İSTANBULLU

Spiker, "Sayılı Fırtınalar" isimli romanının yazarı Refi Cevat Ulunay'a bir radyo röportajında sorar: "Mutlu musunuz efendim? "Ulunay'ın cevabı kısa, fakat dilimizin espirisini ve zengin çağrışımlarını açıklar mahiyette "Hayır İstanbulluyum!"

NAMUS MESELESİ

Sanat ve edebiyat tarihçisi Zahir Güvemli şehir dışındaki çiftliğinde oturan Refi Cevat'ı ziyarete gider. Bahçede çifter çifter köpek, sofrada tüfekler ve tabancalar görünce, "Ne o, komşularını namuslu insanlar değiller mi yoksa?" diye sorar."Yooo.... Gayet namusludurlar" cevabını alınca da " Peki, bu köpekler ve silahlar, neyin nesi?" diyerek merakını gidermek ister. Usta yazar şu karşlığı verir: "Onların namuslarını muhafaza etmek için...!

HAYVANLAR ALEMİ

Refi Cevat, hayvanlara çok düşkündü. Onları sevmekle kalmaz, hastalıkları, yemleri, büyümeleri konusunda da veteriner kadar meraklıydı. Yazdığı gazetelerde çalışan bazı muzip gazeteciler, gece yarısı Ulunay'ı arar ve "Üstadım, erkek ve dişi kediler , kaçar renkli olur? En iyi bıldırcın hangi yörede yetişir, en nefis pastırmalar kaç aylık danaların nerelerinde yapılır" gibi sorular sorar. Refi Cevat Ulunay gece vakti uykudan uyandırıldığı halde kızmaz. Ve usul usul ciddi cevaplar verir.

KİTAPLARA DEPO

Hatıralarını "Enkaz Arasında" isimli eserinde toplayan Refi Cevat Ulunay yazısında bir kitap delisinden bahseder. Bakırköylü Mazhar Bey adıyla tanınan bu kişinin nesi var nesi yok kitaba yatırır. Evi kitaptan dolup taştığı için de bir çok kitaplarını dostlarının bodrumlarına, sandık odalarına taşır, orada muhafaza eder. Beyazıt'taki Sahaflar Çarşısı'nda cebindeki son kuruşa kadar kitap alan Mazhar Bey, Bakırköy'e vasıta ile gelmez, satın aldığı kitapları yürüyerek evine kadar getirir.