İşte AKP adaleti böyle bir şey!

Gazeteci Soner Yalçın bir konferans için gittiği Denizli'deki otelinde saat 5.30 civarında polis baskını ile derdest edilip savcı karşısına çıkartıldı."Senin" dediler "Gözaltına alınmanı Ankara 35. Asliye Mahkemesi karar verdi." Soner Yalçın, "Suçum ne?" dedi. "İfadeye çağrılmışsın ama gitmemişsin!"Elbette ifadeye çağrılıp gitmeyince mahkeme böyle bir karar alır. Lâkin ev adresi, telefon numarası, ofis adresi UYAP'ta bile olan bir kişinin mahkeme tarafından arandığından haberi yoksa ne diye mahkemeye gitsin, gidip ne diye, "Benim verilecek ifadem falan var mı?" diye sorsun!"Yandaş" değil, üstelik muhalif bir gazeteci ise hukuk sana işte böyle gelir?* * *Amma aynı hukuk?"Barış süreci" diye Öcalan'ın çağrısı ile Kandil'den Türkiye'ye girmek için inen 34 PKK'lı için Cumhuriyet Savcısı, Hâkimi, mübaşirleri ile mahkeme ta Habur'a, teröristlerin ayağına gider, "Pişman oldunuz değil mi?" diye sorar, PKK'lılar da, "Yo, ne pişman olması, aksine yaptıklarımızla gurur duyuyoruz" mealinde şeyler söyler, buna rağmen mahkeme "Yok, siz pişman olmuşsunuzdur" diyerek 34 PKK'lıyı kendilerini karşılamaya gelen on binlerce yandaşına teslim eder!* * *Evet, muhalifsen, meselâ 17-25 Aralık kepazeliklerinde "Hırsız ve rüşvetçiye suçüstü" yaptı isen mahkemelerde sürüm sürüm sürünürsün ve Türkiye "Hırsızın polis tarafından kovalandığı değil, polisin hırsız tarafından kovalandığı bir ülke" oluverir.. Ayda birkaç defa ülkenin bir ucundan bir ucuna sürülürsün, sen Hakkari'de iken Ankara'da aleyhinde dava açılır, hatta sen hükümetin emri ile Filistin'de görevde iken tıpkı muhalif gazeteciler gibi aleyhinde dava açılır, mahkemeye gelmediğin, ifadeye yetişemediğin için "derdest edilir" bu derdest Cuma günü akşamı yahut sabahına denk getirilir, üç dört gün tutuklu kalırsın?* * *Amma aynı hukuk bir başka yerde mesela şöyle tecelli eder?Bakanların evlerinde içi 325 bin Euro, 93 bin dolar ve 395 bin lira bulunan kasalar, bir banka müdürünün evinde 2 milyon dolar ve 2.5 milyon Euro çıkar. Kimi bakana 700 bin liralık kol saati rüşveti verilir ve zamanın Başbakanının oğlu ile evdeki paraları sıfırlama tapeleri görüntü destekli ortalığa saçılır. İşte bu kişiler ve bu rüşvet çarkını çevirdiği iddia edilen işadamı için savcılar beraat ister, mahkemeler beraat kararı verir, yetmez. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bu rüşvet ve yolsuzluk iddialarını araştırmak için kurulan komisyon bu kişileri ifade vermek için Meclis'e çağırmaz, aksine komisyon üyesi milletvekilleri İstanbul'a bütün bu yolsuzluk ve rüşvet olaylarında adı geçen kişilerin ayağına gider, "Bu ne haldir?" der, onlar da, "Size ifade vermek zorunda değiliz" der, biz "Sanık" değil "Tanık"ız gerekçesine sığınırlar?İşte AKP adaleti böyle bir şey?Şunu da söyleyelim. Çıkacak torba yasadaki zaten mevcut olan Polis devleti "makul şüphe" gibi yetkilerle iyice güçlendirilir, Jandarma ortadan kaldırılıp Polis'e eklemlenirse bu günleri mumla arayacağız, bu günler iyi günlerimiz, haberiniz olsun?