İşte Mü'min bu Türkmen'e benzer!

İsrail tetikçisi IŞİD teröristlerinden kaçan Iraklı Türkmen'in beraberinde çocukları, eşi, adım atma mecali kalmamış yaşlıları..Tavuğunu, köpeğini, saksıdaki çiçeğini, muhabbet kuşlarını almış, arkasında kurşun, önünde "ölümden kurtuluş ümidi", sıcak toprak, kaynar gök altında yürüyor ha yürüyor?İşte gerçek Mü'min de böyledir. Nefsi için yaşamaz..O, bütün canlıların "şahidi"dir. Bütün canlıların "Allah'ın kulları" olduğu bilinci ile hareket eder. İnsanından bitkisine, kuşundan kedisine bütün canlıları, işte o Türkmen gibi "bozulmaktan", "yok olmak" ve "cehennemden" kurtarmak için "yaşatmak" ister ve cümlesini "cennete, kurtuluşa götürecek" çıkartır? Çiçekten sorumludur, böcekten, kuştan sorumludur. Zira Allah(c.c.) ona ürünü ve sistemi bozmama yükümlülüğü yüklemiştir. Mahşer günü hepsinden sorguya çekileceğini bilir? Annen baban için ne yaptın diye sorulacağını bildiği kadar çiçek için, böcek için ne yaptığının da sorulacağını bilir. Çünkü dünya bütünüyle kendisi için yaratılmıştır, Ahseni takvim olarak onun hizmetine sunulmuş, yani kendine emanet edilmiştir.. Söyleyin Allah(c.c) aşkına, varını yoğunu altına, ABD dolarına çevirip IŞİD'den kaçıp hayatını yaşayan bir Türkmen mi doğru yapmış olurdu, yoksa yükü yukarıda söylediğimiz gibi kendine çile ve ayak bağı olan o Türkmen mi doğru yapmıştır? Sizce Allah(c.c.) bunların hangisinden razıdır? Hz. Peygamber(s.a.v.) iki Türkmen'den hangisine şefaatçi olur? O yükle bir Türkmen'in IŞİD'ten kaçış görüntülerini izlerken gözümüzün önüne Prof. Dr. Haydar Baş geldi?Biz, Prof. Dr. Haydar Baş'ın yolculuğunu izlerken, ümmet ve insanlık için ortaya koyduğu ve hayata geçmesi için varını yoğunu, ömrünü vakfettiği Milli Ekonomi Modeli ve Milli-Sosyal Devlet projeleri için çırpınırken de nefsini feda ettiğine şahit oluyor, bu yolculuğun bu dünyada değil, Ahrete varana kadar; yürünen yolun şefaat, cennet ve Cemal ile son bulmasına kadar devam edeceğine inanıyoruz.  Bu yolda "Allah'ın nimetlerinin sınırsızlığına inanmış olmanın" yani "Allah'a güvenmenin" ta kendisi var ve onun için içinde hem Mü'minler, hem bütün insanlık, hem "ürün" yani toprak, maden, bitki, börtü böcek, her şey mevcut?Aslında her Mü'min bu sorumluluk içinde olmalı hatta bu sorumluluğu yüreğinde hissetmeyen, emekli olayım kenara çekilip zikredeyim, kimseye bulaşmaktansa ayda bir hatim indirip ahretimi yapayım demek, nefs için yaşamak değildir de nedir? İnsan hiç olmazsa ailesine sahip çıkar, öyle değil mi? Sen camidesin, kızın Rock konserinde, sen hatim indiriyorsun, oğlun terör örgütüne katılmış yahut internette cehenneme doğru savrulup durmakta? Ülken Haçlıya muhtaç ve komşun aç?Oldu mu?Hemen, "Kim Allah(c.c.)'la konuşmak istiyorsa Kur'an okusun" hadisine sarılıyorlar. Teşbihte hata olmaz diyerek diyelim ki, Allah'la konuşuyorsun ey Müslüman kardeşim amma Allah ne diyor, bilmiyorsun. Elbette bu kadar ilginin de bir karşılığı vardır amma bu karşılık bir Japon'la konuşmana benzer. Japon sana güler, Japonca bir şeyler söyler ve elindeki robot otomobili sana uzatır. Sen de güler, teşekkür eder, "Japonlar ne sıcakkanlı insanlar" dersin. Oysa o Japon sana, gel ey kardeş topraklarına bir otomobil fabrikası kurayım, bu fabrikayı da sana vereyim demiştir de sen sırtını dönüp gitmişsindir?İşte bu yüzden Haçlılara el açmaktasındır, işte bu yüzden dünyanın en fakir ülkesinin yeterli beslenemeyen bir ferdisindir..Paran ve gücün olmadığı için de kâfirler tepende işte bu yüzden boza pişirir durur?İsrail tetikçisi IŞİD teröristinden kaçan Türkmen'in görüntüsü bizde işte bu çağrışımları yaptı ve Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın değerini bir kez daha bu görüntülerin verdiği ilhamla yüreğimizde hissettik, tabii, üzerimize düşen vazifenin de bir kez daha farkına vardık?