İş yine başa düştü!

Başımız sağ olsun! Vatan sağ olsun!
Allah Şühedâya rahmet, aileleri ve yakınlarına sabırlar versin.
Biliriz ve aklımız kesti keseli; "Kahramanı olmayan ve gerektiğinde ölmeyen topluluklara millet denilmez" diyerek dolaşırız! Kahramanca zengin bir milletiz elhamdülillah! 
Belli ki eş?zamanlı kahpe pusularla Van'da 3, Elazığ'da 3, Bitlis'te 6 olmak üzere toplam 12 Kahramanımız daha; "Can verdi, Yurdu yaşatmak için..." Allah hepsine rahmet eylesin, hepsinden razı olsun...
Van'da 20'si Polis olmak kaydıyla 73, Elâzığ'da 217, Bitlis'te 5 kişi olmak kaydıyla toplam 295 kişi de yaralımız, Gâzimiz var!
Allah'tan hepsine âcil şifalar dileriz..
Biliriz ki:
"İnsan büyür beşikte
Mezarda yatmak için.
Ve
Kahramanlar can verir
Yurdu yaşatmak için..."
Elbette kahpelerin, kalleşlerin, âkillerin inadına VATAN SAĞ OLSUN...
Bu arada 15 Temmuz'da Türk Milleti'nin; tankı yumruklayıp, helikoptere kafa atarak koruyup kolladığı Hükumet edemeyenler; Abant Platfomları'nda ve daha sonraki süreçte kendilerine akıl verirken âkillik edenlere dokunmadan 100 bin kişiden fazla FETÖ'cü gözaltına alındığı için dolup?taşan cezaevlerini boşaltmakla Örtülü Af'la yaklaşık 95 bin hükümlüyü yani cezalandırılmış mahkûmu, salıvermekle meşgul!
Birkaç gün sonra bu 95 bin kişilik suçlu başıboşlar, ahalinin arasına karışacak ve korkarım adâletin yaptırımından ümidini kesen maktûl yakını mağdurların, intikam için yapacaklarını seyredecek ve konuşacağız öfkeyle!
Bataklığı kurutmadık, kurutamadık!
Sivrisinekleri öldürmek anlamına gelen yarım tedbir ile cezaevlerine koyulanları da yeniden salıverdik, cezaevlerini bir daha dolduruncaya kadar ki, fazla süreceğini zannetmiyoruz!
Yağmur mevsimi olmamasına rağmen, her yanımız bataklık, her yanımız balçık ve her yer sivrisinek kaynıyor!
Ormanda ağaç aramak gibi abesle iştigal ederek, bataklıkta balçık arayanlar var!
Göremedikleri bataklığa işaret edeceğiz mecbûren, çünkü bu Vatan bizim, çünkü Yurdu yaşatmak için verilen canlar bizim, çünkü Devlet?i Ebed?Müddet uğruna sebîl edilen kanlar bizim...
Mecbûren bataklığı, gözlerine sokacağız!
Fazla uzağa, fazla eskilere gitmeye gerek yok!
Hafızalarımızı, 2009 yılına çevirelim mi?
Bir yılda bir kaç kere adı değiştirilerek te laçkalaştırılan, "Çözüm Süreci" adlı, bölücü projenin nereden çıktığını hatırlayan var mı?
O zamanlar ısrarla; "Hizmet Grubu A.Ş. ve Ceosu" dediğim ve bu yüzden tenkitlere, tehditlere muhatap olduğum şer odağının, yan kuruluşlarından; "Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı"nın, "Abant Platformları"nı hatırlayan var mı?
PKK ile görüşülmesi gerektiğini, Kürtlerden gasp edilen haklarının iade edilmesini, Kürtçe okullar ve televizyon açılmasını ilk defa öğütleyen, BOP Eş?Başkanı ve AKP Genel Başkanı, günümüz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vazgeçilmezleri "Âkil Adamları" ?akîl değil? hatırlayan, nerede olduklarını merak eden kimse var mı?
15 Temmuz kahpe kalkışmasında, hareket etmeyen sesi çıkmayan PKK kahpeleri gibi; 15 Temmuz'dan beri, hatta daha öncesinden büyük şehirlerimiz ve Başkentimizde bombalar patlatılırken bile nereye saklandılarsa fark edilemeyen bu Yüksek irtifâlı alçakların, nerelerde âkillik/yiyicilik ettiklerini merak eden var mı?
Akîl yani akıllı adamlar, iş başa düştüğünde; Devletine de, Vatanına da, Ümerâsına/âmirlerine de yani Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Kabine üyelerine de, hatta ihanete uğrayan Ordusuna da sahip çıkarken, bu Yüksek irtifâlı alçak âkiller, nerelerde idiler?
Tam da yeri gelmişken, Osmanlıca'da âkil'in yiyen anlamına geldiğini hatırlatır ve müthiş bir tevafukla akıllı anlamına gelen "akîl" yerine "âkil"in kullanılmış olmasına yorumu size bırakırım!
Israrla birliğe?beraberliğe asla zarar vermemek düşüncesiyle ama "Haksızlık karşısında susmak dilsiz şeytanlıktır" Peygamber (s.a.a.) öğretisinden hareketle uyarı hakkımızı kullanmak mecburiyetindeyiz.
Devlet, sadece hamâsetle; "Biz kefenimizi giyerek bu yola çıktık!" demekle yönetilmez! Ak kefenini giyerek kıratına binen ve 200 bin kişilik Haçlı Ordusu'nu Malazgirt'te yok eden, devrin Firavun'u Romen Diyojen'i Hakk ve haklının gücüne secde ettiren Sultan Alparslan'ın yaptığını yapamasa da, onu andıran bir şeyler yapmak zorundadır; "Biz kefenimizi giyerek çıktık ..." diyenler...
14 yılda; yollar yapıldı, doğru ama bu yollar yapılırken acayip yolunu bulanlar da peyda edildi! Söylentiler ayyûka çıktı!
Köprüler yapıldı, doğru ama o köprülerin altından çook bulandırılmış sular aktı!
Satılmadık KİT kalmadı, BİT kalmadı!
Yolunu bulmak için yol yaptırılanlardan; "Milletin a...a koyacağız!" diye ağzından yellenenler çıktı ve yine hamâset; "Beraber yürüdük biz bu yollarda..."
Ama biliyoruz ki; bu kadar yol buldurucu yollar, köprüler yapılır?yaptırılırken Van Depreminde yıkılan Van Emniyet Müdürlüğü hizmet binası 5 yılda yapılmadı! Çünkü galiba mücahitlikten müşahitliğe, müşahitlikten mütahitliğe terfi eden yol bulucular, yıkılan binanın yolunu bulamadılar!
Herkes kendine yakışanı yaptı, yapıyor, yapacaktır elbette.
Şimdi Rusya ve BRICS Ülkelerini kısa sürede ayağa kaldırıp şahlandıran Milli Ekonomi Modeli ve Modelin mucidi Prof. Dr. Haydar BAŞ önderliğindeki İkinci Kuvay?ı Milliyecileri dinlemenin zamanı!
Her hafta 10 ilimizde üç (3) er konuşmacı ile yapılacak, Milleti Ayıktırma Programları'nı izleme zamanı!
Dünyanın duyup, dünyanın gördüğü; Türkoğlu Türk Prof. Dr. Haydar BAŞ Hoca ve Projesini, bizim sağırlarımıza işittirip, körlerimize göstermenin zamanı...
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...