateşten öldüğünü, hayatta kalanlarında konteynıra açılan ateş sonucu oluşan deliklerden hava alarak yaşabildiğini söylüyor.
Büyük bir işkence süreci geçirdiklerini söyleyen esirler; Guantanamo kampında bulunanların çok azının terörist olduğunu, geride kalanların hiçbir suçunun olmadığını da söylediler.
35 bin insanımızın katilini, dünyanın gözü önünde yargılayıp, tam bir acizlik örneği sergileyerek, bağımsız yargının verdiği kararı uygulayamayanların insan haklarından sınıfta kaldığı bir dünyada, yüzlerce masumu, insanlık tarihinin eşine ender rastladığı bir işkenceye maruz bırakıp, yargılanma/savunma hakkı bile tanımayanlar, Ortadoğu'ya insan hakları getirebilir mi sizce?
Biz suçu tespit edilene bir şey yapamadık, ama vahşiyiz!
Onlarsa, suçsuzluğu kesin olanlara uyguladıkları vahşetle medeniler!
Öyle mi?
Hey size diyorum!
Size; ABD olmadan biz bir şey yapamayız diyen, okumuş yazmış, dokumuş azmış, kokumuş kazmış, kakılmış gezmiş beyler!
Siz de Ayşe hanım, aman ara vermeden Türkiye'nin ne cici bir ülke olduğuna Batılıları inandırmak için ha bire yabancı konuk çağırın.
Sağa sola bağırın.
Mutlaka çıkar sesinizi bir duyan,
Uyan dünya alem uyan.
Sen de yan yüreğim yan.
Sen de her renge boyan.
Yakında çıkar foyan.
Hep senin o yan ve bu yan.
Basından
Blix: Irak savaşı terörizmi canlandırdı. (medya)
Irak savaşından çok zulüm terörizmi canlandırdı.
Erdoğan diğer bütün liderlerin aksine ezan okunurken konuşmasına devam etti. (medya)
Kırmızı çizgi meselesi bu oğlum. Dine dayalı olmayan siyaset işte buna derler.
Kıbrıs da, Ege de çözülecek, ama nasıl? (medya)
Nasıl, Yunanistan nasıl isterse velhasıl.
Kamış ile divit Beynevit
İstanbul Bursa bir milyon vursa.
Şuna ne dersiniz?;
Kartal Pendik, gittik geldik.
Ya şuna?
Bul karayı al parayı, deşme bağrımdaki yarayı. vs...
Önce haberi okuyalım.
Başbakan Suriye olaylarını mitingde değerlendirdi. (medya)
Olay bu kadar basit yani.
Hatta konuşmaya değmez.
Serçe dalı eğmez.
Bize ne Suriye'nin Kamışlı'sından. Adapazarı'nda da Kamışlı var. Adapazarı'nı Ankara yönünde çıkarken, Çaybaşı Yeniköy semtine doğru dön, az ilerde Kamışlı Köyü var. Hatta bu Kamışlı ile ilgili bir hatıram da var.
Şöyle ki, bu köyde adı Hediye olan bir teyze yaşarmış -Allah rahmet eylesin- Pazarlama yaptığım yıllar, müşteri; bu hediye mi? diye sorunca cevaben; Hediye hala Kamışlı'da derdim.
Şimdi Adapazarı'ndaki Kamışlı'yı sen bırak Mardin'e taaa 13 km. mesafedeki Kamışlı'da meydana gelen Kürt ayaklanmasına takıl.
Hey gidi akıl.
Kum ile çakıl.
Keyfine takıl.
Sana ne ayaklanmadan.
Sen ayaklanmaya değil ayıklanmaya bak.
Neden mi?
Eskilerden,
O bir ara yanlışlıkla içine düştüğün "dini siyasete alet etme" yanlışından ayıklan.
Yeter ki ayıklan, boğaza açıl kayıklan.
Karar verdim şair olmaya.
Elim gitmez sarma ilen dolmaya.
Bütün dünya da bu uygulamaya seyirci kalıyor.
Arap kadınlarının hürriyetini dert edinen Bush, hiçbir suçu günahı olmayan yüzlerce insanı, en vahşi hayvanların bile yapmaktan utanacağı bir vahşete maruz bırakmış durumdadır.
Bütün dünya bu tabloya seyircidir.
Her fırsatta Türkiye'de insan hakları tecessüsüne soyunanlar, Guantanamo vahşeti ve insan hakları ihlalini göremiyor.
Büyük bir zevkle izlediğim Ayşe hanım bile program yaptığı televizyonda, yabancı konuklarının açık-seçik ülkemizdeki insan haklarının geldiği seviyeyi belirlemeye çalıştığı bir zamanda, kimse Guantanamo'da sahnelenen bu insanlık aybını göremiyor.
Ölüyorum şu Kanal 7'ye.
ABD'nin kanlı bıçaklı olduğu Küba'nın Guantanamo üssünde İngiliz gizli servisi M15 tarafından sorgulanan ve 2 yıl esir kaldıktan sonra serbest bırakılan bu zavallıların anlattığını bir timsah duysa "essahtan" ağlar.
Esirler, her konteynıra 300 kişi koyulduğunu, bunlardan 20'sinin hayatta kalabildiğini, diğerlerinin üst üste konulduklarından havasızlıktan öldüğü, bir kısmının da açılan ateşten öldüğünü, hayatta kalanlarında konteynıra açılan ateş sonucu oluşan deliklerden hava alarak yaşabildiğini söylüyor.
Büyük bir işkence süreci geçirdiklerini söyleyen esirler; Guantanamo kampında bulunanların çok azının terörist olduğunu, geride kalanların hiçbir suçunun olmadığını da söylediler.
35 bin insanımızın katilini, dünyanın gözü önünde yargılayıp, tam bir acizlik örneği sergileyerek, bağımsız yargının verdiği kararı uygulayamayanların insan haklarından sınıfta kaldığı bir dünyada, yüzlerce masumu, insanlık tarihinin eşine ender rastladığı bir işkenceye maruz bırakıp, yargılanma/savunma hakkı bile tanımayanlar, Ortadoğu'ya insan hakları getirebilir mi sizce?
Biz suçu tespit edilene bir şey yapamadık, ama vahşiyiz!
Onlarsa, suçsuzluğu kesin olanlara uyguladıkları vahşetle medeniler!
Öyle mi?
Hey size diyorum!
Size; ABD olmadan biz bir şey yapamayız diyen, okumuş yazmış, dokumuş azmış, kokumuş kazmış, kakılmış gezmiş beyler!
Siz de Ayşe hanım, aman ara vermeden Türkiye'nin ne cici bir ülke olduğuna Batılıları inandırmak için ha bire yabancı konuk çağırın.
Sağa sola bağırın.
Mutlaka çıkar sesinizi bir duyan,
Uyan dünya alem uyan.
Sen de yan yüreğim yan.
Sen de her renge boyan.
Yakında çıkar foyan.
Hep senin o yan ve bu yan.
Basından
Blix: Irak savaşı terörizmi canlandırdı. (medya)
Irak savaşından çok zulüm terörizmi canlandırdı.
Erdoğan diğer bütün liderlerin aksine ezan okunurken konuşmasına devam etti. (medya)
Kırmızı çizgi meselesi bu oğlum. Dine dayalı olmayan siyaset işte buna derler.
Kıbrıs da, Ege de çözülecek, ama nasıl? (medya)
Nasıl, Yunanistan nasıl isterse velhasıl.
Kamış ile divit Beynevit
İstanbul Bursa bir milyon vursa.
Şuna ne dersiniz?;
Kartal Pendik, gittik geldik.
Ya şuna?
Bul karayı al parayı, deşme bağrımdaki yarayı. vs...
Önce haberi okuyalım.
Başbakan Suriye olaylarını mitingde değerlendirdi. (medya)
Olay bu kadar basit yani.
Hatta konuşmaya değmez.
Serçe dalı eğmez.
Bize ne Suriye'nin Kamışlı'sından. Adapazarı'nda da Kamışlı var. Adapazarı'nı Ankara yönünde çıkarken, Çaybaşı Yeniköy semtine doğru dön, az ilerde Kamışlı Köyü var. Hatta bu Kamışlı ile ilgili bir hatıram da var.
Şöyle ki, bu köyde adı Hediye olan bir teyze yaşarmış -Allah rahmet eylesin- Pazarlama yaptığım yıllar, müşteri; bu hediye mi? diye sorunca cevaben; Hediye hala Kamışlı'da derdim.
Şimdi Adapazarı'ndaki Kamışlı'yı sen bırak Mardin'e taaa 13 km. mesafedeki Kamışlı'da meydana gelen Kürt ayaklanmasına takıl.
Hey gidi akıl.
Kum ile çakıl.
Keyfine takıl.
Sana ne ayaklanmadan.
Sen ayaklanmaya değil ayıklanmaya bak.
Neden mi?
Eskilerden,
O bir ara yanlışlıkla içine düştüğün "dini siyasete alet etme" yanlışından ayıklan.
Yeter ki ayıklan, boğaza açıl kayıklan.
Karar verdim şair olmaya.
Elim gitmez sarma ilen dolmaya.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024