İstanbul'da yaşam çekilmez hale geldi
İstanbul'da hayatta kalmak artık lüks oldu. Kira yangını, ulaşım çilesi ve mutfaktaki kara delik, milyonların yaşamını nasıl kabusa çeviriyor?
05.05.2025 14:41:00
Eyüp Kabil
Eyüp Kabil





Türkiye'nin kalbi, ekonomik ve kültürel başkenti İstanbul, son yıllarda yaşam maliyetindeki baş döndürücü artışla adeta bir "pahalılık cehennemi"ne dönüşmüş durumda.
Özellikle konut kiraları, ulaşım giderleri ve temel tüketim maddelerindeki amansız yükseliş, milyonlarca İstanbullunun bütçesini derinden sarsıyor, yaşam kalitesini düşürüyor ve geleceğe dair umutlarını gölgeliyor. En güncel veriler ve saha gözlemleri, bu durumun vahametini çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
Kira yangını dinmiyor
İstanbul'da yaşam maliyetini en çok etkileyen kalemlerin başında hiç şüphesiz konut kiraları geliyor. Son bir yılda yaşanan fahiş artışlar, özellikle dar ve orta gelirli vatandaşlar için barınmayı neredeyse imkansız hale getirdi. Çeşitli emlak platformlarının ve gayrimenkul uzmanlarının güncel raporları, İstanbul'un birçok merkezi ve hatta çevredeki ilçelerinde bile kira fiyatlarının astronomik seviyelere ulaştığını gösteriyor.
Örneğin, nisan ayı enflasyonuna göre kira artış oranı yüzde 48,73 oldu. Özellikle yeni kiralama ve kontrat yenileme süreçlerinde ev sahiplerinin talep ettiği fahiş rakamlar, kiracıları adeta çaresiz bırakıyor. Bu durum, birçok İstanbullunun şehir merkezinden uzak, ulaşım imkanları kısıtlı bölgelere taşınmasına veya aileleriyle birlikte yaşamaya devam etmesine neden oluyor. Barınma hakkının giderek lüksleştiği İstanbul'da, gençler ve yeni evliler için bağımsız bir yaşam kurmak hayal olmanın ötesine geçiyor.
Ulaşım çilesi ve artan maliyetler
İstanbul'da yaşayanların günlük rutininin önemli bir parçası olan ulaşım da maliyet artışlarından nasibini almış durumda. Toplu taşıma ücretlerine yapılan düzenli zamlar, benzin fiyatlarındaki sürekli yükseliş ve köprü/otoban geçiş ücretlerindeki artışlar, İstanbulluların ulaşım bütçesini ciddi şekilde zorluyor.
UKOME tarafından son ulaşım zammı yüzde 35 oranında olmuştu. Buna göre, toplu taşıma ücretlerine son dönemde yapılan zamlar, aylık ulaşım kartı kullanan bir vatandaşın bütçesinde önemli bir yük oluşturuyor. Özel araç kullananlar ise akaryakıt fiyatlarındaki sürekli artış nedeniyle her geçen gün daha fazla harcama yapmak zorunda kalıyor. Trafik çilesi nedeniyle kaybedilen zamanın ekonomik maliyeti de cabası. Ulaşım, İstanbullular için sadece bir ihtiyaç değil, aynı zamanda her gün artan bir mali yük anlamına geliyor.
Temel ihtiyaçlar lüksleşiyor
İstanbul'da yaşam maliyetindeki artış sadece kira ve ulaşımla sınırlı değil. Temel tüketim maddelerindeki, özellikle gıda fiyatlarındaki fahiş yükselişler, vatandaşların mutfak bütçesini adeta alt üst ediyor. Market raflarındaki her geçen gün artan etiketler, sebze ve meyve fiyatlarındaki mevsimsel dalgalanmaların ötesindeki artışlar, dar gelirli ailelerin sağlıklı ve dengeli beslenmesini zorlaştırıyor.
TÜİK'in açıkladığı son gıda enflasyonu yüzde 37,1 oldu. Bu durum, özellikle asgari ücretle geçinmeye çalışan veya düzenli bir geliri olmayan vatandaşlar için hayatta kalma mücadelesi anlamına geliyor. Pazar ve market alışverişleri artık bir ihtiyaç giderme eylemi olmaktan çıkıp, bütçeyi dengeleme ve en uygun fiyatlı ürünleri bulma çabasına dönüşmüş durumda.
Vatandaş ne yapacak?
İstanbul'daki yaşam maliyetindeki bu sürdürülemez artış, vatandaşları farklı çözüm arayışlarına itiyor. Birçok kişi daha uygun fiyatlı barınma imkanları için şehir dışına göç etmeyi düşünürken, bazıları ek işler yaparak bütçelerini dengelemeye çalışıyor. Ancak bu bireysel çabalar, sorunun yapısal nedenleri çözülmedikçe yetersiz kalıyor.
İstanbul'da yaşam maliyetini düşürmeye yönelik acil ve kapsamlı politikaların hayata geçirilmesi gerekiyor. Konut piyasasında spekülasyonun önlenmesi, kira artışlarına sınırlama getirilmesi, toplu taşıma sistemlerinin iyileştirilmesi ve desteklenmesi, temel tüketim maddelerindeki fiyat artışlarının kontrol altına alınması gibi adımlar, İstanbulluların yaşam kalitesini korumak ve şehirde yaşama umutlarını yeniden yeşertmek için hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, İstanbul sadece tarihi ve kültürel zenginlikleriyle değil, aynı zamanda yaşamın giderek zorlaştığı bir metropol olarak anılmaya devam edecek.
Özellikle konut kiraları, ulaşım giderleri ve temel tüketim maddelerindeki amansız yükseliş, milyonlarca İstanbullunun bütçesini derinden sarsıyor, yaşam kalitesini düşürüyor ve geleceğe dair umutlarını gölgeliyor. En güncel veriler ve saha gözlemleri, bu durumun vahametini çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
Kira yangını dinmiyor
İstanbul'da yaşam maliyetini en çok etkileyen kalemlerin başında hiç şüphesiz konut kiraları geliyor. Son bir yılda yaşanan fahiş artışlar, özellikle dar ve orta gelirli vatandaşlar için barınmayı neredeyse imkansız hale getirdi. Çeşitli emlak platformlarının ve gayrimenkul uzmanlarının güncel raporları, İstanbul'un birçok merkezi ve hatta çevredeki ilçelerinde bile kira fiyatlarının astronomik seviyelere ulaştığını gösteriyor.
Örneğin, nisan ayı enflasyonuna göre kira artış oranı yüzde 48,73 oldu. Özellikle yeni kiralama ve kontrat yenileme süreçlerinde ev sahiplerinin talep ettiği fahiş rakamlar, kiracıları adeta çaresiz bırakıyor. Bu durum, birçok İstanbullunun şehir merkezinden uzak, ulaşım imkanları kısıtlı bölgelere taşınmasına veya aileleriyle birlikte yaşamaya devam etmesine neden oluyor. Barınma hakkının giderek lüksleştiği İstanbul'da, gençler ve yeni evliler için bağımsız bir yaşam kurmak hayal olmanın ötesine geçiyor.
Ulaşım çilesi ve artan maliyetler
İstanbul'da yaşayanların günlük rutininin önemli bir parçası olan ulaşım da maliyet artışlarından nasibini almış durumda. Toplu taşıma ücretlerine yapılan düzenli zamlar, benzin fiyatlarındaki sürekli yükseliş ve köprü/otoban geçiş ücretlerindeki artışlar, İstanbulluların ulaşım bütçesini ciddi şekilde zorluyor.
UKOME tarafından son ulaşım zammı yüzde 35 oranında olmuştu. Buna göre, toplu taşıma ücretlerine son dönemde yapılan zamlar, aylık ulaşım kartı kullanan bir vatandaşın bütçesinde önemli bir yük oluşturuyor. Özel araç kullananlar ise akaryakıt fiyatlarındaki sürekli artış nedeniyle her geçen gün daha fazla harcama yapmak zorunda kalıyor. Trafik çilesi nedeniyle kaybedilen zamanın ekonomik maliyeti de cabası. Ulaşım, İstanbullular için sadece bir ihtiyaç değil, aynı zamanda her gün artan bir mali yük anlamına geliyor.
Temel ihtiyaçlar lüksleşiyor
İstanbul'da yaşam maliyetindeki artış sadece kira ve ulaşımla sınırlı değil. Temel tüketim maddelerindeki, özellikle gıda fiyatlarındaki fahiş yükselişler, vatandaşların mutfak bütçesini adeta alt üst ediyor. Market raflarındaki her geçen gün artan etiketler, sebze ve meyve fiyatlarındaki mevsimsel dalgalanmaların ötesindeki artışlar, dar gelirli ailelerin sağlıklı ve dengeli beslenmesini zorlaştırıyor.
TÜİK'in açıkladığı son gıda enflasyonu yüzde 37,1 oldu. Bu durum, özellikle asgari ücretle geçinmeye çalışan veya düzenli bir geliri olmayan vatandaşlar için hayatta kalma mücadelesi anlamına geliyor. Pazar ve market alışverişleri artık bir ihtiyaç giderme eylemi olmaktan çıkıp, bütçeyi dengeleme ve en uygun fiyatlı ürünleri bulma çabasına dönüşmüş durumda.
Vatandaş ne yapacak?
İstanbul'daki yaşam maliyetindeki bu sürdürülemez artış, vatandaşları farklı çözüm arayışlarına itiyor. Birçok kişi daha uygun fiyatlı barınma imkanları için şehir dışına göç etmeyi düşünürken, bazıları ek işler yaparak bütçelerini dengelemeye çalışıyor. Ancak bu bireysel çabalar, sorunun yapısal nedenleri çözülmedikçe yetersiz kalıyor.
İstanbul'da yaşam maliyetini düşürmeye yönelik acil ve kapsamlı politikaların hayata geçirilmesi gerekiyor. Konut piyasasında spekülasyonun önlenmesi, kira artışlarına sınırlama getirilmesi, toplu taşıma sistemlerinin iyileştirilmesi ve desteklenmesi, temel tüketim maddelerindeki fiyat artışlarının kontrol altına alınması gibi adımlar, İstanbulluların yaşam kalitesini korumak ve şehirde yaşama umutlarını yeniden yeşertmek için hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, İstanbul sadece tarihi ve kültürel zenginlikleriyle değil, aynı zamanda yaşamın giderek zorlaştığı bir metropol olarak anılmaya devam edecek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.