logo
16 NİSAN 2024

İstanbul'un fethini kutlamak ya da közkamanlık

30.05.2012 00:00:00
Duyduğumuza ve gazetelerden okuduğumuza göre Haçlı-Siyon ittifakı demek olan Avrupa Birliği ve Amerika'dan oluşan emperyalist Batının keyfi için İstanbul'un fethi kutlamaları kadük edilerek göstermelik mehter marşları ile geçiştirilip "idare edilecek"miş. Fatih Sultan Mehmet Han, Akşemseddin ve Ulubatlı Hasan figürlerine yer verilmeyecekmiş.
Bu üç ismin unutturulmak istenmesi bilinçli bir projedir. Zira Fatih, Türk millet varlığının siyasi, idari, millî iradesinin, istiklâlci Türk yönetim kademesinin; Akşemseddin, dinî, manevi, kültürel değerlerimizin, ılımlı İslam değil sahih, gerçek din anlayışımızın; Ulubatlı Hasan da halkımızın, askerimizin, gençliğimizin sembolüdür. Milletimizin bu üç önemli sosyal kesiminin simge figürleri unutturulursa Türk millet varlığı kolayca çözülür ve yok edilebilir.
Avrupa Birliği'ne girme sevdasıyla gâvurun talimat ve dayatmaları yörüngesinde Türk milletini millet yapan bütün millî ve dinî değerlerimizin, kurumlarımızın, sembollerimizin ve törenlerimizin kademe kademe yok edilerek ruhsuz, şuursuz, kimliksiz, kişiliksiz, özgüvensiz, tarihsiz, geleceksiz, bilgisiz ve bilinçsiz bir sürüye dönüştürme operasyonu olan "Yeni Türkiye" yaratma projesi devam ediyor. Emperyalist Batı, savaşmadan, zahmet çekmeden, hiç masraf etmeden Türk milletini millet olmaktan çıkarma projesini özel olarak eğittiği, yetiştirdiği, özel imkânlar sağladığı közkamanlar eliyle uyguluyor.
Manas Destanı'nda "Közkamanlar" adlı bir hikâye var. Buna göre Kırgız olan Hüseyin, düşmanları olan Kalmaklara esir düşer. Bir Kalmak kızıyla evlenip çocukları olur. Çocuklar Kalmak dilini ve kültürünü öğrenir. Kalmaklar, öz kültüründen, milliyetinden, kimliğinden uzaklaştırılmış ve "közkaman" olmuş olan bu çocuklarla Kırgızları içerden yıkmaya çalışır, onları kullanır. Adı Kırgız ama şahsiyeti ve ruhu itibariyle Kalmak yani başka bir millet olmuş bu közkamanlar, para ve menfaatten başka bir şey düşünemez olmuşlar ve düşmanlarının talimatlarıyla kendi milletlerini kırmaya başlamışlar. Düşmanın maşası olmuş közkamanlar, Manas'a Kırgızların yani kardeşlerinin arasına dönmek ve onlarla birlikte yaşamak istediklerini söylerler. Ama asıl amaçları Manas'ı öldürmek yani Kırgızları içerden kırarak yok etmektir. Kendileri Kırgız oldukları hâlde Kırgız kültürünü ve milliyetini küçümserler, "Kırgızlar niye Kalmakça konuşmuyor?, Kırgızlar niye Kalmaklar gibi yaşamıyor?" derler. Manas'ı zehirlemeye ve Kırgızlar arasında kargaşa çıkarmaya çalışırlar ama sonunda başaramazlar ve birbirlerine düşüp kendileri yok olurlar.
Közkamanlar, eğitimli, bilgili, akıllı, şuurları yerinde insanlardır. Fakat kendi millî kimliklerini reddetmişler, düşmanın kültürünü, amaçlarını ve projelerini benimsemişlerdir. Kendi milletlerinin tarihini, atalarını, değerlerini, dillerini, geleneklerini küçümserler, reddedeler. Kendi milletlerine düşmanın kültürünü ve değerlerini dayatırlar. Düşmanın amaçları doğrultusunda çalışırlar, düşmanın projelerini geçekleştirmek için gayret ederler.
Bizde de tâ Tanzimat'tan bu yana Batı emperyalizmi, bir közkamanlar güruhu üretmeye ve bunları Türk millet varlığını yok etmek için kullanmaya devam etmektedir. Eskiden közkamanlar, genellikle din ve millet yani İslam ve Türklük düşmanlığını açıkça söylerlerdi ve o yüzden çok fazla etkili olamazlardı. İster kapitalizm-sağcılık, ister komünizm-solculuk adı altında olsun, her iki közkamanlar güruhunun hedefleri İslamlık ve Türklük değerlerini yok etmekti ve bunu açıktan yaparlardı. Müslüman Türk milleti de bunları bilir ve o yüzden bunlara itibar etmez, yüz vermezdi.
Bugün ise Batı emperyalizmi, yeni bir taktik belirledi ve sonuç alabilmek için başka bir közkaman tipi üretti. Artık kapitalist-sağcı, ya da sosyalist-solcu közkaman tipinin iş yapamadığını anlayınca İslamcı, cemaatçi, muhafazakâr demokrat gibi bazı çevrelerden modern közkamanlar devşirmeye çalıştı. Bu konuda başarılı da oldu. Nitekim bugün ılımlı İslam ve radikal İslam çevrelerinden esir aldığı ya da devşirdiği bazı közkamanlar eliyle Müslüman Türk milletinin hem dinî hem de millî değer, ilke, kurum ve kuruluşlarını birer birer tasfiye ettiriyor. Ama Haydar Baş Hoca ve sevenleri gibi közkamanlaştırılamamış bazı şuurlu millî direniş odakları emperyalizmin korkulu rüyasıdır, iyi ki de öyledir.
Kalmakların Kırgızlara yaptığı gibi emperyalist Batı da içimizden ürettiği neo-İslamcı közkamanlar eliyle Türk'ün millî ve dinî kimliğini itibarsızlaştırarak, değersizleştirerek onun yerine Avrupa Birliği norm ve değerlerini dayatıyor.
Andımız, Gençliğe Hitabe, Türk milliyetçiliği, Atatürk, İstiklal Marşı, 19 Mayıs derken; nihayet sıra İstanbul'un fethi kutlamalarına geldi.
Avrupa Birliği ve Amerika, İstanbul'un fethi kutlamalarından rahatsız oluyor. Bunun için içimizden çıkardıkları közkamanlara sıradan, kuru, ruhsuz, önemsiz, göstermelik geçiştirme törenlerle fethi işlevsiz hale getirtmeye çalışıyorlar. Böylece fetih ruhu, kendiliğinden sönüp gidecek, yeni Türk nesillerinde hiçbir iz ve etki kalmayacaktır. İstenilen budur.
Milletler ve o milletin çocukları zaferleriyle, kahramanlarıyla, başarılarıyla, ürettikleriyle, sağlam maddi ve manevi değerleriyle millet olarak ayakta kalırlar ve tam bir özgüven sahibi olarak geleceğe emin adımlarla ilerlerler. Emperyalist Batı, Türk çocuklarının tarihini, kahramanlarını, atalarını, değerlerini militarizm, şovenizm, barbarlık, katliam, bilmem ne gibi kavramlarla, yaftalama, suçlama, değersizleştirme çalışma ve propagandalarını içimizden çıkarılan közkamanlara yaptırmaya çalışıyorlar.
Fatih, Akşemseddin ve Ulubatlı Hasan, neden unutturulmaya çalışıyor? Şunun için:
Fatih Sultan Mehmet, bir çağ kapayıp yeni bir çağ açarak dünya çapında evrensel bir fetih başarısına imza atmış, Hristiyan dünyasını darmadağın etmiş, Doğu Roma İmparatorluğunu ortadan kaldırmış cesur, yürekli, kararlı, azim ve sebat sembolü, teslimiyetçi değil tam istiklâlci bir Türk beyi olduğu için Batı, bundan rahatsız olur. Dolayısıyla Türk çocuklarının aralarından yeni Fatihler çıkmasına gönlü razı olmadığı için közkamanlara Fatih'i unutturmaya çalışır.
Akşemseddin, bir maneviyat, din, iman ve kültür abidesi, kalp gözü açık bir âlim ve veli olarak Türk'ün siyasi, askerî, idarî simgesi olan iradeli, karizmatik Türk beyi Fatih Sultan Mehmed'e destek verdiği, aydınlattığı, yol ve yön veren bir kişi olduğu için Avrupa bundan rahatsız olur. Bundan dolayı evlatlarımız arasından Türk'ün siyasi beynine ve aklına maneviyat ruhu ekleyecek yeni Akşemseddinlerin çıkmasını istemediği için közkamanlara onu da unutturur.
Çünkü Türk milletinin tarihsel başarısı Osman Bey-Şeyh Edebalı, Fatih-Akşemseddin, Atatürk-Rıfat Börekçi-Mehmet Akif birlikteliğindedir. Yani madde ve mana, milliyet ve maneviyat, siyasi irade ve dinî irade bütünlüğündedir. Batı emperyalizmi bundan rahatsızdır. Onun için siyasi irademizin sembolü olan yönetici beyimizi kendi projelerini uygulamakla yetinen bir sömürge memuruna dönüştürür. Dinî irademizin sembolü olan hakikî, sahih din önderlerimizi de İslam'ı yok edip Hıristiyanlığı hâkim kılacak ılımlı İslam projesinde paspas niyetine kullanır.
Ulubatlı Hasan ise Türk milletinin halk iradesinin, askerin, içinden çıkan güvenilir hakiki Müslüman Türk yönetim kademesine tam bir sadakatle bağlılığının, millet, din ve devlet adına ölümüne fedakârlığın, "dinim ve milletim için ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum" inancında tavizsiz bir sebatın sembolüdür. Emperyalist Batı, Türk çocuklarının Ulubatlı Hasan gibi bir askeri örnek almasını istemez, bundan rahatsız olur. Böyle kahraman ağabeylerini tanımasını ve örnek almasını istemez. Ulubatlı Hasan yerine Amerikan conilerine, zibidi askerciklerine, katil ve zalim terminatörlerine, Irak'ta, Afganistan'da Müslüman kadınlarına tecavüz eden, Müslüman şehitlerinin üzerine işeyen insanlıktan çıkmış hayvan sürülerine hayran olmasını ister.  
Közkamanlara çağrımızdır. Közkamanlıktan vaz geçin. Türk'ün hem dinî hem de millî kimliğini, Avrupa Birliği ve Amerika'nın keyfi için önce gevşetici sonra yok edici emperyalist projelerde kullanılan bir taşeron olmaktan vazgeçin. Fatih'i, Akşemseddin'i ve Ulubatlı Hasan'ı yani Türk'ün üç önemli toplumsal kesiminin bu üç önemli simge figürlerini Türk çocuklarına iyi öğretin ve iyi tanıtın. Eğer gelecek zaman diliminde de keyfinizce yöneteceğiniz bir ülke olsun istiyorsanız hiç olmazsa bu anlamda kişisel menfaatiniz için bile olsa milliyetçi Türklük ruh ve şuurunu korumak zorunda olduğunuzu idrak edin.
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Vatandaşın kemeri değil boğazı da sıkılacak
Yeme içmeye KDV zammı geliyor!
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı
Metin Cihan'dan İsrail'le ticaret konusunda yeni belge
'Bize yalan söylediler'
Altınok'u memleketinde bile geride bıraktı
Yavaş AKP'nin kalelerini de yıktı!
Tarladaki fiyatı 7 liraya kadar düştü
Enkaz kentte bereketli hasat
Uğur Dündar'dan 'babalık davası' hakkında açıklama
'Benim için konu kapanmıştır'
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Vatandaşın kemeri değil boğazı da sıkılacak
Yeme içmeye KDV zammı geliyor!
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı
Metin Cihan'dan İsrail'le ticaret konusunda yeni belge
'Bize yalan söylediler'
Altınok'u memleketinde bile geride bıraktı
Yavaş AKP'nin kalelerini de yıktı!
Tarladaki fiyatı 7 liraya kadar düştü
Enkaz kentte bereketli hasat
Uğur Dündar'dan 'babalık davası' hakkında açıklama
'Benim için konu kapanmıştır'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.